glu'cum severim sayarım yorumlarını; ama her gün Yılmaz Özdil'in yazılarını okuyan birisi olarak sanırım bu sefer az çuvallamış gördüm seni.

1. Ergenekon ve Balyoz davalarının güya delilleri çürütüldü. TÜBİTAK raporları savcılığa gönderdi. Zaten artık cümle alem duydu bu bir operasyondu ve AKP'ye karşı duracak tek kurumda TSK'idi ve bu engeli ABD sayesinde -ki zaten ABD koltuğa oturtmuştur AKP'yi- ortadan kaldırdı. Sence de komik değil mi TSK'da ne kadar üst düzey rütbeli general varsa alayı Silivri'de. Bence çok garip geliyor.

2. Direk isim vermese de ülke gündemini meşgul eden olaylarla alakalı bir durumda Yılmaz Özdil gerekirse gazete adı verip eleştirir. Kendi çalıştığı gazete nihayetinde özel. Ki Aydın Doğan'a da iktidar yüklüce bir vergi geçirdikten sonra yine de Yılmaz Özdil hedef haline getirilse de bazı bakanlar tarafından susmadı.

3. TCDD olayında ise galip taraf Yılmaz Özdil olmuştur. Çünkü en son Yılmaz Özdil'in yazısı üzerine -Binali Yıldırım'ın açıklaması üzerine kalema aldığı- TCDD bir nevi Yılmaz Özdil'den özür dilemiştir. Çünkü TCDD, hem bakanı hemde başbakanı doğrulamak için saçmasapan bir istatistik yayınlamıştır. Örneğin yapılan hatları 2004'ten itibaren göstermiştir ki oysa AKP 2002 yılında iktidardı. Ve ayrıca Başbakan da 1950 yılına kadar olan zamanı baz alıp güya Atatürk'e laf sokmaya çalışmıştır ki Atatürk 1938 yılında vefat etmiştir. O yüzden bu durumda da Yılmaz Özdil haklı çıkmıştır.

Ama nedense çoğu kişi bu adamı şoven olarak görüyor. Ama en azından iktidarı her icraatında yağlayıp yıkayan. iktidarın totosunu yalayan gastecilerden olmamıştır. Böyle adamlar her devirde vardır. Mutlaka birilerinin arı kovanına çomak sokması lazımdır. Yazdığı çoğu yazı sizlere çok itici gelse de gerçekten mantıklı ve doğru tespitlerdir.