Çevrimdışı

Daha önce Split/Second oynamışsanız veya Burnout serisini seviyorsanız, sizlere bir yarış oyununun öncekilerden nasıl farklılaştırılıp daha iyi bir şekle sokulmasının hikayesini anlatmak istiyorum. Küçüklüğümde Carmageddon’u 3 gün arka arkaya durmadan arkadaşımla “bir bölüm ben, bir bölüm sen oyna” mantığıyla bitirmiştik. O günden beri etrafı yıkıp döktüğümüz (En azından araçları parçalayabiliyorduk Carmageddon’da) yarış oyunlarına karşı özel bir ilgim oluştu. Yıllar sonra Split/Second’la birlikte bu “yıkıp dökme” mantığının nasıl sinematik bir anlatımla birleştirilebileceğini görmüş oldum. Ridge Racer Unbounded’da ise tüm bu oyunlardan birer parça alınmış ve başarılı bir şekilde birleştirilmiş görünüyor.

Ridge Racer olmayan bir Ridge Racer

Ridge Racer Unbounded’da artık araçlarınız sadece drift yapmıyorlar. Boşluklardan uçuyorlar, binaları yıkıyorlar ve sokaklarda patlamalara sebep oluyorlar. Split/Second’da olduğu gibi rakiplerinizi birer enkaz haline çevirebiliyorsunuz.

Arabalar çeşitli ve detaylı. Bazı araçlar hızlı ancak pek dayanıklı değil. Diğerleri ise oldukça dayanıklı ancak pek hızlı değiller. Yani stratejik kararlar verip hangi tür araç kullanacağınızı belirlemeniz gerekiyor. Ridge Racer serisinde olduğu gibi hala drift yapmak işe yarıyor. Ancak yenilenmiş sistemle birlikte el frenini, virajları alırken dikkatli kullanmanız gerekiyor. Oyun biraz daha zorlaşmış gibi duruyor. Ancak pek fazla değişiklik de eklenmiş değil