IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler (https://www.ircforumlari.net/siir-hikaye-ve-guzel-sozler/)
-   -   Dünya'dan Şiirler (https://www.ircforumlari.net/siir-hikaye-ve-guzel-sozler/20336-dunyadan-siirler.html)

Burak 05 Temmuz 2006 01:47

Dünya'dan Şiirler
 
Arkadaşlar arşivlerden bulduğum şiirleri bu başlık altında sizlerle paylaşacağım , umarım beğenirsiniz

Burak 05 Temmuz 2006 01:48

Yanıt: Dünya'dan Şiirler
 
HÜZÜN

Gücüm hayatım nem vara kaybettim
Kaybettim ah, dostlarım neşemi
Kalmadı hayatta kibrim, azametim
Oydu vehmettiren dahiliğimi

"Hakikat budur" dedikleri zaman
Karşımda sahiden bir dost zannettim
Hakikati anlayıp duyduğum an
Çoktandır galip gelmişti nefretim

Ama işte hakikat ebedidir
Yaşarsa bir kimse ondan bihaber
Alemde ömrünce gafil kişidir

Tanrı soruyor, cevap vermek ister
İyi ki ağlamışım ara sıra
Elimde kalan servet bu, dünyada

ALFRED de MUSSET
Çeviri: Orhan Veli Kanık

Burak 05 Temmuz 2006 01:49

Yanıt: Dünya'dan Şiirler
 
DÜNYADAN UZAK

Sızlıyorsa yüreğin dünya gailesinden
Yaralı kartalleyin dönüp duran yerlerde
Tutsak kanatlarında taşıyarak benleyin
Yazılı bir dünya, soğuk ezici hem de

Eğer ancak kanadıkça yaran atıyorsa
Aşkının ışıtmaz olduğunu görüyorsa
O biricik yıldızının o yitik ufkunu
Bu tutsak ruhum gibi senin de ruhun sonra

Usanıp o kulluktan, kara, acı, ekmekten
Tutup o kürekleri bırakmışsa bir yana
Eğilmiş ağlıyorsa sulara bakaraktan
Arayarak uzak bir yol sonsuz dalgalarda

Ve korkuyla omuzunda birden farkedip sonra
O damgayı hani o demirle vurmuşlar
Titriyorsa vücudun giz tutkularla eğer
Üzülüyorsa o kötü kem bakışlardan

Ulu yalnızlıklarda bulmak salt bir yer
Gizlemek güzelliğini tüm o hayasızlardan
Kuruyosa dudağın zehiriyle yılanların
Kızarıyorsa eğer alnın geçerken düşlerinden

Gözü sendeki o pis o hayasız yabancının
Yürü git korkusuzca, şehirleri ko git
Uzat tut ayaklarını o tozlu yolladan
İşte uzak kentler, bizim gözümüzle bak git

Yazılı kayaları gibi tutsak insanlığın
Geniş barınaklardır o tarlalar, ormanlar
Karanlık adalarla çevrili deniz gibi hür
Yürü elinde çiçekler tarlalar arasından

ALFRED de VIGNY
Çeviri: İlhan Berk

Burak 05 Temmuz 2006 01:51

Yanıt: Dünya'dan Şiirler
 
BALKON

Hatıralar annesi, sevgililer sultanı
Ey beni şad eden yâr, ey tapındığım kadın
Ocak başında seviştiğimiz o zamanı
O canım akşamları elbette hatırlarsın
Hatıralar annesi, sevgililer sultanı

O akşamlar kömür aleviyle aydınlanan
Ya pembe buğulu akşamlar, balkonda geçen
Başım göğsünde, ne severdin beni o zaman
Ne söyledikse çoğu ölmeyecek şeylerden
O akşamlar, kömür aleviyle aydınlanan

Ne güzeldir güneşler sıcak yaz akşamları
Kainat ne derindir, kalp ne kudretle çarpar
Üstüne eğilirken ey aşkımın pınarı
Sanırdım ciğerimde kanının kokusu var
Ne güzeldir güneşler sıcak yaz akşamları

Kalınlaşan bir duvardı aramızda gece
Seçerdim o karanlıkta göz bebeklerini
Mest olur, mahvolurdum nefesini içtikçe
Bulmuştu ayakların elerimde yerini
Kalınlaşan bi duvardı aramızda gece

Bana vergi o tatlı demleri hatırlamak
Yeniden yaşadığım, dizlerinin dibinde
O mestinaz güzelliğini boştur aramak
Sevgili vücudundan, kalbinden başka yerde
Bana vergi o tatlı demleri hatırlamak

O yeminler, kokular, sonu gelmez öpüşler
Dipsiz bir uçurumdan tekrar doğacak mıdır
Nasıl yükselirse göğe taptaze güneşler
Güneşler ki en derin denizlerde yıkanır
O yeminler, o kokular, sonu gelmez öpüşler

CHARLES BAUDELAIRE
Çeviri: Cahit Sıtkı Tarancı

Burak 05 Temmuz 2006 01:52

Yanıt: Dünya'dan Şiirler
 
66’NCI SONE

Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.

WILLIAM SHAKESPEARE
Çeviri: Can Yücel

Burak 05 Temmuz 2006 01:54

Yanıt: Dünya'dan Şiirler
 
GEORGIA

Uyumuyorum Georgia
oklar savuruyorum geceye Georgia
bekliyorum Georgia
düşünüyorum Georgia
Ateş kar gibi Georgia
Gece komşum Georgia
bütün gürültüleri dinliyorum bir bir Georgia
yükselip de kaçan dumanı görüyorum Georgia
gölgelerin içinde yürüyorum sinsi sinsi Georgia
koşuyorum işte sokaklar işte semtler Georgia
İşte yine o kent
ama tanımıyorum Georgia
eviyorum işte yel çıktı Georgia
işte soğuk işte korku işte sessizlik Georgia
kaçıyorum Georgia
koşuyorum Georgia
bulutlar alçakta düştü düşecek Georgia
kollarımı uzatıyorum Georgia
kapatmıyorum gözlerimi Georgia
sesleniyorum Georgia
haykırıyorum Georgia
sesleniyorum Georgia
sana sesleniyorum Georgia
Gelecek misin Georgia
yakında Georgia
Georgia Georgia Georgia
Georgia
uyumuyorum Georgia
bekliyorum
Georgia

PHILIPPE SOUPAULT
Çeviri: Sait Maden

Burak 05 Temmuz 2006 01:55

Yanıt: Dünya'dan Şiirler
 
TO C. FROM C.

Sen
alacalı gülümseyiş
donmuş karlar üzerinde -
Mart rüzgarı
karda uç veren
dalların dansı
inleyerek ve ışıltarak
küçük "oh"larını -
ak bacaklı geyik
zarif
keşke
bilseydim yine
her gününün
akıp giden zarifliğini
her davranışının
köpüksü ağını -
yarın donmuş
aşağıdaki ovada -
sen, alacalı gülümseyiş
sen, ışıltılı gülüş

CESARE PAVESE
Çeviri: Kemal Atakay

Burak 05 Temmuz 2006 01:56

Yanıt: Dünya'dan Şiirler
 
GECE

Ama rüzgarlı gece, berrak gece
belleğin belli belirsiz anımsadığı, uzaktır
bir anıdır. Yitmiş şaşkın bir sakinlik
o da yapraklardan ve hiçlikten oluşmuş. Hiçbir şey
kalmıyor
anıların ötesindeki o zamandan, belli belirsiz
bir anımsama dışında

Kimi zaman geri dönüyor güne
yaz gününün kıpırtısız ışığına
o uzak şaşkınlık

Boş pencereden
çocuk diri ve koyu tepelerdeki geceye bakardı
ve şaşırırdı tepeleri üst üste yığılmış görmekten
belirsiz ve berrak devinimsizlik. Karanlıkta hışırdayan
yapraklar arasında, tepeler belirdi
orada güne ait her şey, kıyılar
ve ağaçlar ve üzümbağları apaçık ölüydü
ve yaşam bir başka yaşamdı, rüzgardan, gökyüzünden
yapraklardan ve hiçlikten

Kimi zaman geri dönüyor
günün kıpırtısız sakinliğinde anısı
o yoğun yaşamın, şaşın ışıkta

CESARE PAVESE
Çeviri: Kemal Atakay

Burak 05 Temmuz 2006 01:57

Yanıt: Dünya'dan Şiirler
 
SANA SEVGİLİM

Kuş pazarına gittim
Kuşlar aldım
Sana
Sevgilim

Çiçek pazarına gittim
Çiçekler aldım
Sana
Sevgilim

Hurda pazarına gittim
Zincirler aldım
Ağır zincirler
Sana
Sevgilim

Sonra tutsak pazarına gittim
Seni aradım
Oysa bulamadım
Sevgilim

JACQUES PREVERT
Çeviri: Tahsin Saraç

Burak 05 Temmuz 2006 01:58

Yanıt: Dünya'dan Şiirler
 
MEZAR TAŞI

Ronsard'ın ruhcağızı zavallıcık
Şirincik, mini minnacık, nazlıcık
Sevgili misafiri bedenimin
Göçmüşsün öbür dünyaya garipçik
İncecik, sıskacık, saz benizlicik
Ölülerin soğuk ülkesindesin

Bereket gönlün rahat tertemizsin
Kan, kin, zehir karışmamış içine
Birçok insanlar gibi düşmemişsin
Şan şeref derdine, mal mülk peşine
Deyip kestim, yolcu, var git işine
Bırak uyusun Ronsard, rahat etsin

PIERRE de RONSARD
Çeviri: Sabahattin Eyuboğlu

Burak 05 Temmuz 2006 01:59

Yanıt: Dünya'dan Şiirler
 
PANTOLONLU BULUT’tan (giriş)

Pelteleşmiş beyninizde
kirden parlayan bir kanapede yan gelip yatan semiz bir uşak gibi

hayal kuran düşüncenizi
kanlı bir yürek parçasıyla tedirgin edeceğim
dalga geçeceğim, geberesiye küstah ve zehir dilli

Tek bir ak saç yok ruhumda
yaşlılığın çıtkırıldımlığı yok onda
Dünyayı bozguna uğratarak sesimin gücüyle
yürüyorum-yakışıklı
yirmi iki yaşında

Çıtkırıldımlar
Kemana yatırırsınız aşkı siz
Kabalar onu trampete yükler
Fakat, tersyüz edebilir misiniz kendinizi benim gibi
Öyle ki, dudaklar kalsın ortada, salt dudaklar

Çık da gel konuk odasından
gel de bir adam tanı
kibirli, patiskadan ve melek soylu memur karısı

Sen ki dudaklar çevirirsin aynı kayıtsızlıkla
bir aşçı kadın nasıl çevirirse yemek kitabının sayfalarını...

İster misiniz
ten kudurtsun beni

- ve gök gibi, renk değiştirerek ansızın -
ister misiniz
öylesine yumuşayım, sevecen olayım ki öylesine
hani, erkek değil de, pantolonlu bir bulut desinler bu

İnanmıyorum çiçekli Nice diye bir yerin var olduğuna
Benimle göklere çıkarılacaktır yeniden
hastane gibi bayatlamış erkekler
ve atasözleri gibi yıpranmış kadınlar da...

VLADIMIR MAYAKOVSKI
Çeviren: Ataol Behramoğlu

Burak 05 Temmuz 2006 02:01

Yanıt: Dünya'dan Şiirler
 
MİSTİK ÖYKÜ’den

"Hatırla seni öldüren hamamı" Aeschylus.
Ellerimde şu mermer kafa uyanıverdim
Dirseklerim kopuyor, gücüm tükendi
Nereye yapsam, nereye yakıştırsam onu bilmiyorum.
Bir düş içinde yükselirken ben
Bir düş içine düşüyordu o
Hayatımız birleşti, ayrılmak güç.

Gözlerine bakıyorum: Ne açık, ne de yumuk
Konuşmakta direnen o ağıza konuşmaktayım
Cildin ötesine geçen yanakları tutuyorum
Ama daha fazla takat kalmadı bende oy.

Ellerim yitmede ve geri gelmede bana
Her seferinde birazı kopuk.

YORGO SEFERIS
Çeviren: Osman Türkay

Burak 05 Temmuz 2006 02:02

Yanıt: Dünya'dan Şiirler
 
AĞIT*

Nehirler gibi,*

Ağlamak istiyorum,*

Garip bir başıma ben;*

Kaygılar almalı beni,*

Dalıp gitmeliyim,*

Eski maden gecelerin gibi.*

Neden,*

Pırıl pırıl anahtarlar,*

Neden harami elinde?*

Kalksana Oello ana,*

Aç sırrını,*

Bu bitmez gecenin*

Yorgunluğuna;*

Akıl ver damarlarına,*

Senin olsun,*

Yupanqui’ler güneşi*

Uyku hali konuşurum*

Seninle,*

Toprak toprağa.*

Sıradağların;*

Döl yatağı;*

Sen ey Perulu ana,*

Nasıl oldu nasıl oldu da*

Saplandı,*

Bu hançerler çığı,*

Senin gebe kumluğuna?*

Ellerin içindeyim,*

Kıpırdamam,*

Duyuyorum:*

Madenler yayılıyorlar,*

Yeraltı boğazlarına.*

Köklerinden olmuşum,*

Ben, senin;*

Bilmem neden,*

Toprak vermez bilgeliğini*

Bana.*

Geceden gayrı,*

Gördüğüm yok;*

Yıldızlı topraklar,*

Altında.*

Bu uyduruk,*

Bu cinli hayal da ne?*

Sürünür gider,*

Ta kızıl bir çizgiye?*

Yasın gözleri,*

Bitki, kapkara.*

Nasıl vardın,*

Bu acı rüzgara;*

Nasıl oldu, nasıl oldu da,*

Öfke taşları arasından,*

Kopak;*

Kaldırmadı kil tacını,*

O gözler kamaştıran?*

Yanayım kara bahtıma,*

Çadırlar altında, bırak!*

Kararmış ölü bir kök gibi,*

Ko batıp gideyim!*

Bu bitmez zalim gecede,*

Yerin dibine ineceğim, ben;*

Bir altın ağza kadar.*

Gecenin taşına uzanmalıyım.*

Burada ölmeliyim, derdimle.*



Pablo NERUDA

Burak 05 Temmuz 2006 02:03

Yanıt: Dünya'dan Şiirler
 
NÂZIM'A BİR GÜZ ÇELENGİ

Neden öldün Nâzım? Senin türkülerinden yoksun ne yapacağız
şimdi
Senin bizi karşılarkenki gülümseyişin gibi bir pınar bulabilecek
miyiz bir daha?
Senin gururundan, sert sevecenliğinden yoksun ne yapacağız?
Bakışın gibi bir bakışı nereden bulmalı, ateşle suyun birleştiği
Gerçeğe çağıran, acıyla ve gözüpek bir sevinçle dolu?
Kardeşim benim, nice yeni duygular, düşünceler kazandırdın
bana
Denizden esen acı rüzgâr katsaydı önüne onları
Bulutlar gibi yaprak gibi uçarlar
Düşerlerdi orada, uzakta,
Yaşarken kendine seçtiğin
Ve ölüm sonrasında seni kucaklayan toprağa

Sana Şili'nin kış krizantemlerinden bir demet sunuyorum
Ve soğuk ay ışığını güney denizleri üstünde parıldayan
Halkların kavgasını ve kavgamı benim
Ve boğuk uğultusunu acılı davulların, kendi yurdundan...

Kardeşim benim, adanmış asker, dünyada nasıl da yalnızım
sensiz
Senin çiçek açmış bir kiraz ağacına benzeyen yüzünden
yoksun
Dostluğumuzdan, bana ekmek olan,
Rahmet gibi susuzluğumu gideren ve kanıma güç katan.

Zindanlardan kopup geldiğinde karşılaşmıştık seninle
Kuyu gibi kapkara zindanlardan
Canavarlıkların, zorbalıkların, acıların kuyuları
Ellerinde izi vardı eziyetlerin
Hınç oklarını aradım gözlerinde
Oysa sen parıldayan bir yürekle geldin
Yaralar ve ışıklar içinde

Şimdi ben ne yapayım? Nasıl tanımlar
Senin her yerden derlediğin çiçekler olmaksızın bu dünya.
Nasıl dövüşülür senden örnek almaksızın,
Senin halksal bilgeliğinden ve yüce şair onurundan yoksun?
Teşekkürler, böyle olduğun için! Teşekkürler o ateş için
Türkülerinle tutuşturduğun, sonsuzca.



Pablo NERUDA

Çeviren : Ataol BEHRAMOĞLU

Burak 05 Temmuz 2006 02:04

Yanıt: Dünya'dan Şiirler
 
***********************************

BÜTÜN AŞK MEKTUPLARI


Bütün aşk mektupları
Gülünçtür.
Aşk mektubu olmazdı onlar eğer olmasalardı
Gülünç.

Ben de zamanında yazdım aşk mektupları,
Başkaları gibi,
Gülünç.

Aşk mektupları, eğer aşk varsa,
İster istemez
Gülünç.

Ama, her şey bir yana,
Asla aşk mektubu
Yazmamış olanlardır sadece
Gülünç.


Ah, yazdığım zamanlara geri dönsem
Farkında olmadan
Gülünç
Aşk mektupları...

(...)

Alvaro de Campos
(Fernando* PESSOA)
Çev.: Işık ERGÜDEN


*******************************


ERTELEME


Öbür gün, evet, yalnızca öbür gün...
Yarın öbür günü düşünmeye başlayacağım,
Belki her şey olup bitecek; ama bugün değil...
Hayır, bugün değil; bugün yapamam.
Öznel nesnelliğimin şaşırtıcı inadı,
Gerçek yaşamımın uykusu, araya girmesi,
Sezinlemesi, bitimsiz* bezginlik-
Bütün dünyam bir tramvaya yetişme çabası-
Öyle bir ruh o...
Yalnızca öbür gün...
Bugün hazırlanmak istiyorum...
Hazırlanmak istiyorum kendi yarınım için, öbür günü düşünmek için...
Sonucu belirleyecek olan bu.
Halihazırda planlarım var, ama hayır, bugün planlama yok...
Yarın plan yapma günüdür.
Yarın dünyayı fethetmeye masama oturacağım;
Ama ancak öbür gün fethedeceğim dünyayı...
Ağladığımı hissediyorum,
Apansız ağladığımı hissediyorum, derinden içime doğru...
Bugün ne olup bittiğini bilmeyin, bu bir giz, söyleyemem.
Yalnızca öbür gün...
Çocukken her hafta Pazar günü sirki beni eğlendirirdi.
Bugün bütün eğlencem çocukluğumdaki tüm hafta süren Pazar günü sirki...
Öbür gün, bambaşka biri olacağım,
Yaşamım zaferle taçlanacak,
Zekamın bütün gerçek nitelikleri, iyi öğrenimim, uğraşım-
Hepsi toplanacak bir araya herkese duyurmalı ...
Ama herkese sunulan boşa gidecek yarın...*
Bugün uyumak istiyorum, gerçek nüshayı yarın yapacağım...
Bugün için, hangi gösteri yineleyecek çocukluğumu bana?
Yarın bir bilet satın alabilirsem,*
Gerçek gösteri öbür gün çünkü...
Daha önce değil...
Öbür gün göstereceğim halkın karşısında yarınki* kendimi
Öbür gün bugün ben olmadığım görülecek sonunda.
Yalnızca öbür gün...
Sokak köpeği gibi uykuluyum.
Gerçekten uykum var.
Yarın size her şeyi söyleyeceğim, ya da öbür gün...
Evet, belki de yalnızca öbür gün..

Adım adım...
Evet, adım adım..


14 Nisan 1928
Álvaro de Campos
(Fernando* PESSOA)
Çev.: T.Asi BALKAR - Ergin ŞEHİRLİ


PESSOA: portekizlidir. tam adı fernando antónio nogueira pessoa'dır. 1888'de lizbon'da doğdu, 1935'te aynı kentte öldü. lizbon üniversitesi'nde eğitimini yarım bırakarak bir ithalat şirketinde ticari temsilci ve çevirmen olarak iş yaşamına girdi. geçimini ticari çevirmenlikle kazandı ve hiç evlenmedi. adının portekizce anlamı "kişilik" ya da "birinin büründüğü kişilik"e denk düşer. alberto caeiro, alvaro de campos, ricardo reis,* bernardo soares ve fernando pessoa isimlerini kullandı. yaşadığı dönemde cok az insan tarafından tanındı, bir kitap yayınladı. ancak ölümünün ardından portekiz şiirinin en büyük ismi olarak kabul gördü. yukarıda yer verdiğimiz şiirleri gerek biçim gerekse içerik açısından belirgin farklar içerir. bu durum üstat pessoa'nın şiir dünyasının zenginliğini gösterir.. özellikle ikinci şiir her pazartesi günü bir şeylere başlamaya karar verip o gün geldiğinde başlama gününü bir sonraki haftanın pazartesine erteleyen çağımız insanına ironik bir sesleniş gibidir.. *


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:39.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk