IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  vaybe sohbet

>
+
Etiketlenen Kullanıcılar

1Beğeni(ler)
  • 1 Post By Liaaa

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 28 Mart 2012, 19:05   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Soğuk Algınlığı ve Virüs Nezlesi




Soğuk algınlığı ve grip sık sık birbiriyle karıştırılan iki ayrı hastalıktır. Her iki hastalığın da etkeni virüslerdir. Bazı belirtilerinin benzer olmasına karşın gribi, birçok tipi bulunan belirli bir virüsün yol açtığı hastalık olarak tanımlamak daha doğru olur.

SOĞUK ALGINLIĞI YADA VİRÜS NEZLESİ
Soğuk algınlığı çeşitli virüslerin etken olduğu bir üst solunum yollan enfeksiyonudur. Bu virüsler hastanın öksürük ve aksırığı ile çevreye yayılan damlacıklar yoluyla bulaşır. Özellikle kış aylarında sık görülen soğuk algınlığı, burun deliklerinin üst bölümünde ve genizde kuruluk, yanma hissi, kaşıntı, hapşırma ile başlar. Çok geçmeden sulu ve saydam, daha sonra sarımsı ve koyu kıvamlı olabilen burun akıntısı görülür. Burun mukozasındaki şişmeye bağlı olarak burun tıkanıklığı gelişebilir.

Halsizlik, ürperirle, baş ağrısı ve kas ağrıları gibi genel belirtilere bazen 38°C’yi geçen ateş eşlik edebilir. Soğuk algınlığı, solunum yollarında örselenmeye bağlı olarak göğüste yanma hissi ve kuru öksürüğe de yol açabilir. Öbür belirtiler arasında ses kısıldığı, gözlerde ve genizde kızarıklık sayılabilir. Genellikle ateş birkaç gün içinde düşerken, tam iyileşme için geçen süre de bir haftayı pek aşmaz.

Soğuk algınlığında hastalığın başlangıç yeri olan burun boşluğu, mukoza denen ve üst katmanında havayı süzen kirpiksi uzantıların bulunduğu özelleşmiş epitel hücreleriyle döşenmiştir. Bu kirpiksi uzantılar mukus salgısıyla birlikte bir çeşit temizlik işlevi görür. Burun delikleri içindeki kıllar burna giren iri toz taneciklerini tutar. Burun kıllarını aşan tanecikler ise genize kadar uzanan ve düzenli bir dalgalanma hareketi yapan kirpiksi uzantılar tarafından tutulurak dışarı doğru süpürülür. Epitel hücreleri aynı zamanda mukoza yüzeyininin nemli kalmasını sağlar.Burun mukozasının alt katmanında değişik görevler üstlenen hücreler ve salgı bezleri yer alır.

Bu hücreler burna dışarıdan giren yabancı maddelere yönelik bağışıklık tepkilerinde rol oynar. Salgı bezinin ürettiği burun salgısı (sümük) hafif asit yapısındadır ve lizozom adı verilen mikrop öldürücü tanecikler içerir. Bu nedenle burun salgısı mikroorganizmaların üremesini engeller. Burun yoğun bir damar ağına sahiptir. Burun mukozasındaki geçirgen kılcal damarlar genişleyip daralabilir. Bunlar, burna giren havanın nemlendirilmesini sağlar. Burundaki küçük toplardamarların başlıca görevi İse burna giren havanın sıcaklığını ayarlamaktır.

Burundaki sinirlerin ve sinir uçlarının başlıca önemi koruyucu refleks hareketlerinden kaynaklanır. Örseleyici maddelere karşı aksırma ve burun salgısı oluşur. Sempatik sinirler damar sistemini uyarır ve damarların büzülmesini sağlar. Parasempatik sistem ise mukoza bezlerini uyarır ve damarları biraz genişletir. Sinirsel uyarıların yanı sıra iltihaplandırıcı maddeler ve örseleyici etkenler de mukusun salgısını artırır.Soğuk algınlığında, burun tıkanıklığına neden olacak kadar mukoza şişmesi ve salgı artışıyla birlikte burun mukozası iltihabı söz konusudur. Bu durum rinit ya da yaygın adıyla nezle olarak bilinir. İltihaplanma aksırma, burun içinde örselenme, koku duyusu kaybı ve burun tıkanıklığı gibi belirtilere yol açar. Genellikle gözlerde kızarma, göz kapaklannda hafif şişlik gibi belirtiler de görülür. Enfeksiyon dışında kimyasal örselenme ve alerji gibi etkenlerin burun mukozasında yol açtığı iltihaplanma ise soğuk algınlığından bağımsız bir biçimde gelişebilir.Soğuk algınlığında burun mukozasına ulaşan virüsler, burada çoğalarak hastalık yapıcı etkilerini gösterir. So ğuk, örseleyici tozlar, hava kirliliği, alerjik durumlar ve genel bağışıklığın azalması gibi burun mukozasının direncini azaltan koşullar virüslerin burna yerleşmesini kolaylaştırarak soğuk algınlığında etkili olur.

Soğuk algınlığının kuluçka dönemi genellikle 24-48 saattir. Hastalığın ilk gününde hastanın soğuk algınlığını bulaştırma olasılığı çok yüksektir. Soğuk algınlığı iyileştikten sonra virüse özgü bağışıklık kazanılır. Ama soğuk algınlığına yol açan çok sayıda virüs bulunduğundan aynı kişi yıl boyunca farklı virüslerle birkaç kez soğuk algınlığına yakalanabilir.Soğuk algınlığında hastanın kanında akyuvar sayısı azalabilir (lökopeni) ve idrarında protein bulunabilir (proteinü-ri). Gargara yapılan suda virüs üreyebilir ve enfeksiyondan 2 hafta kadar sonra hastanın kanında virüse karşı oluşmuş antikorlar görülebilir. Soğuk algınlığı kendiliğinden iyileşebilir ya da bakteri enfeksiyonlarının eklenmesiyle zatürree (pnömoni), akut sinüs iltihabı (sinüzit), ortakulak iltihabı ve bronşit gibi hastalıklara yol açabilir. Bu nedenle özellikle ağır geçen soğuk algınlıklarında dikkatli olmak gerekir.Virüs ya da bakterilerin etken olduğu birçok enfeksiyon hastalığı da sıradan bir soğuk algınlığı gibi başlayabilir.

Kızamık, kızıl, tifo, bruselloz (Malta humması) ve çocuk felcinin başlangıcında soğuk algınlığı belirtileri gözlenir. Bu nedenle soğuk algınlığının gidişi iyi izlenmeli ve herhangi bir ağırlaşma görüldüğünde hekime başvurulmalıdır.Soğuk algınlığında ilaç kullanımı genellikle yararsızdır. Erken dönemde alınmaya başlandığında bazı ilaçlar nezle belirtilerini hafifletici etki gösterir. C vitamininin vücut direncini artırarak soğuk algınlığında yararlı olduğu ileri sürülmüşse de bu konuda kesin kanıtlar yoktur. Bileşiminde burun tıkanıklığını gideren mukus çözücü maddelerin, ağrı kesici, ateş düşürücü ve burun salgısını azaltan maddelerin bulunduğu ilaçlar hastanın yakınmalarını hafifletir. Aynı biçimde burna ilişkin yakınmaları hafifleten damlalar, boğazda kuruluk ya ağrıyı gideren pastiller, solunum yollarını nemlendirici buğular ve öksürük kesici şuruplar yarar sağlayabilir. Çorba ve ıhlamur gibi ılık içecekler de hastanın durumunda bir rahatlama sağlar. Soğuk algınlığında hastalığa bakteriler eklenmemişse antibiyotik kullanılmamalıdır.

Çünkü antibiyotikler virüslere karsı etkili değildir. Ateşin 4 günden fazla sürmesi, öksürükle birlikte sarı yeşil renkli balgam çıkarılması ve kanda akyuvar artışı hastalığa bakterilerin eklendiğini gösterir. Ayrıca kronik bronşit gibi bir solunum yolu enfeksiyonu olanların soğuk algınlığına yakalanmaları durumunda koruyucu olarak antibiyotik verilebilir.Sık soğuk algınlığına yakalanan hastalarda bu durumu kolaylaştırıcı etkenlerin ortadan kaldırılması önemlidir. Çocuklarda adenoit (geniz bademcikleri), erişkinlerde burun orta bölmesi eğriliği (deviasyon) ve burun içindeki dokuların aşırı büyümesi, soğuk algınlığına yatkınlık nedenidir.

alıntı


 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklamver bizimmekan
Cevapla

Etiketler
soĞuk


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Soğuk Algınlığı PySSyCaT Sağlık Köşesi 0 21 Ekim 2014 11:16
Soğuk algınlığı nedir? Ecrin Kulak Burun Boğaz Sağlığı 0 03 Ekim 2014 18:18
Soğuk Algınlığı Grip Ecrin Kulak Burun Boğaz Sağlığı 0 03 Ekim 2014 18:17
Su Kaplumbağalarında Soğuk Algınlığı Liaaa Hayvanlar Alemi 0 27 Şubat 2012 17:38
Soğuk algınlığı saç döküyor Collettivo Sağlık Köşesi 0 06 Ekim 2008 01:49