08 Nisan 2010, 15:41 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Yaşanmış gerçek bir olay Yıl, Kasım 1978. Bergama Belediye Başkanıyım. İran Genelkurmay Başkanı ve heyeti, eşleriyle İzmir ziyaretinden sonra, önce Selçuk-Efes’e, sonra da Bergama’ya geldiler. Eşimle beraber heyeti gezdirdik ve yemeğe aldık. Yemekte İran Genelkurmay Başkanına sordum; İmam Humeyni Paris’te ve içinizi karıştırıyor. İran’ın bir İslam Cumhuriyetine dönmesi mümkün mü? İran’lı General önce modern giyimli İran’lı hanımları, sonra da arkadaşlarını göstererek, “İran’da böyle güçlü bir ordu ve bu modern bayanlar olduktan sonra İmam Humeyni hiçbir şey yapamaz” dedi. Bu ziyaretten yaklaşık 4 ay sonra, Genelkurmay Başkanının, Generallerin ve ailelerinin kafaları “devrim muhafızları” tarafından kesildi. ... Peki, İran Devrimi nasıl gerçekleşmişti; *1956- 1971 yılları arasında 3 Milyon köylü, şehirlere göç etti. Daha sonra her sene yaklaşık 400 bin kişi şehirlere göç etti. Ekonomik kriz ve kentleşme aynı döneme rastlamış ve kitleleri derin hayal kırıklığı içinde açlığa sürüklemişti. Şehrin varoşlarında milyonlarca işsiz ve aç insanın toplandığı ve kıvrandığı bir süreçte, İmam Humeyni bu aç insanlara kurtuluş vaat etti; İSLAM CUMHURİYETİ ve ALLAHIN YÖNETİMİ(Mollalar Yönetimi) Kaybedecek bir şeyi kalmayan halk bu din tüccarlarının eline düştü. Bu halk YİYECEK ve GİYECEK gibi ufak yardımlarla onların safına çekildi. Beyinleri yıkandı ve fakirlik- yokluklarının sebebinin, Şah yönetiminin kirli ve dinsiz rejimi olduğu kafalarına yazıldı. *Aç olan halka bir taraftan iki lokma yemek verilirken, diğer taraftan DEMOKRASİ ve ÖZGÜRLÜK vaat edildi. Bu şekilde birçok sol görüşlü insanları da yanlarına çektiler. Devrimden hemen sonra ilk olarak bunların kafaları kesildi. *Din adamları arasında, biat kültürüne göre, emir ve komuta zincirinde bir yapılanma vardır. Bunlar hemen her yerde etkili oldular ve halkı kışkırtıp, kontrol altına almada çok başarılı oldular. *Halk ayaklandıktan sonra, ortaya çıkan kargaşa ortamında, ellerinde Kuran-ı Kerim olan mollaların önderliğinde insanlar kışlaları bastılar. Karşı koyan rütbelileri öldürdüler. Mollalar idareye el koydular. İran, İslam Cumhuriyeti ve Şeriat hükümlerine teslim oldu. 1997- 1999 yılları arasında 55. Hükümette Devlet Bakanlığı görevinde bulundum. İran ile Karma Ekonomik Komisyon Başkanlığı yaptım. 4 kez İran’a gittim. Eski Şah rejiminin yerini, mollaların yönetimi almıştı ama insanlar yine fakirlik, yokluk içindeydiler. Demokrasi- özgürlük sadece sözlüklerde kalmıştı. Otelden, İran Petrol Bakanlığındaki bir toplantıya giderken konvoydaki iki araç çarpıştı ve yol tıkandı. Nereden çıktığını bilmediğim onlarca sopalı sivil devrim muhafızı, yolu açmak için insanları nasıl dövüyorlar, anlatılması imkânsız. Kimse, ağzını dahi açamıyor ve sadece sopadan kaçmaya çalışıyordu. Kısacası demokrasi’nin olmadığı yerde Şah’ın yerine, Din adamları diktatörce hüküm sürüyorlardı. Muhteşem Pers Kültüründen ve İslam Kültüründen eser kalmamıştı. Bunları neden mi yazdım? İran’da İslam Cumhuriyetine giden yolun, köşe taşlarına çok iyi bakmak gerek. *Türkiye’de işsizlik resmi olarak %14, gençlerde ise %25 lere ulaştı. Yoksulluk sınırının altında 20 milyon insan yaşıyor. Kısa zamanda da azalacağı yok. Sadece Ankara Büyükşehir Belediyesi her ay 400 bin eve yiyecek yardımı yaptığını, dergilerinde övünerek yazıyor. Sadaka kültürü ile insanlar, bedava kömüre, ekmeğe yemeğe alıştırıldılar. Şimdilik, verdiklerininkarşılığında bu insanlara yemin ettirerek oylarını alıyorlar. *Türk Silahlı Kuvvetleri’nin özellikle dinci basının ve belli bir tarikata mensup devlet görevlilerinin saldırısı altında olduğu herkesin malumudur. Sayın Genel Kurmay Başkanı, Asimetrik Psikolojik saldırı altındayız diye basın toplantısı düzenledi. *Bölücü Kürtçüler, tarikatlarla işbirliği içindedirler. İki grubunda ortak hedefi, Lâik Cumhuriyet ve Demokrasi’dir. AKP İktidarının kafalarının arkasında tam olarak ne var, sadece kendileri biliyor. Sözleri ile davranışları birbirlerini tutmamaktadır. Bu iktidar mensupları içinde, Barzani’yi ve İran’daki Mollaları kendilerine, Atatürk’ten daha yakın bulanların sayısı hiçte az değil. Herkesin aklını başına alma zamanı gelmiştir. Özellikle varlığını, Atatürk’ün kurduğu Lâik Cumhuriyete borçlu kamu görevlileri, Demokrasi ve Çağdaşlığa inanmış tüm insanlarımız yaklaşan tehlikeyi görmeli ve tedbirlerini almalıdırlar. Tedbir herkesi aydınlatmadır, bilgilendirmedir ve özellikle dar gelirli insanlarımızı bu sadaka hırsızlarının elinden kurtarmaktır. Bu ortaçağ örümceklerine verecek tek insanımız yoktur. Uyarı görevimizi yerine getirmeye devam edeceğiz. Sağlık ve başarı dileklerimle Rifat Serdaroğlu Konu Ruhadam tarafından (08 Nisan 2010 Saat 16:27 ) değiştirilmiştir. | |
|
08 Nisan 2010, 16:09 | #2 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Yaşanmış gerçek bir olay İran'daki gidişatın bir anda nasıl tersine döndüğüne dikkat çeken bir yazı. Önce ibret sonra tedbir çıkarılmalı bu yazıdan. Teşekkürler Ruhadam.. |
|
08 Nisan 2010, 16:35 | #3 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Yaşanmış gerçek bir olay Gerçekten yakın dönemimizi gösteren bir olaylar sinsilesi.. Hala gözlerini kapatıp masal dünyasında yaşamaya devam mı edecek bu fanatikler ? Cevabı herkez biliyor zaten. Allah ıslah etsin. |
|
Etiketler |
gercek, olay, yaşanmış |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Yaşanmış bir gerçek olay. | cLaS | Esrarengiz Olaylar | 0 | 19 Nisan 2012 23:43 |
Yaşanmış Bir Olay. | cLaS | Esrarengiz Olaylar | 0 | 15 Nisan 2012 11:42 |
Yaşanmış gerçek olay / Azrail *-) | Thief | Serbest Kürsü | 2 | 02 Mayıs 2008 10:23 |
Azrail (yaşanmış Bir Olay) | UnyE | Komedi ve Mizah | 2 | 17 Aralık 2007 02:27 |
Yaşanmış bir Olay! | kont_dracula | Sağlık Köşesi | 0 | 14 Şubat 2006 20:35 |