🔔 Çevrimdışı bildirim almak ister misiniz?
Bir konuya etiketlendiğinizde, özel mesaj aldığınızda, bir mesajınız alıntılandığında forumda olmasanız bile anlık bildirim almak için lütfen izni verin.
Bir mucizeyi kovalıyorum bu sıra. Bir mucize işte, içten içe varlığına inanmadığım ama her an karşıma çıkacak gibi yaşadığım bir mucizeyi. "Mucize kendinsin" diyordu bir yazar. Nerde demişti hatırlamıyorum ama hoş sohbet bir yazısı vardı, sanki içimi görebilmişti. Ben kimim? Mucizemi ararken mi öleceğim yoksa onu yaşarken mi? Benim mucizem hiçbir mucizeyi barındırmamam belki de. Ben kendi çizdiğim labirentin içinde kaybolmuşken insanlar yeni genler buluyor, ayın ötesine çoktan geçtiler, bazıları yeni felsefelerle dünyayı salladı, bazıları ise kendi hayatlarının Lenin'i oldu; kendinden yaptı devrimlerini. Hepsi gözümün önünde oynadı hayat rollerini bense çıkışını nereye koyduğumu hatırlamadığım labirentimde koştururken hep kendi rolümü arıyorum galiba. Başrollere, yardımcı kadın oyunculara öyle saplanmışım ki kendi rolümün belki de sadece arkadaki dekor olduğunu hiç göremiyorum. Oysa öyle fark etmeden elimin tersiyle ittiğim bu önemli varoluş nedenim hiç de küçümsenmeyecek derecede içinde oyunun. Oyunu renklendiren, gerçek kılan dekorlar değil mi? Belki de bunu kendime anlatamıyorum bu labirentte. Korkuyorum. Hayır hayır başrole sahip olamamaktan değil de, kendi rolümü tam yapamamaktan korkuyorum galiba..Kendini arayan bir cahilin amansız çabasını anlattığı bu satırlar hep kalacak aynı yerinde. Bu yolculuğum gibi satırlarım da son bulmayacak. Ya da bir başlangıç olacak benim için ne dersiniz? Her şeyden öte belki diyebilmektir yazmak benim için...