IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 04 Nisan 2010, 23:26   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Filozofların Evrensel Ahlak Yasaları




Platon’a göre asıl gerçeklik idealar evrenidir. Varlık evreni ise idealar evreninin bir kopyasıdır. Platon ahlâk anlayışını da idea anlayışıyla açıklar. İnsanın amacı mutluluğa ulaşmaktır. Mutluluğun tek yolu da erdemdir. Erdem insanı mutlu kılar. İnsan iyiye varmak ister. İyi ideası zaman üstüdür, ne doğar ne de yok olur. Nesneler dünyasında insanın verdiği ahlâk yargıları, ahlâkî değerler, bu iyi ideasının bir yansımasıdır. Eylemlerimizin ahlâkî ilkesi bütün zamanlar için geçerli olan iyi ideasında temelini bulur. Buna göre ahlâklılık, iyi ideasının bilgisine dayanır. Platon için de “ kimse bilerek kötülük yapmaz.” Buna göre, iyi ideasını bilmek, doğruluk (hakikat) ile aynı anlama gelmektedir.

Platon ‘un ahlâkı tek kişiyi değil toplumun mutluluğunu esas alır. Bu mutluluk da ancak devlette bulunur. Devletin amacı insanlara erdemli, iyi olan bir yaşam sağlamaktır.

Fârâbî (870-950)’ye göre de evrensel bir ahlâk yasası vardır ve bu yasanın objektif özellikle oluşacağını belirtir. İnsanlar için iyilik ve mutluluk yöneldikleri hedeflerdir. Bu hedeflere insan akıl yoluyla ulaşır. Yani iyi ile kötü akıl yoluyla belirlenir. İnsana özgür iradeyi akıl verir.

Spinoza (1632-1677)’ ya göre, insan tutkular ve düşünce ikilemi içinde yaşar. Tutkular, ruhun karışık ve bulanık yanını oluşturur ve bunlar güçsüzlük, erdemsizlik ve yetkinsizlik halleridir. İnsan tutkularıyla bir köle, düşünce durumunda ise özgürdür. Özgürlük erdemdir. Buna göre, ahlâkın hedefi düşünce ile tutkuları yenmektir. Ahlâkî hayat, aklın tutkulara karşı savaşıdır ve insanı tutkuların kölesi olmaktan kurtarıp, onu özgür kılmaktır.

İ. Kant (1724-1804) kendisinden önceki filozofların öne sürdüğü ahlâksal eylemlerin mutluluk olduğu görüşünü kabul etmez. Çünkü, mutluluk kişiden kişiye göre değişen bir durumdur ve yaşamın amacı olamaz. Oysa ahlâkın temelini herkes için değişmeyen bir şey oluşturmalıdır. Bu şey ise iyiyi isteme dir. Asıl olan amaç, ister gerçekleşsin, ister gerçekleşmesin iyiyi isteme dir. Bu bir ahlâk yasası olmalıdır. Kant bu ahlâk yasasını şu yargı ile dile getirir: “ Öyle hareket et ki, senin hareketlerin aynı zamanda başka insanların da hareketleri için bir ilke ve yasa olsun.”

Kant bu yasayı insanın kendi özgür iradesi ile karar verdiği ve uyduğu için, evrensel ahlâk yasası olarak değerlendirir. Özgür iradenin bu yasayla birleşmesi gerçek özgürlüktür. Gerçek özgürlük ise insanın değerini tam olarak ortaya koyar.

Kant , evrensel ahlâk yasasını akıl yoluyla temellendirmiştir. Bu yasa hem sübjektif hem de objektif özellikler taşır; kişinin özgür kararına bağlı olduğu için sübjektif, evrensel olma özelliği taşıdığı için de objektiftir.

Kant’ın bu görüşleri şöyle örneklendirilebilir: Öğrencinin derslerine çalışması onun ödevidir. Öğrenci, ödev olduğu için derslerine çalışıyorsa, bu ödeve uygun eylemde bulunuyor demek olur ve bu da ahlâkî bir eylem olur. Ama, sınıf geçmek gibi bir fayda amacı ile çalışıyorsa, o zaman bu çalışma eylemini ödev olduğu için değil, onu bir başka amaç için , bir fayda amacı için yapmış olur ki, o zaman bu ders çalışma eylemi ahlâkî bir eylem olmaktan çıkar.

Yine örneğin, yoksula yardım etmek bir ödev olarak yerine getiriliyorsa, bu ahlâkî bir eylem olur. Ama, yardım kişinin kendi duygularını tatmin etmek amacıyla yapılıyorsa, bu eylemin ahlâkla bir ilgisi yoktur.

Bu akılcı ve formalist (içeriksiz) niteliği ile Kant’ın ahlâk anlayışı, ahlâk yasasını birey üstü ve evrensel bir boyutta temellendirirken, bir yandan ahlâk felsefesinin mutluluk ahlâkı ve dinsel ahlâk gibi içerikli ahlâk anlayışlarından olan bağımsızlığını, öbür yandan da ahlâk değerlerinin göreliliğine karşı genel-geçerliğini ve mutlaklığını savunmuş olur.

Ahlâk problemi yalnızca felsefede kalmamış, dinler de ahlâk yasasıyla ilgilenmişlerdir. İslâm dünyasında gelişen tasavvuf düşüncesi, ahlâk yasasını kendine özgü yorumuyla temellendirmeye çalışmıştır. Bu görüşler Türk-İslâm kültüründe ortaya çıkmış olan önemli kişilerde örneklendirilebilir.

Mevlânâ (1207-1273): Mevlânâ’ya göre, evrensel ahlâk yasasının kaynağı Tanrı’dır. Tanrı insanı , kendi mutlak gücünü ve büyüklüğünü bilmesi için yaratmıştır. İnsan yaratılanların en değerlisidir. İnsan bir takım sorumluluklar taşır. Bu sorumlulukları Tanrı’nın güç, güzellik ve yüceliğini en saf biçimde bilmek ve buna göre yaşamaktır. İnsan gelip geçici zevklerden arınarak ilahî aşk ile Tanrı’ya yaklaşmalıdır. İlahî aşkı içinde duyan kişi tüm insanları sevecektir. Evrendeki varlık ve düzenin kaynağı Tanrı olduğu için, kim ve ne olursa olsun sevilmeli ve hoşgörüyle davranılmalıdır.

Yunus Emre (1238-1320): Mevlânâ gibi tek gerçeklik olarak Tanrı’yı kabul eder. Tanrı ilk önce sevgiyi yaratmıştır. Bu nedenle bütün canlılara sevgi ile yaklaşılmalıdır. İnsan, kendine kötülük yapılsa bile iyilikle karşılık vermesini bilmelidir. Ancak böyle davranılırsa erdem sahibi olunur. “ Dünyadaki her yaratığa aynı gözle bakmayan, dinin evliyası olsa bile, gerçekte asidir.” Sözü Yunus Emre’nin görüşlerinin özünü oluşturmaktadır.

Hacı Bektaş Veli (1210-1270): Mevlânâ ve Yunus Emre’nin görüşlerini benimsemiştir. Onun ahlâk anlayışı ve dayandığı ilke Tanrı’ya duyulan sevgidir. Onun felsefesinde iki temel kavram vardır. Biri “fark”, diğeri “cem” kavramıdır. Fark, Tanrı ile yaratmış olduğu insanı birbirinden ayrıymış gibi bilmek ve tanımaktır. Cem ise, Tanrı ve insanı birlik olarak bilmek ve tanımaktır. Bu bilme ve tanıma, varlığın sırrıdır. Bu sırra yükselen ve onu bilen kişi ise, kâmil, bilge kişidir. Kâmil kişi, yaratan ile yaratılanı birbirinden farklı görmez. Bilge kişi yaratanın, yaratılanın iç yüzü olduğunu, yaratılanın da yaratanın kendisinin ve bilgisinin dış yüzü olduğunu bilir. Tanrı ile insan arasındaki bu beraberlikte ve varlıklar arasındaki , diğer varlıklara ve insanlara sevgi ile yaklaşmanın ve sevgiye dayanan evrensel ahlâkın kaynağı bulunur.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
ahlak, evrensel, filozofların, yasaları


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Evrensel Ahlak Yasası Var Mıdır? xena İslamiyet 0 06 Şubat 2013 19:58
Filozofların Aşk Sözleri PauL Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 13 Mart 2012 13:02
Ünlü Filozofların Sözleri.. Sevda Felsefe 0 13 Kasım 2011 06:58
Filozofların Gözüyle Erdem Kalemzede Felsefe 0 23 Eylül 2011 00:58
Filozofların Ölümü Kalemzede Felsefe 0 10 Ağustos 2011 12:58