IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29 Mart 2009, 06:14   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Dil olarak sanat




DİL OLARAK SANAT

Sanat pek çoklarınca duyguların ifadesi olarak tanımlanır. Bu yanlış değildir, ama çok kısıtlı bir tanımdır. Sanat yalnız duygulan ifade etmez., hatta o aynı zamanda güdüleri, içtepileri ve iç yaşamın gözlemlenemez her türlü zenginliğini de ifade eder. Ayrıca o dış dünyanın betimine yöneldiği kadar, yeni dünyalar da kurar. Sanat bir bildirme formu, bir dil olarak oluşur. Tiyatronun kaynaklarından biri olan sessiz dil (pandomim dili), sesli dile, konuşulan dile ve yazı diline ve giderek resim diline giden yolu açar: İnsan konuşan hayvan olur olmaz, dil sanata etki etmeyc başlamıştır. Çünkü biz dili, sadece iletişim aracı olarak değil, tüm deneyimlerimizin yorumlanmasında da kullanırız.
Belli bir anlamda dil, sanatın temel gizini de içinde tutar. Dil yapılarının dayandığı ilkeler, sanat yapıtlarının da dayandıkları ilkelerdir. Dil mucizesi, dilin sonlu sayıda ses ve heceler yardımıyla sınırsız sayıda duyusal-duygusal içerikleri ifade edilebilir ve betimlenebilir kılmasındadır. Tinsel içeriklerin anlamlı bir düzenine ulaşmak için, dil, duyusal malzemeyi (ses ve heceler) organize eder. Bunun sonucunda çifte bir dil formu oluşur: Biri içsel, öbürü dışsal. Dışsal dil formu, örneğin seslerin birbirleriyle olan ilişkisine karşılıktır ve bu ilişki ses yasalarında ifadesini bulabilir. İçsel dil formu, örneğin objelerin eril (maskulen) veya dişil (feminen) olarak keyfi biçimde gösterilmesinde olduğu gibi, deney içeriğinin dilde kullanılmasının tarz ve türünü belirler. Sanat genişletilmiş ve genelleştirilmiş bir dil olarak anlaşılabilir. O, dilin yetersiz kaldığı yerde, onun yerini alan, onu genişletip tamamlayan bir dildir. Beethoven'in mektuplarında, sözcüklerin yetersiz kaldığı yerlerde, aralara hemen notalar serpiştirilir. Büyük şairler ise bunu yine dil içinde kalarak yapar ve dili zenginleştirirler. Sonlu sayıdaki ses ve hecelerin yerine, sanatçının elinde sınırsız bir ses, renk, çizgi kümesi ve plastik malzeme, işlenmek üzere durur. Bu yüzden, bir kez, dışsal sanat formu dışsal dil formundan çok daha zengindir ve bunlar büyük bir çok-çeşitlilik içinde sanatsal yaratmanın çeşitli alanlarında işlenmeye hazır dururlar.
Bunun gibi içsel sanat formu da içsel dil formundan daha kapsayıcıdır. Bu içsel sanat formu, somut bir şey değildir. İnsan gören hayvan olarak adlandırılır. Oysa hayvanlar insana göre daha keskin göztere sahiptirler (gündüzleri kartalların, geceleri kedilerin ne kadar iyi gördüklerini hep biliriz). Ama insan, görmeden ayrı olarak vizyon dediğimiz şeye, özgörüye, içten bakmaya sahiptir. Bunun gibi, kulakları bizden çok daha iyi işiten hayvanlar vardır. Ama insanda, sağır Beethoven'in gerçekleştirmiş olduğu gibi, icten isitme yetisi vardır. Yine bunun gibi, tad alma duyusu bizden hayli gelişmiş hayvanlar vardır. Ama buna karşılık insan tinsel tad alanı varlıktır. İşte, içten görme, içten işitme ve içten değerlendirme tarzları, en sonunda, sanat yapıtının niteliğini ayırdetmemizi sağlar.
Her sanatçı kendisine göre bir dil yaratır. Albert Schweitzer şöyle der; "Bach, aslında bir ses dili üzerinde çalışmıştır. Onda sevgi dolu mutluluğun canlı dostluğun , derin ve yüce acıların duradan tekrarlanan ritmik motiflerinden oluşan bir dil vardır". Tek tek sanatçıların "diller"ini araştırmak önümüze geniş, verimli bir alan açar. Sanatçılar için ana problem hep şu olmuştur: l. Kişisel yaşantılarına uygun ve 2. bireyüstü ve genel olarak anlaşılabilir olan bir dil bulmak. Örnegin 18. yüzyıl müziğinde olduğu gibi ortak bir sanat dili varsa, bu iş kolaydır. Ama günümüzde olduğu gibi, böyle bir ortak dil yoksa sanatçının işi çok zordur. Bu sanat dillerinin bulunuşu bir sanat stilinin kurulmasında en önemli adım olmuştur.
Sözsüz sanat dilleri doğal dillerden, gidimli (diskursif) olmamaları ve hiçbir çeviriye olanak tanımamaları veya sözlük tanımlarına uygun düşmemeleri ile ayrılır!ar. Başka bir deyişle bunlar herşeyden önce anlık dilleri değildirler; tersine, kendi nüfuz edilemezlikleri içinde tüm insanlığın malı olan dillerdir. Bu yüzden onlar tek-anlamli değil, çok- anlamlı dillerdir. Bu durum, sanat yapıtlarrıı özgürlüğe götürür ve onları yorumlamada sınırsızlığa yol açar. Onların yanlış anlaşılabilirliğini de yapan şey budur. Öbür yandan sanat yapıtları bir şeyler söyledikleri, "konuştukları" sürece yaşarlar, onlarla konuşan biri olmadığı sürece ölmüş gibi olurlar; tâ ki, onları yeniden anlayacak, onlarla "konuşacak" yeni bir kuşak ortaya çıkıncaya kadar.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
dil, olarak, sanat


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Öz Olarak İnsan Ve Sanat İlişkisi Elysian Felsefe 0 17 Mart 2014 18:59
Arındırıcı olarak sanat YapraK Felsefe 0 29 Mart 2009 06:15
Biçim verme olarak sanat YapraK Felsefe 0 29 Mart 2009 06:14
Oyun olarak sanat YapraK Felsefe 0 29 Mart 2009 06:10
Etkinlik olarak sanat YapraK Felsefe 0 29 Mart 2009 06:09