[System]

Sağlık Bakanlığı’nda müfettiş olarak görev yapan bir okuyucumdan aldığım mektubu yayınlıyorum:

“”Sayın Hocam; öncelikle size saygılar sunuyorum. Ben Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulunda Müfettiş olarak görev yapıyorum.

Sizinle önemli bir konuyu paylaşmak istedim..

Son günlerde Sağlık bakanlığı teşkilat yasası taslağı kamu oyundan çok gizli şekilde Kanun Hükmünde Kararname şeklinde Bakanlığımızda görüşülmüş hatta Başbakanlığa gönderilmiştir. Bu tasarıda Hukuk Müşavirliği, Strateji Geliştirme Başkanlığı ve en önemlisi Teftiş Kurulu Başkanlığı kaldırılmakta ve Müfettişlerin Araştırmacı unvanıyla başka göreve atanması öngörülmüştür. Ancak Teftiş Kurulu yerine yaklaşık 300.000 personeli olan Bakanlıkta alternatif denetim birimi yapacak başka bir birim oluşturulmamakta; kariyer ve liyakatla onlarca sınavlardan geçerek kazanılan ve kariyer mesleği olarak öngörülen Müfettişlik mesleği ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır.Gerek yurt dışı ve gerekse yurt içi denetim inceleme soruşturma ve teftiş işlerini 130 yıllık köklü mazisiyle sağlık alanındaki tek denetim birimi olaarak yapan Teftiş Kurulunun kaldırılması anlaşılır gözükmemektedir. Medya organlarında yaygın şekilde gördüğümüz “sağlık skandalları” (anne ölümleri,yanlış ameliyat sonucu hasta ölümleri, yaralanmaları, bebek ölümleri gibi)biz Müfettişler tarafından soruşturulmakta; milyonlarca liralık sağlık ihaleleri (ilaç medikal malzeme mal ve hizmet alımları gibi) de yine biz Müfettişler tarafından incelenmekte ve aykırı eylemlerde bulunduğu tespit edilen idareci ve personel hakkında adli,idari ve tazmin yoluna gidilerek hukuk devleti olmaya katkı yapılmasına çalışılmaktadır.

Tasarıda denetimin, yeni oluşturulan her alt düzeyde genel müdürlüklere bağlı sözleşmeli(!) uzmanlarca yapılacağı belirtilmekte (yani piyasa denetimi) oysa 657,3628 ve 4483 gibi yasalara atfen yapılacak memur soruşturma-öninceleme işlerinin kimlerce yapılacağı belirtilmemektedir. A grubu kadro olarak sayılan müfettişlik mesleğinin son yıllarda “Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı” altında örgütlendikleri dikkate alındığında, 2003 yılında Kamu Yönetimi Temel Kanununda kaldırılmayacak 5 teftiş kurulundan birisi olan Sağlık Teftiş Kuruluna bu isim adı altında dahi yer verilmemesi anlaşılamamıştır. Bu uzmanların hukuk, iktisat, kamu yönetimi eğitimi almamış sadece tıp eğitimi alan hekimlerden oluşturularak hekimlerin mesleklerini icra etmeleri yerine idari kadrolara geçirilmesi amaçlanıyor. Bir düşünün bir hekimin denetimini yine başka bir hekime yaptırıyorsunuz..

Geçen yıl yayınlanan faaliyet raporunda sağlık bakanlığı teftiş kurulunun maaşlar dahil toplam bütçesinin 12 milyon, müfettişlerin yaptıkları soruşturmalar sonucu kişi ve firmalardan tazmin ettirdikleri paranın ise 25 milyon olduğu belirtilmiştir. Giderinin 2 katından fazla getirisi olan kaç tane böyle devlet kurumu var.

Önce Kaçakçılık ve Organize Suçlar Dairesinin Raporuna Bakın;

Yıllık 30 milyar doların harcandığı sağlık sektörü yolsuzlukta ilk sırada yer aldı.Kaçakçılık ve organize suçlar dairesi başkanlığının (kom)raporuna göre bir önceki yıl 154 planlı yolsuzluk operasyonunda 1058′i kamu görevlisi 3386 kişi yolsuzluktan göz altına alındı

Sağlık alanında gerçekleştirilen 61 operasyondan 410′nu kamu görevlisi 1238 kişi göz altına alındı. aralarında doktorlarında bulunduğu 116sı kamu görevlisi 238 kişi sağlıktaki yolsuzluk nedeniyel tutuklanarak ceza evine konuldu.raporda sağlık sektöründe işlenen suçlar usulsuz sağlık karnesi ve reçete kullanmak, usulsuz medikal malzeme kullanımı ile mal ve hizmet alımındaki usulsuzlukler şeklinde sıralandı

KOM kordinesinde Şanlıurfada gerçekleştirilen yolsuzluk operasyonunda kamu zararının yaklaşık 14 milyon Lira olduğuna yer verilerek,sağlık alanındaki yolsuzluğun boyutların dikkat çekildi.

Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğünün 2006-2010 dönemindeki harcama denetimlerinde 1 milyar 192 milyon liralık kamu zararı tespit edildi.

AA muhabirinin Muhasebat Genel Müdürlüğü Faaliyet Raporundan derlediği verilere göre, denetim birimleri, 2006-2010 döneminde devletin kasasından çıkan kaynaklara yönelik olarak çok sayıda ”tedavi, yeşil kart, gelir, ihale ve personel” denetimi gerçekleştirdi.

Bu denetimlerde tedavi ve ilaç ödemeleri ile yeşil kart kullanımında herhangi bir suistimal ya da diğer konularda mevzuata aykırılık olup olmadığı, ihalelerde mevzuat dışı işlemlerle kamunun zarara uğratılıp uğratılmadığı, gelirde eksik tahsilat veya kesinti yapılıp yapılmadığı, Personel Kanunları ile Harcırah ve bağlı mevzuata aykırı hareket edilerek, personele fazla ödemede bulunulup bulunulmadığı gibi konular mercek altına alındı.

Bunların dışındaki fazla ve yersiz ödemelere de bakıldı.

GÖREV ZARARLARINDA SAĞLIK İLK SIRADA

Muhasebat Kontrolörlerinin 5 yıllık incelemelerinde, devlette tedavi, yeşil kart, ihale, personel, gelir ve diğer kalemlerde 1 milyar 192 milyon 447 bin 12 liralık görev zararı bulundu.

Söz konusu zararın yüzde 83,5′inin de sağlık hizmetleri kanalıyla oluştuğu belirlendi. Bu süreçte tedavi hizmetlerinde suistimal ve diğer yollarla devletten haksız olarak 588 milyon 302 bin 879 lira alındı. Yeşil kart kullanımı yoluyla neden olunan görev zararı ise 407 milyon 625 bin 121 lira oldu.

İhalelerde fazla ödeme, mevzuata aykırılık ve diğer yollarla 58 milyon 62 bin 942 liralık görev zararı meydana gelirken, eksik tahsilat veya kesinti yapılması nedeniyle Hazineye gelir kaydedilmesi gereken tutarlardan kaynaklanan gelirdeki görev zararı da 47 milyon 511 bin 14 lira olarak tespit edildi.

Personel kanunları, harcırah ve bağlı mevzuata aykırı işlemlerden kaynaklanan personelle ilgili görev zararı da 43 milyon 69 bin 880 lira olarak hesaplandı.

Bu kalemler dışında fazla ve yersiz tahsilat, gelir kaydı gereken emanetler, fazla ve yersiz ödemeler gibi unsurların oluşturduğu diğer görev zararları da 47 milyon 875 bin 172 lira oldu.

ÖZEL HASTANELERDEN YÜKSEK FATURA

Muhasebat Kontrolörlerinin denetimlerinde çeşitli alanlarda ortaya çıkarılan suistimal olayları ile görev zararına yol açan diğer bazı unsurlar şöyle belirlendi:

SAĞLIK HİZMETLERİ:

-Yatak ve refakat ücretleri, küçük-büyük yara pansumanı, ilaç infüzyonu ve diğer işlemlerde faturaların şişirilmesi, işlemler için yersiz fatura düzenlenmesi.

-BT ve MR işlemlerinin sınırlamalara aykırı olarak 60 günde bir adetten fazla fatura edilmesi.

-Aynı günde birden fazla muayene faturası düzenlenmesi.

-Diş tedavilerinde Bütçe Uygulama Talimatına aykırı fatura düzenlenmesi, asgari tedavi ücretlerinin üzerinde tedavi ücreti yazılarak, devletten fazla para alınması.

-Günlük sınırlamaları aşan damar yolu açılması faturaları.

-Injeksiyon işlemlerinde günde 3 adetten fazla fatura.

-Psikiyatrik değerlendirme ile muayene ücretinin birlikte fatura edilmesi.

-Yoğun bakım işleminde günlük kısıtlara aykırı davranılması.

-Bazı özel sağlık kurumlarının ruhsatları ve faaliyet izin belgelerinde hasta kabul ve tedavi edeceği uzmanlık dalları arasında bulunmayan tıp braşlarında hasta tedavi edildiği beyanıyla fahiş miktarda haksız kazanç elde edilmesi.

-Özel ve Kamu Hastanesine müracaat eden hastaların aynı günde ilk muayenesini müteakip sonraki muayenelerinin konsültasyon ücreti olarak fatura edilmesi gerekirken, bunların ayrı muayene ücreti olarak devletten tahsil edilmesi.

YANLIŞ KDV İLE FAZLA ÖDEME

İHALELER:

-Kamu kurumlarınca yapılan akaryakıt alım ihalelerine ilişkin hakediş ödemelerinde, EPDK tarafından belirlenen veriler yerine, yerel bayi fiyatlarının esas alınması neticesinde fazla ödeme.

-Kamu kurumlarınca yapılan fiyat farkı hesaplanması öngörülen personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarına ilişkin hakediş ödemelerinde, özel sektör işverenlerinin, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden işveren hissesinin 5 puanlık kısmına isabet eden miktarın Hazine tarafından karşılanmasına rağmen bu tutarların yüklenici hakedişlerinden kesilmemesi yoluyla fazla ödeme yapılması.

-Hastanelerce alımı yapılan tıbbi beşeri gaz niteliğindeki azot proksit gazı alımlarında KDV oranının yüzde 8 yerine yüzde 18 olarak dikkate alınması sonucu fazla ödemede bulunulması.

-Hastane yemekhanelerinde kullanılmak üzere yapılan sebze ve meyve alımlarında KDV oranının hatalı uygulanarak, yüklenicilere fazla ödeme yapılması.

SERBEST ÇALIŞAN DOKTORA FAZLA ÖDEME

PERSONEL ALIMLARI:

-Bazı personele ait yurtiçi geçici görev yolluğu bildirimlerinde Harcırah Kanununa uyulmaması veya sahte beyanlarda bulunularak fazla ödeme yapılması.

-Hastanelerde çalışan sözleşmeli personele ödenen nöbet ücretlerinden SSK primi çalışan payı kesintisi yapılmaması, işveren payı hesaplanmaması sonucu fazla ödemede bulunulması. Damga vergilerinin eksik yatırılması.

-Mesleklerini serbest olarak icra eden sağlık personeline serbest meslek katsayısı üzerinden ek ödeme yapılması gerekirken, mesleklerini serbest olarak icra etmedikleri şeklinde mevzuata aykırı varsayımlara dayalı olarak döner sermayelerden fahiş miktarda fazla ve yersiz ödemede bulunulması.

-Hastanelerde ek ödeme katsayılarının fazla hesaplanması yoluyla döner sermayelerden fazla ödemeye sebebiyet verilmesi.

MEMURA FAZLADAN AİLE YARDIMI

GELİR:

-Sağlık Bakanlığına ve üniversitelere bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarının, özel güvenlik, yemek, temizlik, veri girişi, tıbbi sekreterlik ve diğer ihtiyaçlar için gerçekleştirdiği hizmet ihalelerinde, ücretlerden kesilen gelir vergisi ve damga vergisi kesintilerinin muhtasar beyannamede noksan bildirilerek vergi ziyaına yol açılması, KDV tevkifatlarının da eksik yapılması.

-Elektrik dağıtım firmalarına yapılan elektrik faturası ödemelerinde, birim fiyatın hatalı belirlenmesi sonucu yüklü miktarda fazla ödeme yapılması.

-Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmakta olan personele, eşleri üzerinden ödenmekte olan aile yardımı ödemelerinde Devlet Memurları Kanunu hükümlerine aykırı olarak gerçek dışı beyanda bulunulması ve harcama birimlerinin dikkatsizliği nedeniyle fazla ve yersiz aile yardımı ödenmesi.

-Özürlüleri için verilen eğitim hizmetlerinde mevzuata aykırı faturalandırma işlemleri yapılması neticesinde yüklü miktarda kamu zararına sebebiyet verilmesi.

HARCAMALARIN SADECE YÜZDE 2′Sİ İNCELENEBİLİYOR

Bu arada yetkililer, mevcut personel itibariyle kamu harcamalarının sadece yüzde 2′lik bölümünün incelenebildiğine dikkati çekiyor.

PEKİ O HALDE NEDEN SAĞLIK BAKANLIĞININ TEK DENETİM BİRİMİ MÜFETTİŞLİK KALDIRILARAK ARAŞTIRMACI ADI ALTINDA PASİF KADROYA GEÇİRİLİYORLAR?

Biz Müfettişler, sağlık hizmetinin devlet tarafından değil de özel sektör tarafından sunulmasını ancak denetim noktasında Sağlık Bakanlığı’nın daha aktif ve siyasi baskılara maruz bırakılmayacak denetim elemanlarınca yapılmasını savunuyoruz. Kaldıki Sağlıkta Dönüşüm Programı da bunu öngörüyor..Kaldıki çoğu gelişmiş ülkelerde sağlık harcamaları çok büyük boyutlara ulaştığından kamu sektörünün bu alanda rolü azalıyor. Ancak yukarıda arz ettiğim gibi, Sağlık Bakanlığında tek denetim/inceleme/soruşturmacı birimin A gurubu kadrolardan oluşturulan Müfettişlerce yapıldığı ve bir Müfettişin yetiştirilmesinin uzun yıllar aldığı dikkate alındığında Tasarıda bizlerin Araştırmacı unvanıyla kariyer ve liyakat ilkelerini hiçe sayarak yetişmiş insan gücünün tabiri caizde kızak göreve getirilmek istenmesini bir türlü anlamış değiliz. Bir düşünün 200 müfettiş hiç iş yapmayarak adeta bankamatik memuru olacağız ve burdan alıcağımız maaşın gerek vicdani gerekse ahlaki boyutta ne kadarını hakettiğimizi vicdanımıza,ailemize ve çevremize nasıl açıklayacağız. En azından bizleri mesleğimizle ilgili birim oluşturup oraya verse itirazımız olmayacak..

Zannedilmesin ki mesleki taassup veya statükoyu savunuyoruz, hayır, günün koşullarına uygun değişimden her zaman yanayız..Ama rantın çok olduğu sağlık alanında (özel veya kamu farketmiyor) en üst düzeydeki 130 yıllık kurulu, üstelik çok başarılı çalışmalara imza atmış, birçok yolsuzlukları açığa çıkarmış bir birimi bir çırpıda silmeyi hala anlamış değiliz. Bu kurulun kaldırılması emin olun ki en çok devlete iş yapan özel firmaları (ilaç, medikal gibi) ile bunlarla gayrimeşru iş ilişkisinde bulunan bazı doktor ve idarecilerin işine gelmektedir.Bakanlığın çok ciddi alımları olan küçük bir hastanenin bile milyonlarca liralık satın almalarının denetleme dışı bırakılacağı endişesini yaratmıştır.

Diğer taraftan Bakanlık gerekli denetimleri yapmak üzere ihtiyaca binaen 2005 yılında 80 müfettişi diğer kurumlardan naklen aldı. Bu süre içerisinde yetiştirilmek üzere her yıl iki defa sınav açarak müfettiş yardımcısı aldı. Halen yaklaşık 49 müfettiş yardımcısının eğitim sürecinde olduğu bilinmektedir. Yeni tasarıyla müfettişlerin araştırmacı olarak atanması bakanlığın denetim politikasında tutarsızlığı ortaya koymaktadır. 5 yıl önce ciddi bir denetim anlayışıyla politika geliştirerek milyonlarca lira döner sermaye bütçesinin harcaması ve kurum ve kuruluşların mali, hukuki ve idari yönden denetimi ile gerekli inceleme ve soruşturmaların yapılması için elaman temini noktasında naklen müfettiş almaya ihtiyaç duyulurken, şimdi ne oldu da söz konusu denetimin gerekli görülmediği hususu Bakanlıkça açıklığa kavuşturulması gereken bir konudur

Sağlık bakanlığında 3 aşamalı sınavla atanılan Müfettişlik mesleğinden başka A grubu kadro mesleği bulunmamaktadır. Türkiyenin Mülkiye,Gazi ,Hacettepe ve İstanbul gibi güzide üniversitelerinden mezun olan bizler, objektif ve belge üzerinden denetim/inceleme/soruşturma yaptığımızdan Bakanlıkta saygı gösterilen birimiz.

Bu konuyu gündeme getirmeniz mümkün müdür? Bunu ülkemiz için aydınlık yarınlarımız için istiyoruz. Tasarıyı bu mailime ekli şekilde size gönderiyorum..Gündeme getirmek size kalmış.

Saygılarımla…

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]