IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 24 Mayıs 2012, 12:42   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Ergende Görülen Değişiklik Ve Ergenle İletişim




İnsan gelişimi doğumdan ölümüne kadar devam eden bir süreçtir. Yaş dönemlerine göre farklılık gösteren bu süreç, anne baba tarafından doğru davranış kalıplarıyla desteklenirse bireyin gelişimi ruhen ve bedenen sağlıklı bir seyir izler. Sağlıklı bir bebeklik sağlıklı bir çocukluk dönemini, sağlıklı bir çocukluk dönemi sağlıklı bir ergenlik dönemini, sağlıklı bir ergenlik dönemi ise, sağlıklı bir yetişkinliği ortaya çıkartır.
İnsan gelişim süreçleri birbirinden bağımsız olarak düşünülemez. Her dönem kendi bünyesinde önem arz eder. Hiç bir evre önemsiz olarak adledilemez. Tüm evrelerin gereken önem verilerek geçiriliyor olması kişilikli bir birey oluşumunu beraberinde getirir. Yetişkin olarak sağlıklı bir kişiliğe sahip olunmamışsa bunun sebepleri geride kalan gelişim evrelerinin sağlıklı bir şekilde geçirilmemesin de aranmalıdır. Hiçbir insan suçlu veya kötü olarak dünyaya gelmemiştir. Sağlıklı bir seyir izlemeyen bir yaşam süreci bireyleri olumsuzluklara itmiştir.

Her evre elbetteki çok önemli demiştik. Ancak insan yaşamında kritik evreler vardır. Bunlardan bir tanesi de ergenlik dönemidir. Özellikle son zamanlarda sıkça duyar olduğumuz bu kavram, anne babaların çocuklarının ergenlik döneminden ürkmesine sebep olmaktadır. Herkes ergenlikle ilgili bir şeyler söylüyor. Kimi çok zor bir süreç olduğunu, kimileri ise “bizim zamanımız da ergenlik mi vardı, biz niye ergen olmadık, farklı tavırlar sergilemedik, şimdiki çocuklar şımarıklıktan biz ergeniz havalarına girip, tabir yerindeyse evde terör estiriyorlar “ şeklinde görüş beyan etmektedir.
Ergenlik döneminin gelişim evreleri arasında kritik bir döneme tekabül ettiği bir gerçek. Bunu yok saymak çözüm odaklı bir davranış olmayacağı gibi yaşanması muhtemel problemleri de arttıra bileceği olasılıklar arasındadır. Ergen, karmaşık duygular içerisindedir. Bir yandan özgürleşmek, ailesi tarafından kısıtlanmak istemezken, diğer taraftan da ailesinin desteğine, yakın ilgi ve alakasına ihtiyaç duyar. Ailesi tarafından önemsenmek, büyüdüğünün kabul edilmesini ister, kendisine güven duyulmasını arzu eder. Ebeveyn çocuğun için de bulunduğu durumu çok iyi analiz edip, doğru hamlelerle ergene yaklaşmalı. Aşırı uçlarda yaklaşım ergeni aileden uzaklaştıracaktır.

Ergenlik (9-18) yaş arası dönemi kapsayan bir süreçtir. Çocukluk döneminin sona erdiği, yetişkinliğe adım atma dönemi olan ergenlik sürecinde bireyde ----olojik, psikolojik ve sosyolojik olarak farklılıklar gözlemlenir.

Erkekler de ve kızlar da ergenlik dönemi farklı zaman dilimleri gösterebilir. Ergenliğin etkileri de kız ve erkekler de farklılıklar gösterdiği gibi, kişiden kişiye göre etki düzeyinin aynı olmasını beklemek hatalı olur. Bazı çocuklar bu süreci daha çalkantılı ve sancılı geçirirler. Bu çocuklar aileleri tarafından “ sanki bizim çocuk gitti, başka bir çocuk geldi, çocuğumuzu tanıyamıyoruz adeta” dedirtecek boyutlara ulaştığına tanık olunmaktadır. Buradan hareketle akran çocukları birbiriyle kıyaslamak doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Komşunun çocuğunun sakin bir ergenlik süreci geçiriyor olması, sizin farklı olan kendi çocuğunuza bakış açınızı ve yaklaşımınızı etkilememeli. Burada genetik faktörler, çocuğun içinde yetiştiği aile yapısı, sosyo kültürel düzey ve ekonomik koşulların da etkisi göz ardı edilmemelidir.

ERGENDE GÖZLEMLENEN FİZYOLOJİK DEĞİŞİKLİKLER

Fiziksel değişim çok hızlıdır
Boy uzar
Kilo artar
Sakarlıklar başlar ( Beden organları büyüdüğü için)
Vücut yapısı yetişkine benzer şekil de değişmeye başlar
Ter ve yağ bezleri salgıları artar

ERGENDE GÖZLEMLENEN PSİKOLOJİK DEĞİŞİKLİKLER

Büyüdüğünün ailesi ve çevresi tarafından kabul edilmesini isteği
Dengesiz, tutarsız tutumlar
Bağımsızlaşma ve özgürleşme talebi ( karşı gelme)
Kimlik arayışı/ kargaşası
Eleştirme
Sürekli kendini gözlemleme, bedenini eleştirme, kendisini beğenmeme
Aileden uzaklaşma, yalnız zaman geçirme isteği
Kendini beceriksiz hissetme/ Kendini aşırı beğenme ( duygularda uç noktalar da olma)
Aynanın karşısında saatlerce vakit geçirme
Yüzdeki sivilcelere karşı takıntı
Kendi duygularına yabancılaşma
Aileye ve çevreye karşı asi ve aykırı davranış sergileme
Aile tarafından anlaşılmadığı hissine kapılma
Sık sık değişken ruh haline bürünme (çok mutlu iken birden mutsuz veya sinirli olma )
Anne- babayı eksik görme, beğenmeme, eleştirme.
Utangaçlık, çekingenlık veya saldırganlık.
Cinselliğe ilgi duyma .
İç sıkıntı hali.
Bazen aşırı eve kapanma, dışarı çıkmama isteği
Anne babaya karşı olan duyguları gizleme, uzaklaşma.
Soyut düşünme yetisi geliştirme
Aşırı sorgulama
Ben merkezci anlayış

ERGENDE GÖRÜLEN SOSYOLOJİK DEĞİŞİKLİKLER

Arkadaş çevresine yönelme.
Karşı cinsi fark etme.
Toplumsal kuralları yok sayma isteği, başkaldırı.
İdol olarak gördüğü insanların fikirlerini kendi fikri gibi savunma.
Her konuda hararetli tartışmalara girmekten zevk almakta.
İlgi ve giyim tarzlarını arkadaş grubuna göre belirleme.
Sanatçılara karşı özenti duyma ve onları taklit etme.
İdeal belirlemede rol- model seçmeyi tercih etme .
Çevresindeki insanlara karşı tutarsız davranışlar sergileme.
Beğenilmeme endişesi.
Herhangi bir gruba bağlı olma isteği(arkadaş grubu)
Sosyal bir varlık olma bilinci geliştirme
Söz sahibi olma isteği . Toplum içinde fikirlerini beyan etme eğilimi gösterme.
Sosyal problemler hakkında düşünme ve çözüm önerileri sunma
Her türlü otoriteye karşı gelme duygusu içinde olma.
Kısaca değinmeye çalıştığımız ----olojik, psikolojik ve sosyolojik değişimler ergende çatışma ve stres oluşumuna sebep olmaktadır . Yapılan araştırmalarda ergenlerin %30’u bu dönemi zor ve sıkıntılı atlattığı ortaya çıkmıştır. Burada genetik faktörün dışında anne babanın ergenlik öncesi evrelerde çocuğuyla kurduğu sağlıklı iletişimin önemi ortaya çıkmaktadır. Eğer ebeveyn olarak bu süreçleri doğru bir şekilde geçirdiyseniz çocuğunuzla aranızda saygı, sevgi ve güvene dayalı bir ilişki varsa ergenlik döneminde de bu olumlu ilişki kendini gösterecektir. Problemli ve sıkıntılı ergenlik süreci yaşayan çocuklarda geçmişe dayalı ailevi problemlerin varlığı ortaya çıkmıştır. Ergenlik sürecini rahat atlatmak bebeklikten itibaren çocuğunuzla güzel ilişki kurmanızla yakın alakalıdır diyebiliriz.

Bebeklik ve çocukluk döneminde birey anne ve babasının egosuna dayalı olarak yaşamını sürdürür. Siz ebeveyn olarak bu egonuzu çocuğunuzu ezici güç olarak kullanırsanız, çocukta ergenlik döneminde “bende artık büyüdüm, çocuk değilim. Bende size karşı koyabilirim” şeklinde bir tavır ortaya koyarak ‘karşı gelme’ eğilimi gösterecektir. Dengeli ve sağlıklı iletişimde birbirini alt etme psikolojisi yoktur. Kazanan -kaybeden yerine, kazanan-kazanan ilişkisi esas olmalıdır.
Ergenlikte birey kimlik arayışı içerisinde benlik algısını belirler . Sağlıklı ilişkiler içinde yetişen çocuklar benlik saygıları yüksek, sosyal ilişkileri güçlü, ruhsal sağlıkları yerinde birer birey olarak toplumda kabul görürler. Aksi halde kendi kendisiyle barışık olmayan birey, kendini memnun edemediği gibi toplumda da yer edinemez.
Çocuklar büyüdükçe bir grubun içinde olma, grup psikolojisiyle hareket etme isteği duyarlar. Bu durum onlarda benlik kavramının temelini oluşturur. Arkadaşlık duygusal dengenin muhafaza edilmesinde ve sosyal kişilik gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Ancak arkadaşlığın, sevginin, ilginin ve duygusal tatmini sağlayan temel unsur haline dönüştürülmesi, ebeveyn ve çocuğun iletişimine zarar verebileceği gibi, farklı sosyal problemleri de beraberinde getirebilmektedir. Ailesinde doyuma ulaşmayan duyguları dış çevrede arayış, bireyin sosyal olma ihtiyacı olgusu ile bağdaştırılamaz.
Ebeveyn olarak çocuklarımızla sağlıklı bir ilişki kurmamız onları sosyal tehlikelerden de alıkoyacaktır. Ailesinden beklediği ilgi, alaka ve desteği alamayan ergen, arkadaş çevresine yönelecektir. Ergenlik döneminde arkadaş çevresi ve ev dışı ortam ergene dayanacağı bir güven kaynağı oluşturur. Bir gruba ait olma, kabul görme, değerli olma hissi, büyüdüğünün kabul edilmesi açısından ergenin en çok arzuladığı duygudur. Ev dışında bir çok tehlike çocukları bekliyor durumda iken çocuğun dışarıya yönelmesi anne babayı korkutuyor ve endişelendiriyor olması son derece normaldir.
Kainat boşluk kabul etmez. Sizin boş bıraktığınız bir alanı bir başkası dolduracaktır. Çocuklarla sizin aranıza boşluklar girmesin. Nasıl bir arkadaş grubuna dahil olmasını belirlemeniz mümkün olmayabilir.

ERGENLE İLETİŞİMDE ANNE BABA TUTUMU NASIL OLMALIDIR.

Ergenlik sağlıklı yetişkinliğe geçişin önemli bir basamağıdır. Ergenin içinde yaşadığı çalkantılı duygular ailesi ve çevresi ile ilgili ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir. Engebeli, inişli, çıkışlı süreç ebeveynleri üzmekle kalmaz aynı zamanda ergeni de üzer. Çevresindeki insanları kırıyor olmak onu üzsede bu sürecin yaşattığı gerginlik, ani çıkışlara dönüşerek istem dışı davranışlara dönüşebilir. Bu tür davranışların yaşanması normal karşılanmakla birlikte, ebeveynler evde alarm durumu yaratarak paniğe kapılmamalılar. Hoş görülü bir tutumla bu sürecin üstesinde gelinecektir. Bu dönemin zor ve sancılıda olsa, geçici bir dönem olduğu ebeveynleri bir nebzede olsa rahatlatmaktadır. Ailenin çocuğa karşı anlayışlı ve hoşgörülü tutumu çocuğu da rahatlatacaktır. Çocukla çatışmaya girmek yerine sevgi, saygı ve güvene dayalı bir diyalog tercih edilmelidir. Ailesi tarafından anlaşıldığının hissedilmesi ergende güven duygusunu destekler. Kaldıki, ergenin bu dönemde en çok ihtiyaç duyduğu duygu da güvendir.

Ancak hoşgörü ve toleransın dozu iyi ayarlanmalı. “ Çocuğumuz ergenlik döneminde, sinirli, stresli, ne isterse yapalım , ne yaparsa, ne söylerse evet diyelim” şeklinde sınırsız bir anlayışta aynı şekilde hatalı bir tutum olacaktır. Çocuğunuzu desteklerken yapıcı eleştiriler yapmaktan da kaçınmayın. Baskı ve cezalandırmaya ihtiyaç duymadan telkinlerde bulunabilirsiniz. O anda kabul etmese de sizin ona sunduğunuz doğrular zamanla yerine oturacaktır.

*Anne babalar bu evrenin gelişim süreci içerisinde olması gereken normal tutumlar olduğunu ve geçici bir bunalım, sancılı bir dönem olduğunun bilincinde olmalı.
*Ebeveyn ve çocuk arasındaki diyaloğun çocukluk döneminden ergenliğe kadar olan süreçte kopuk olmaması gencin ailesiyle zıtlaşmadan, kutuplaşmadan problemlerin üstesinden gelinmesine neden olur.
*Ebeveyn ergene karşı farklı zamanlarda farklı tutumlar sergilememeli. Birgün “sen daha çocuksun bunu anlamazsın karışma” derken , başka birgün “kocaman adam oldun / kocaman kızsın yaptığın harekete bak… “vs şeklinde bir tutum ergeni nasıl davranacağını bilememe, yani dengesiz bir tutuma iter. Ergenlik çağındaki bir çocuk yaşına uygun davranışlarla değerlendirilmelidir.
*Ergenin yeni geliştirdiği düşünce kalıpları olabilir. Bunlar anlamlı veya anlamsız, kendine ait veya başkasından öğrendiği, model aldığı düşüncelerde olsa alaylı ve eleştirel şekilde karşılanmamalı. Bu konular sana göre çok ağır, sen bu konuları anlamazsın, bu fikirler sana ait değil, vs… şeklinde küçültücü diyaloglar genci rencide eder ve paylaşımını azaltır. Genç, fikirlerine saygı duyan, önem veren birilerinin arayışına girer.
*Gencin her türlü yapıcı girişimleri yetersiz veya başarısızda olsa desteklenmeli, kendisine cesaret verilmeli. Kendi gücünü, potansiyelini ortaya koymasına ortam hazırlanmalı .
*Ergen kendisiyle, dış görünüşüyle çok ilgilidir. Ayna karşısında saatlerini geçirebilir. Giyim kuşam noktasında kararsız ve kendini beğenmez bir duygu içindedir. Özgürce davranmak ister. Kimi zaman seçimleri beğenilecek türden olmayabilir. Ebeveynin onun düşüncesine tahammül etmemesi, onu yargılaması, eleştirmesi ergeni çileden çıkartabilir. Anlaşılmadığını , saygı duyulmadığını düşünerek isyankarlaşabilir. Ebeveyn olarak belirli sınırlar içerisinde giyim kuşama müdahele etmeden, onun zevkine saygı duyduğunuzu ifade edin . Hatta beğenmesenizde “çok hoş bir kıyafet seçimi olmuş, bu üzerindeki sana çok yakışmış” tarzında görüş beyan etmeniz diyaloğunuzu olumlu yönde etkileyecektir.
*Ergenliğin başlangıç sürecinde öğrencide ders başarısında düşmeler gözlemlenebilir . Bu ergenin içinde yaşadığı durum ve ailesiyle olan çatışmanın sonucu olarak nitelendirilebilir. Çocuğunuzla kuracağınız sağlıklı iletişim, bu olumsuz durumu ortadan kaldıracaktır. Sürekli ders çalış telkini, ergenin hiçte hoşlanmadığı bir diyalog türüdür. Sürekli ders çalış ifadesini kullanmaktan şiddetle kaçınılmalıdır. Dikkat edilmesi gereken husus defalarca söyleyip sözümüzü etkisiz hale getirmemek olmalıdır. Çocuğa, planlı ve programlı çalışma alışkanlığı kazandırmak çok daha sağlıklı ve başarıda uzun vadeli çözüm olacaktır. (ders çalışma programı gibi)
*Kardeşler arası çatışma ergenle kardeşleri arasında yaşanabilecek problemler arasındadır. Ergen kardeşlerinin kendisini büyük olarak saymasını ve kabul etmesini ister. Kardeşten bu şekilde muamele görmediği zaman çatışma başlar. Ebeveyn, kardeşler arasında ‘abi’ – ‘abla’ diyaloğunun doğru bir şekilde kurulmasını sağlamalıdır.
*Ergen başkasının yanında azarlanmamalı , eleştirilmemeli. Bu dönemde başkasının onun hakkında ne düşündüğü çok önemlidir. Çevresindeki insanlara çok fazla önem verir.
*Bir başkasıyla kıyaslama yapılmamaya önem gösterilmelidir. “Komşunun oğlu /kızı da seninle aynı yaşta ama senin gibi değil” tarzında bir yaklaşım yapıcı değil yıkıcı bir sonuç doğuracaktır.
*Aile olarak onun çocuk olmadığı, yetişkinliğe adım attığının bilincinde olunduğu sözle ve davranışla belli edilmelidir.
*İkna ederek denetleme yöntemi, baskıcı ve zor kullanarak denetleme yöntemine göre çok daha işe yarar sonuçlar doğurmaktadır. Ebeveyn kurallarını ortaya koyar, dengeli ve tutarlı uygulamaya özen gösterirse, ergen de hangi davranışın sonucunun, ne olabileceğini önceden bilebilir. Ve ailesi tarafında gösterilen tavrın kişiliğine yönelik olmadığını algılar.
*Çocuğunuza arkadaş gibi değil anne baba gibi davranmalısınız . “ Çocuğunuzla arkadaş olun” telkini bazı çevrelerde sıkça dile getiriliyor olsa da, psikolojik açıdan doğru bir yaklaşım tarzı olmamaktadır. Anne -baba olun, ancak çocuğunuzdan uzak bir merkezde değil, çocuğunuzun sıkıştığı, işin içinden çıkamaz bir duruma düştüğü vakit rahatlıkla konuşabileceği, problemleri paylaşabileceği, korkmadan, çekinmeden diyalog kurabileceği bir ebeveyn olun.
*Çocuğunuzla sadece problemi varken ilgilenmeyin. Her şey yolunda gittiği zamanda sohbet edin, konuşun. Diyalog kurarken her şeyi siz biliyormuş gibi , sadece sizin doğrularınız varmış gibi değil, çocuğunuzla birlikte fikirlerinizi istişare edin, beyin fırtınası yapın.
*Arkadaş çevresini mutlaka tanımaya çalışın . Kimlerle arkadaşlık kurduğu çok önemlidir . Kişi arkadaşlarının davranışlarını taklit eder. İnsanlar arasındaki etkileşim kaçınılmaz bir sonuçtur . Arkadaşlarını evinize davet edin. Birlikte neler paylaştıklarını gözlemleyin, ancak arkadaşlarının yanında müdahele etmeyin, küçük düşürücü davranışlar sergilemekten kaçının.
*Ergenlik döneminde çocuğa yaşına ve cinsiyetine uygun sorumluluklar verilmeli. Ergenin en büyük şikayeti anne babası tarafından büyüdüğünün kabul edilmemesi ve aşırı koruyucu davranılması olduğu düşünüldüğünde, ona sorumluluklar verilmesi çatışma nedenlerini de ortadan kaldıracaktır.
*Ergenler için özerkliğin yanında gizlilikte çok önemlidir. Odasına kapı çalmadan girilmesi, o evde yokken odasının ve eşyalarının karıştırılmaması çok hassas bir konudur. Özel eşyalarının karıştırılması onlar için öfke nedenidir.
*Çocuklar ister bir yaşında, ister otuz yaşında olsun sevilmeye, sevildiğinin hissettirilmesine ihtiyaç duyarlar. Bu duygu anne baba tarafında doyurulmalıdır.
*Anne baba her zaman her konuda çocuk için model teşkil eder. Ebeveyn ilişkisi sevgi ve saygıya dayalı bir ilişki türüyse, çocuk bu atmosferde yetişmişse, o sevgi ortamının devam ettirilmesi çok daha kolay olacaktır.
*Ergen, karamsarlık, iç sıkıntı, gerginlik ve stres gibi duygular yaşamaktan bunalır. Kendisini anlayan, yaş durumu özelliklerinin farkına varan, kendisini rahatlatacak, hoşgörülü bir aile modeli arar. Çocukluk döneminde iyi iletişim kurulamayan , çatışma yaşanılan, saygı duyulmayan, sert ve cezacı bir yaklaşımla muamele edilen çocuklar, ergenlik döneminde öç alıcı bir tavır sergileyerek asi,agresif ve otorite tanımaz bir kişilik geliştirirler.
*Ergenlik dönemi stresli bir dönem. Bu duygunun üzerine SBS denilen bir stres kaynağının da ekleniyor olması gençleri daha da problemli bir duygu yumağına sürüklemektedir. SBS’ye hazırlık ve iyi bir eğitim veren liseye girebilme ideali, ister istemez bu çarkın içine çekiyor gençleri. İyi bir lise, iyi bir üniversiteye girmeyi ve sonrasında da ideallere kavuşmayı sağlaması düşünüldüğünde maalesef ki her genç mecburiyetten SBS hazırlık sürecine dahil olmak zorunda kalıyor.
Ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkinin doğumdan başlayarak sağlıklı bir süreç izlemiş olması ergenlik dönemini daha dingin kılacaktır. Anne babaya düşen görev ergenlerin yaşadıklarını normal gelişimlerinin bir parçası olarak kabul etmek, soğukkanlı ve hoşgörülü bir yaklaşım sergilemek olmalıdır.

Ergenliğin geçici bir süreç, anne- baba ve çocuk arasındaki ilişkinin ise bir ömür boyu sürecek olan bir bağ olduğu unutulmamalıdır.
Mutlu aileler sağlıklı , mutlu ve başarılı çocuklar yetiştirebilirler.

SEVGİYLE KALIN…….

NURAY BAŞTAN AYDIN

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
değişikler, değişiklik, ergende, ergenle, görülen, ve, İletişim


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Bebekte Görülen Göz Rahatsızlıkları Zen Çocuk Sağlığı 0 18 Şubat 2012 22:42
Asi ergenle doğru iletişim kurun! Lucifer Ruh Sağlığı 0 30 Kasım 2011 20:34
Sözlü İletişim ve Sözsüz İletişim Ezgi Kişisel Gelişim 0 18 Kasım 2011 22:10
Çocuk ve ergende depresyon tedavisi Dilara Aile Evlilik ve Çocuklar 0 19 Eylül 2010 15:30