IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29 Mart 2009, 05:57   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Sanatın Etkisi




Sanatın Etkisi

Kaynak: Sanat Yapıtı
Beatrice Lenoire
Çeviri:Aykut Derman


TUTKULARIN ARINMASI
Aristoteles
Poetika . Bölüm VI.
Tragedya, sonuna kadar götürülen ve belirli bir süreyi kaplayan soylu bir olayın, yapıtın değişik bölümlerine göre farklı anlatım biçimleriyle süslenip yüceltilmiş bir dille canlandırılmasıdır; dramanın kişilerince gerçekleştirilen canlandırma öykülemeye başvurmaz; ve, acımayı ve ürküntüyü canlandırarak bu tür heyecanların arınmasını sağlar.

"Yüceltilmiş dil" ile, ritmi, ezgiyi, bestelenmiş lirik şiiri , "farklı anlatım biçimleri' ile bazı bölümlerin yalnızca ölçü, bazılarının da ezgi kullanılarak canlandırılmasını anlatmak istiyorum.
Canlandırmayı gerçekleştirenler eylem halindeki kişiler olduğuna göre, tragedyanın öncelikli öğesinin gösterinin düzenlenmesi olması gerekir; sonra ezginin bestelenmesi ve ifade gelir, çünkü bunlar canlandırmanın gerçekleştirilmesini sağlayan araçlardır. "İfade", şiir ölçülerinin düzenlenmesi anlamına gelir, "ezginin bestelenmesi"ne gelince, anlamı bütünüyle açıktır.
Tragedya, eylemin canlandırılması, bu eylemi canlandıranlar da oyun kişileri olduğuna, ayrıca bu kişilerin canlandırdıkları karakter ve düşünce bakımından (gerçekten biz eylemleri bu verilere göre de nitelendiririz -eylemler iki doğal nedenden kaynaklanır, düşünce ve karakter- ve insanlar bu iki öğeye bağlı olarak başarılı ya da başarısız olurlar) belirli niteliklere zorunlu olarak sahip olmaları gerektiğine göre, eylemi canlandıran, öykülemedir ("öyküleme'yi burada, olaylar dizgesi anlamında kullanıyorum); karakterler bizim eylem halindeki insanları nitelendirmemizi sağlayan , düşünce de onların sözlerinden çıkarılacak bir kanıtlamayı ya da özlü sözün ileri sürülmesini sağlayan şeydir.
Yorum:
Katharsis ya da tutkuların arınması kuramı en çok yankı uyandıran kuramlardan biridir; bu yankı yalnızca dram türünün tarihi için değil, genelde sanat tarihi için de söz konusudur, öyle ki, üzerinde en çok konuşulup tartışılan, buna karşılık ne ifade ettiğini kimsenin tam olarak anlamadığı bir kurama dönüşmüştür. Bununla birlikte bu kuramın başarısı, ortaya koyduğu izleklerin öneminden, yani sanat yapıtının etkilerini ve işlevini konu etmesinden kaynaklanır.

Aristotelesçi katharsis'in oluşumu, çelişkili özelliği ve farklı görünümlü formülleştirmeleri içinde, bu sorunlara verdiği önem bakımından son derece anlamlıdır. Poetika 'da, gerçekten, bizim burada yaptığımız alıntıda olduğundan daha geniş bir tanımlama yapılmaksızın Katharsis 'e iki yerde değinilir (tragedya, "acıma ve ürküntü duygularını canlandırarak [...] bu tür heyecanlarda bir arınma sağlar"), buysa Aristoteles 'in bu konudaki düşüncesi üzerinde bugün bile uzlaşma sağlamaktan hâlâ uzaktır.
Bununla birlikte bu kavram, Aristoteles'in Poetika'sının yeniden bulgulanmasından başlayarak Rönesans, özellikle de Klasisizm döneminde gerçek bir ilgiyle karşılaşmıştır. Bu olguda, haya duygularına aykırı düşen her şeyi doğrulamaya yarayan bir kavramın basit yararlılık etkisini görmemek gerekir. Bu kavram gerçekten de tutkulara ilişkin daha geniş, klasik tragedyanın tam özünde yer alan bir düşünceyle bütünleşir. Tutkuları nasıl etkilemeli? Akıl yoluyla mı? Katarsis bu durumda, kavrama yetisinin heyecanlar üzerindeki etkisi olarak anlaşılır. Aristoteles'in düşüncesine en uygun düşen yorumun da zaten bu olduğuna kuşku yoktur; acıma ve ürküntü, eylemi etkileyen zorunluluğun kavranmasıyla yatıştığından, tutkunun yerini hayranlık alır. Bu arada, tutkularla belki yalnızca başka tutkular aracılığıyla savaşılabileceği düşünülebilir: tragedya bu durumda, yüce tutkuları uyandırır, bunlar en bayağı tutkulara egemen olur ve bunlar aklın yanında yer alır Corneille'in hayranliğı da eklediği acuna ve ürküntü duygusu, bu durumda izleyicinin, deneyim kazandığı ölçüde artan gönül yüceliğinin ifadesine dönüşür.
Bir başka Katharsis açıklaması da ahlak alanım bir yana bırakarak bu olguya fizyolojik yorum getirir: arınma ya da "iç söktürme"den, sözcük anlamıyla, beden içinde yoğunlaşmaları tutkuların bozulmasına yol açabilecek "suyukların" boşaltılmasırun anlaşılması gerekir. Zevk alma duygusu, ancak bu etkinin ortadan kalkmasıyla geri gelebilir.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
etkisi, sanatin, sanatın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Geller Etkisi -Geller Etkisi Nedir - Geller Etkisi Hakkında Bilgi PySSyCaT Sağlık Köşesi 0 25 Ekim 2014 20:53
Backster Etkisi -Backster Etkisi Nedir - Backster Etkisi Hakkında Bilgi PySSyCaT Sağlık Köşesi 0 25 Ekim 2014 20:33
Sanatın Başlangıcı AftieL Tarih 0 17 Ağustos 2014 13:51
Sanatın Doğuşu AftieL Tarih 1 17 Ağustos 2014 13:46
Sanatın psikolojisi YapraK Felsefe 0 14 Nisan 2009 15:04