![]() |
Hakaret etme’nin altında yatan sebepler Hakaret etme’nin altında yatan sebepler Psikiyatri Uzmanı Onur Okan Demirci insanın hakaret etme eyleminin altında yatan sebepleri anlattı. Demirci, “Kişi haksız olduğunu kabullenemediği durumlarda hakaret yolu ile bu duygusunu bastırmaya çalışabilir. Haksızlığı ile yüzleşeceği korkusu ile durumu örtmeye çalışarak hakaret yoluna başvurabilir” dedi. Son zamanlarda artan öfke ve hakaret olayları kişilerin bu eylemleri gerçekleştirmesinin altında yatan psikolojik sebepleri merak konusu yaptı. Psikiyatri Uzmanı Onur Okan Demirci bu durumun nedeninin derin psikolojik etkiler nedeniyle ortaya çıktığını söyledi. “Bunun en önemli nedenleri arasında kişinin kendisinde eksik olarak hissettiği açıklarını kapatma çabası bulunmaktadır. Kişi kendisinde yetersizlik olarak yer edinmiş duygularını açığa vurmaktan veya fark edilmesinden endişe duyarak hakaret etme yoluna başvurabilir” diye konuşan İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ)Psikoloji Bölümü Öğr. Üy. Dr. Onur Okan Demirci, “Kişi haksız olduğunu kabullenemediği durumlarda hakaret yolu ile bu duygusunu bastırmaya çalışabilir. Haksızlığı ile yüzleşeceği korkusu ile durumu örtmeye çalışarak hakaret yoluna başvurabilir. Söylenen bir yalanın ortaya çıkma endişesi ile kişi öfke kontrol sorunu yaşayarak karşısındakine hakaret etme yolu ile durumu geçiştirmeye ve baskın hale gelme çabası içine girebilir” ifadelerini kullandı. “EN TEMEL NEDEN GÜÇLÜ OLANIN ZAYIF OLANI EZME PSİKOLOJİSİ” Psikiyatri Uzmanı Demirci sözlerine şöyle devam etti: “Hakaret eden kişi genellikle bunu yapacağı kişiyi seçerken kendisinden fiziksel ya da duygusal olarak daha zayıf veya statü olarak daha aşağıda birini seçer. Çünkü kendisinden daha zayıf olarak gördüğü karakterin karşı koyamayacağını düşündüğü için böylece kendi içinde yaşadığı yetersizlik hislerinin açığa çıkmayacağından emin olur ve kendini daha güçlü hisseder. İşte doğada güçlü olanın zayıf olanı ezme psikolojisinin altında yatan en basit, temel neden budur. Kişi kendisini ne kadar yüksekte görürse oradan düşmesi o kadar can yakacağından düşmemek için her türlü yola başvuracaktır. Psikolojide narsizm olarak adlandırılabilecek bu durumun asıl sorumlusu aslında hakaret eden kişi olmayabilir. Toplum, aile, sosyal çevre kişinin bu narsizmin beslenmesinde büyük rol oynar. Beklentiler büyüdükçe kişi bu beklentileri karşılayabilmek adına kendisini şişirecektir. Tıpkı bir balon gibi. Fakat bir balon ne kadar fazla şişerse patladığında da o kadar fazla ses çıkarır. Her insanın yaşamda kendisine bir rol bulabilmesi için bir miktar narsizme ihtiyacı vardır. Yeterli dozda narsizm kişiyi ve çevresindekileri iyi hissettirir fakat aşırı dozda olduğunda ise çevresinde oldukça rahatsızlık hisleri uyandıracaktır. Ormanlar kralı/kraliçesi olan narsist aslan kendisini ve ortamını korumak için öyle güçlü kükrer ki kim varsa etrafında kaçacak delik arar. Bir korku imparatorluğuna dönüşen dünyasında ise bir o kadar da yalnız kalmıştır.” YALNIZLIK EMPATİYİ YOK EDİYOR Yalnızlığın empati yeteneğini yok edeceğini vurgulayan İGÜ Psikoloji Bölümü Öğr. Üy. Dr. Onur Okan Demirci, “Karşısındakinin duygularını ve hislerini anlayamaz ve karşısındakini ezerken de hiçbir şey hissetmez. Ona göre her zaman o haklıdır. Narsistik bir dürtü ile gerçekleştirilen hakaret karşı tarafı sindirmeye yöneliktir. Galip geldiğini düşünen narsist kişi ise güçlü ve haklı olduğunu düşünerek hayatına yalnız bir şekilde devam eder” dedi. |
Cevap: Hakaret etme’nin altında yatan sebepler Hakaret etmemek lazım ama bazen hakediyorlar. Bunun açığımızı bulmasıyla alakası yok gibi. Bazen aşağılandığını hissettiğinde sinirlendiğinde vermiş olduğun tepki olabiliyor. En basiti biri ukalalık yaptığında, böbürlendiğinde ister istemez herkesin sinirini bozuyordur. O kişiye cahil demek bile bir hakaret sayıldığına göre. Sadece aşağılık kompleksi olan kişilerin hakaret ettiğine katılmıyorum. |
Cevap: Hakaret etme’nin altında yatan sebepler Alıntı:
Hayat perspektifi insanlar için değişkenlik gösterse de düşüncenize saygı duyuyorum. Fakat ben, insanların hakaret etmeden de zekâlarını kullanarak ya da sadece görmezden gelerek karşı tarafı alt edebileceklerine sonuna kadar inanıyorum. Çünkü gerçek güç, sözcükleri kılıç gibi savurmak değil; sabır, üslup ve akılla üstün gelebilmektir. Bu yüzden ben, hakaret yerine her zaman üslubu ve aklı tercih eden tarafta olmayı seçiyorum. |
Cevap: Hakaret etme’nin altında yatan sebepler Alıntı:
Elbette herkesin karakteri ve yapısı bir değil. Tabi ki söylemiş olduğun yöntem daha mantıklı haklısın o konuda.. |
Cevap: Hakaret etme’nin altında yatan sebepler kendine hakim olmak bazen cok zor olabiliyor… Ama hakaret etmek, o insanin seviyesine dusmek demektir. Degmez. |
Cevap: Hakaret etme’nin altında yatan sebepler Kişilik bozukluğu derim ben. |
Cevap: Hakaret etme’nin altında yatan sebepler Çok kibarca anlatılmış, ülkemizde güç zehirlenmesi yaşayanların spor olarak yaptığı, karşısındakini manüpüle ederek durdukyere hçbişey yokken uyguladıkları bi tür psikolojik baskı bu artık. Daha 2 3 gün önce gördük kendisini teknolojinin piri sanan fakat gözümde 1kuruş bile etmeyen bi sonradan görme karşısındakine saksı fln fırlatıp hakaretler etti, güç zehirlenmesi yaşayanların klasik sporu artık bu davranış türü. Ne olacaktıki eğitim sıfır, maneviyat sıfır, dostluk sadece kelimede kaldı artık. Eğitimi sadece okulla sınırlamayalım bir anne babanın en başlıca görevi çocuklarına iyi bir insan olmayı öğretebilmektir. |
Cevap: Hakaret etme’nin altında yatan sebepler Alıntı:
Alıntı:
--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 09:22 -->-> Daha önceki mesaj 09:15 -- Alıntı:
Makamı ya da unvanı ne olursa olsun, iç dünyası boş kalmış biri en ufak otoriteyle bile etrafına baskı kurmayı bir marifet zannediyor. Oysa gerçek güç, başkasını ezmek değil; kendini kontrol edebilmek ve etrafına fayda sağlayabilmektir. Bugün yaşadığımız sıkıntıların temelinde de bu var: İyi insan olmayı öğretemediğimiz için ‘başarılı’ sandıklarımız aslında sadece koca bir boşluğun gürültüsü haline geliyor. Anne-babanın en büyük görevi evladına iyi insan olmayı gösterebilmek… Çünkü gerisi, unvan da mal da makam da, gelip geçici birer gölge. Peki biz çocuklarımıza gerçekten ne bırakıyoruz? |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 00:40. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk