IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

Bir zamanlar gerçek aşka çok inanan ve hayatının aşkı olan bir kıza rastlayana kadar beklemeye karar veren bir genç adam vardı. Bu onun hikayesi...

Her yılbaşı gecesinde, eski kız arkadaşı Kanada'dan onu görmeye gelirdi. Kızın eski aşklarını tekrar canlandırmak istediğini biliyordu ama ona boşuna umut vermek istemediğinden, kızın geleceği zaman, herhangi bir kız arkadaşını mahsus sevgilisiymiş süsü veriyordu. Birkaç yıl böyle devam etti, her yılbaşı, eski kız arkadaşı geleceği zaman, genç adam farklı bir kızla sanki romantik bir ilişki yaşıyormuş numarası yaptı...kız onun bu ilişkilerine hiç ses çıkarmadı hatta bazen her yılbaşı farklı kızlarla olmasından ötürü onunla dalga geçti, gerçekte kız, onu başka bir kızla görünce çok üzülüyor, gizli gizli ağlıyordu ama bunu söyleyemeyecek kadar gururluydu. Yine de her yeni yılda, umutla döndü ama her gelişinde hayal kırıklığına uğradı.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Sonunda artık bu oyunu daha fazla sürdürmemeye karar verdi. Oturup adamla yüzleşti ve o kadar yıldan beri sevdiği tek erkeğin o olduğunu itiraf etti. Adam zaten kızın duygularını biliyordu ama kızın böyle tepki vereceğini ummamıştı, zamanla kendisini unutacağını ümit etmişti, onun bu aşkı kendisini duygulandırmış hatta ona olumlu cevap vermek istemişti ama aradığının o kız olmadığını ve bu yüzden onu terkettiğini anımsadı. Böylelikle, kalbini katılaştırdı ve zalimce kızı geri çevirdi.
O günden beri, üç yıl geçti, kız bir daha asla geri gelmedi. Adam kendi hayatına devam etti...hala hayatının aşkını arıyordu ama içten içe kızı özlüyordu...

Yine bir yılbaşıydı..1995..bir arkadaşının partisine tek başına gitti, bir ahbabı "Hey, bu yılbaşı nasıl böyle yalnız başına geldin? Tüm o kız arkadaşların nerede? Her yeni yıl Kanada'dan gelen kıza ne oldu? " diye sordu.

Tam o sırada, vaktiyle sevgili numarası yapmasını rica ettiği bir kıza rastladı, onu görmezden gelmek istedi ama kız onu gördü ve kaçması imkansızdı..

- Hey, nasılsın? Eğleniyor musun?

Elindeki viski bardağına bakılırsa, kız birazcık çakırkeyifti.

- Ne oldu? Bu yıl sevgili numarası yapacak birini istemiyor musun?

- Hayır, gerek kalmadı.

- Aa, O halde kendine bir kız arkadaş bulmuş olmalısın. Kaç yıldır kimseyi aramıyorsun..

- Evet, haklısın, kaç yıldır kimseyi aramadım...

Kız şaşkınlıkla bakarken, adam birden rüyalarının kadınını zaten bulmuş olduğunu farketti. Kanada'lı kız! Sarhoş kızın sözleri gerçeği görmesine sebep olmuştu. Kız, gelmediğinden beri, artık hiç kimseyi aramamasının sebebi buydu, çünkü aradığı oydu, aradığı mükemmellikdi...evet mükemmellik...hemen kıza telefon etmek istedi, bir başkasını bulmuş olabileceğinden çok korkuyordu, ya da artık duygularının değiştiğinden...hayatında ilk kez birisini kaybetmekten korktu.

Yılbaşı olduğundan hatlar meşguldü, özellikle şehir dışı hatlar...tekrar tekrar aradı, pes etmedi...nihayet kızın telefonu çaldı...saat de tam gece 12.00' de!...
Kıza aşkını itiraf etti, ve kız gözyaşlarına boğuldu...hala onu unutmamıştı...onca yıldan sonra bile...

Adam o kadar heyecanlanmıştı ki, uçağa binip Kanada'ya gitmeye karar verdi, Kanada'ya gitmesinden iki gün önce, kızın babasından bir telefon geldi: Sarhoş bir sürücü kızın arabasına çarpmış ve kız 6 saat komada kaldıktan sonra ölmüştü.

Adam yıkılmıştı, kader neden ona böyle zalim bir [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] oynamıştı? Kadere, her şeye lanet etti, kendinden nefret ediyordu, hatasını niye bu kadar geç anlamıştı?...

Evet, bu hikayeden şu dersleri çıkarabiliriz:

Sahip olduğunuz şey, sizin hazinenizdir

Zaman, bekleyenler için çok yavaş,
Korkaklar için çok hızlı,
Yas tutanlar için çok uzun,
Sevinenler için çok kısa,
Sevenler içinse
Sonsuzdur.

Kalbinizdeki özel kişileri bırakmayın, o özel kişiyle geçireceğiniz her saatin kıymetini bilin, çünkü hayatta her şey olabilir, çok geç olduğunda pişman olmayın...

sabah'ın köründe açtıgım konuya bakarmısınız ;(