IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07 Mart 2014, 18:06   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Farkındalık ve Kendini Bilmek




Yaşamın örümcek ağını ören insanın kendi değildir. O, bu ağda yalnızca bir teldir. Bu tele yaptığı her katkıyı aslında kendine yapmaktadır. Çünkü gerçek mutluluk iç barış ve huzurdan gelir, bu da iyilik tohumlarının ekilmesiyle, şefkatle ve merhametle cehaleti, bencilliği, açgözlülüğü yoketmekle gerçekleşir.

Şefkat ve merhameti ise büyük kentlerin renkli vitrinlerinden satın alamayız ya da makinada üretemeyiz. Ancak içsel gelişmeyle akıl ve vicdanımızı çalıştırarak elde edebiliriz. Zaten akıl ve vicdan tıpkı vücudumuzun kasları gibi çalıştırılmadığında zayıflar. İşte bu çalışmalar bizi tam tarafsızlık haline getirir. Tam bir tarafsızlık durumuna gelmeyi öğrendiğimizde, her şeyi temel birlik durumunda görebildiğimizde ise zihinlerimizin o doğuştan gelen saflığıyla huzurlu yaşarız. Hem de bu zihinlerin bizim bile olmadığını fakat yaratılmamış, her zaman var olan zihin olduğunu keşfederek.


Tüm soru olmak ya da olmamak değildir. Soru aynı zamanda ne olduğumuzdur. Gerçekten et ve kemikten oluşmuş insanlar mıyız? Dünyamız gerçek şeylerden mi oluşuyor, yoksa bilinç mi bizi çevreleyen. Aslında, şeyin kendisine dair kesin bir bilgimiz olamaz. Yalnızca şeyin görünenini bilebiliriz. Buna karşılık insan aklının şeyleri nasıl kavradığını deneyime dayanmaksızın söyleyebiliriz.

Nitekim, gökgürültüsünden önce geldiği için şimşeğin gökgürültüsünün nedeni olduğu sanılır. Halbuki bu ikisinin de nedeni bir başka üçüncü etmen olan bulutlardan elektrik deşarjıdır. Benzer şekilde Fransız filozof ve matematikçisi Descartes: “Rüya görürken de gerçek bir şey yaşadığımızı sanırız. Gerçek duygularımızı rüyadaki duygularımızdan ayırt edebilir miyiz? Bunu iyice düşündükten sonra uyanık durumumuzu rüyadan ayırt edebilecek tek bir özellik bile göremiyorum” diyerek devam eder “Tüm yaşamın bir rüya olmadığından nasıl emin olabilir insan”.

William Shakespear “As you like it” adlı eserinde o şiirsel anlatımıyla şöyle der: “Tüm dünya bir sahnedir, yalnızca birer oyuncu olan kadınlarla erkeklerin sahneye girip çıktığı. Ve tek bir insanın ömrü boyunca pek çok rol oynadığı”. Aslında sonsuzluk içinde varolan insan, ya şuur boyutunda kendisini tanıyıp sonsuza ayna olma huzur ve saadetini yaşayacak ya da bilgi ve idrak yetersizliği nedeniyle kemalini şartlanmalara bırakmış bir halde, ben bir maddeyim vehmi ile et ve kemik batağında mahvolacaktır.

Zaten insanla diğer canlılar arasındaki fark ta, insanların gördüklerinin ardına geçebilmesi kadardır. Unutulmamalıdır ki bir insan yedi yaşındaki inançları ile otuzyedi yaşında kendini hala iyi ve mutlu hissediyorsa, ömrünü boşa harcamış demektir. Zaten yaşamın bizzat kendisi de, sürekli öğrenmek ve öğrendiklerini yaşayabilmek içindir.

Yoğunluğun içinde bir noktada artık gerçekten nerede olduğunuzu unutur ve kendinize yönelik farkındalığınızı kaybedersiniz. Zihninizi ve düşüncelerinizi yapılması gereken işlerinize, peşinden koştuğunuz umutlarınıza, kontrol etmeye çalıştığınız endişelerinize ya da sahip çıkmanız gereken sorumluluklarınıza aktarırsınız, bölünürsünüz fakat her birine bölünmek yerine hepsini zihninize davet edebilirsiniz! Bu tam da Jon Kabat-Zinn’in insanlara önerdiği şu sözü çağrıştırıyor “bir sonraki duş alışınızda, içerde sizinle birlikte kim var diye durun ve düşünün” Sorun yaşadığınız bir aile ferdi ya da bir iş arkadaşı ya da size son zamanlarda kaba davranan bir arkadaşınız her biri o an uzaklaşacak.


Farkındalık ve kendini bulma sanatı, zihninizi ve düşüncelerinizi aktardığınız gündelik hayatın getirdiği her şeyi uzaklaştırmaktır. Düşüncelerinizden, arzularınızdan, endişelerinizden ve dikkatinizi dağıtan her şeyden birkaç dakika uzaklaşmanızı ve her şeyi yeniden kurmanızı sağlar.




Size kim olduğunuzu, nerede ve nasıl olduğunuzu deneyimleme fırsatı verir. Zihninizi meşgul eden her şeyden uzaklaştıran bu metaforik yolculuk sonrası çok özlediğiniz evinize, kaybettiğiniz kendinize dönmüş gibi hissedeceksiniz.

En azından günde birkaç dakika hayatınızı olduğu gibi deneyimleyin.

Bunu yapmak için o an merak etmeye odaklanın.

Bedeninizin neyi fark ettiğini bulmaya çalışın.

Bunun sizin için ne anlama geldiğine odaklanın.

Hayatınızın o anı size kendinizi nasıl hissettiriyor? Birkaç dakika sadece o ana odaklanın ve o anı keşfetmeye çalışın.

Belki de, bu süreç içinde sizin için nelerin daha önemli olduğunu fark ederek kendinizi anlamayı başaracaksınız.
Alıntı

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
bilmek, farkındalık, kendini, ve


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Farkındalık. Kalemzede Felsefe 0 06 Haziran 2012 08:54
Kendini Bilmek Liaaa Kişisel Gelişim 0 07 Mart 2012 12:59
Kendini bilmek KarakıZ İslamiyet 0 26 Aralık 2011 15:49
Kendini bilmek mi daha önemli kendini farketmek mi ? AngeLus IF Ekstra 7 29 Ağustos 2010 18:13
Farkındalık Afrodit Genel Paylaşım 0 22 Ağustos 2010 22:34