19 Nisan 2010, 03:02 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | S.O. Şiirler ... Ben Senden Önce Ölmek İsterim... Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mi zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu. İyisi mi, beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin Fedakârlığımı anlıyorsun: vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için. Ve toz oluyorum yaşıyorum yanında senin. Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin. Ve orda beraber yaşarız külümün içinde külün, ta ki bir savruk gelin yahut vefasız bir torun bizi ordan atana kadar... Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize, atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek. Toprağa beraber dalacağız. Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse sapında muhakkak iki çiçek açacak biri sen biri de ben. Ben daha ölümü düşünmüyorum. Ben daha bir çocuk doğuracağım. Hayat taşıyor içimden. Kaynıyor kanım. Yaşayacağım, ama çok, pek çok, ama sen de beraber. Ama ölüm de korkutmuyor beni. Yalnız pek sevimsiz buluyorum bizim cenaze şeklini. Ben ölünceye kadar da bu düzelir herhalde. Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde? İçimden bir şey : belki diyor. Nazım Hikmet Ran ---------- Ben Sokak Çocuğuyum şu dört direkli köprünün altında açmışım gözlerimi sahipsiz rüzgar sarmış kundağımı yağmurla beslenmişim adımı insanlar koymuş benden habersiz benimsemişim serseri derler, hırsız derler .... derler, anlamam da alınmam da hiç fiyakalı dolaşmadım sokaklarda marka satmadım gökyüzü yorganım oldu hep dirseğim yastık alışkınım; kara, yağmura, soğuğa üşümem sıcak dokunur bana özlemem, hiç tanımadığım hisleri istemem varlığını bilmediğim şeyleri kıskanmam hiç kimseyi özenmem halbuki bilmez kimse kendilerinden şanslı olduğumu daha özgür ve daha zengin şu deniz herkesten çok benimdir arkasındaki orman da bütün sokaklar benimdir herkesten çok her simitçi biraz bana çalışır aslında her çocuktan daha çocuğum canım hiç sıkılmaz buralarda en sevdiğim oyundur köşe kapmaca yalnız da değilimdir yüzlerce kardeşim var benim gibi, bana benzer kimse ayırt edemez bizi birbirimizden geceleri toplanmaya başlarız el ayak çekildikten sonra konuşuruz, güleriz, dertleşiriz biraz farklı olsa da herkes kadar biz de umut besleriz hayallerimiz de vardır ayın dolaştığı yerlerde herkes kadar okumuşluğum da vardır her tip insandan bir harf öğrendim insanları en iyi ben tanırım okuldan, öğretmenden anlamam ama bu sokakların mektebini bitirdim bana lazım olanı öğrendim herkes kadar insanım da galiba herkes kadar ben de bazen ağlarım kafam da var, kalbim de severim de, düşünürüm de yalnız ben sokak çocuğuyum sokaklarda yaşamak tek suçum bir gün ben de gideceğim buralardan herkes gibi yalnız biraz sessizce kimseler anlamadan cenazem omuzlar üzerinde gitmeyecek belki belediye kaldıracak gürültüsüzce ağlayanlar olmayacak başucumda bir hayırsever uğramazsa geçerken mezarım da çorak kalacak sonunda benim gibi içimizden kimin gittiği fark edilmeden biri alacaktır yerimi vakit geçmeden evet, ben sokak çocuğuyum bu sokaklarda ne ilk ne de sonuncuyum Reşide Sarıkavak ---------- Yalnız(ca) Sitem çığlığım boğazımı kesti, kana(ya)madım -de halindeyim acıların I. her şeye susuyorum artık susuzluğum dilimin ucu, kemiksiz ölümlerden ölüm beğendim, üzerime olmadı zor günler için sakladığım bir intihar vardı cebimde çıkarttım baktım, kurtlanmış sebebi var elbet bu gözyaşlarının anlamaya çalışmayın, anlayın bir ressamın tuvalinden düştüm hiçbir renk kurtaramadı beni beyazlar giymiş bir duygunun içinde, ismim sırdır artık - bir kaç ince sızım var, görüşlerinize hazırdır üstadım ne istediğini bilen sevdalarım olmadı hiç büyük kavuşmalarımda hep küçük özlemleri sevdim küçük sarılmaları küçük bekleyişleri büyüklerini sevecek kadar zaman verilmedi arzularıma haber saldım, gelmediler nerede unuttum ateşli bedenimin alfabesini..? hangi ketum dil yaladı geçti haykırışlarımı..? size bir sır vereceğim, galiba (d)üşüyorum Pelin Onay ---------- Yalnız(ca) Sitem II. vurgun zamanlarındayım İzmirin yalnızlık ırzıma geçse doğuracağım! Doğuracağım özlemin canına kıyanların eşgalini hadi toprak ana! Seviş ruhumla ve temizle diline biber sürülmüş dudakları görmüyor musun..? Bana bir şeyler oluyor bedenimden bir deniz geçiyor, dalgaları göğsüme vurup geri çekiliyor hangi mevsimin rahminden çıkartacağım başını yüreğimin..? bu dalgalar öksüzlüğümü çok fena acıtıyor -sol anahtarınızı rica edeceğim, şarkılarım içimde nefessiz kaldı zehirli bir ihanet aktı yanaklardan atılan bir imzayla onaylandı unutulduğum gelinlik bir kız gibiydi düşlerim oysa, kaçırıldı kimlerin yatağında nergis kokusuysa, orada kalsın çocuk kalan yanım!. Sen sakın üzülme seni yeniden güldürebilmek için arınacağım bu lekeli acılardan babamı affettiğim gün, sevdalarımı da affedeceğim soyacağım yüreğimi yeniden ulu orta.Utanmadan, sevişeceğim yeniden kana kana, kan(a)madan sen de biliyorsun ki; saçlarına kır düşmüş mavi bir geceydi sevdam kayan bir yıldız da dilek olsaydık da, bizi tutsaydı.. Pelin Onay ---------- Anılar Öptü Dudaklarımı sesi soluğu kesilmiş bir aşkın ortasından yürüyoruz acılarımızı saramayacak kadar uzağız artık kirpiklerimizde beslenen düşler, yeni doğacak sevgililere miras düşünüyorum da, belki biz sevgiyi değil, hep ayrılığı büyüttük seninle çıplak bedenlerimizden akan özlemler yanılttı bizi yağmur yağarken anımsadığın ben değil, yalnızlığındı belki de ve ben yalnızlığını bile özledim desem, beni duyamayacak kadar sessizsin artık nakaratındayım anıların beni bu gece dehlizlere sürükleyen Timur Selçuk, babasının şarkılarını söylüyor öyle hüzünlü, öyle hasret, öyle tutkulu ben de senin şarkılarını söylüyorum is gibi, sus gibi, öyle vurgulu kaçırıp getireyim kendimi yanına bir an için desem, sana sarılamayacak kadar yorgunum artık dağınıklığını toparlarken odamın, elimde kaldı bir kitabın içinden düşen resmin göz göze geldik bir an, gözlerinde "seni seviyorum" bakışın kara çalılar ardına saklanan sinsi bir isyan kaşıdı yüreğimi resimlerde kalacak kadar yabancı değildik o zaman her şeyden önce dostumdun, ıslak hüznümü bile varlığınla gülümsetebildiğim şimdi gözlerinde yeniden kulaç atmak istiyorum desem, mavilerinde yüzemeyecek kadar bitkinim artık nerede yanlış yaptığımı itiraf etmedi aşk ilam kağıtları birikmiş bir sevda duluyum şarkıların sakiliğini tek başıma yapıyorum, rakı makamına göre kadehe doluyor bilirsin işte, artık sevmek istemeyen kadınlık halleri an geliyor, kalbim kanatlanıp göğüs kafesine girmek istiyor desem, semalarında süzülemeyecek kadar yaralıyım artık ağdalı sevdim seni ama yapışkan değil sevmek çekip gitmekti gerektiğinde, bunu bildim sadece şiirlerimde konuşabildim, bağıra..çağıra kızdın ve kırıldın sitemlerimin tavşan dudaklarına belki ama sevdim seni, ayazda..boranda ah o sadekâr ellerin bedenime yeniden dokunsa desem, ellerini bedenimde tutamayacak kadar titriyorum artık bir kedi gözlerimin içine baktı ruhumdan bir deniz geçti, dalgaları göğsüme çarpttı antika bir fincanda iç çekişlerim kaldı gül kurusu perdeler, mutluluğuma kapandı anılar dudaklarımı öptü, dudaklarım sızladı çok zaman sonra sen de öp beni desem, öpüşlerimiz bizi yakacak kadar sıcak değil artık ...ve sen, her şeye rağmen gelip, "seni seviyorum" desen, bu iki kelimeden ölesiye korkuyorum artık. Pelin Onay ---------- En Çok Aşk Deli çıkardı eskizlerini çekmecesinden haşarı ressamı sevdanın nüktedan bir bakışla… daldırıp fırçasını kızıla damlattı yüreğe çiy tanelerinin serinliğine düşen gözler atıldı içine oluk gibi kanayan bir şiirin krizantemler dağıldı sözlerden karışıp imgelere arsız …kibirle …ve kaygısız tutunup şakayıklardan kendini verdi aşk …en deli halinde kırıldı direnişler …yıkıldı barikatların her biri eğilmeyen asiliğin başı/düştü yere …sarhoş düşler içinde lepiska saçlı güneş geceye sürdü dudaklarını ipince sızdı arzu tenden içeriye ve bir aşkabakana döndü/k süzüldü asmalardan… şehveti şarabın …bir mey …bir sen …dudaklarda gezinen ay’da demlenen bakışlarda içti/k geceyi …en deli esrik bir düşlemin içine nazenin bir gül bırakıldı …ve şimdi sevi zamanı sildi ikilemleri özlemle dolu gönül yakası bağrı açılmadık şarkılarla …dilinde çağıl çağıl ve inine sürüldü gri bakışlı sefil yalnızlık buselerin pamuk dokunuşundaki ıslaklık efil efil okşayan …kışkırtıcı/bahar yüzlü rüzgar ve nefesine dolan karanfillerin acı kokusunda …aşk “akıyor duruluğu içimin sözlerimden eksiksiz ve duraksamadan vakur bir sevda bırakıyorum eline en çok aşk deli ama en iyi ben severim ressamın fırçasından içime düşen…sen izlerinde sökün eder bütün bildiğim romanslar mistik bir geceyi koynuma alır sana çağlarım ve hesapsız…en deli ben severim” Atilla Güler Konu SeytaninOrkestrasi tarafından (19 Nisan 2010 Saat 02:24 ) değiştirilmiştir. | |
|
Etiketler |
şiirler |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Tek Resimli Şiirler -Romantik -Duygusal -Aşk Şiirleri.(En Güzel Resimli Şiirler) | Sevda | Resimli Şiirler | 422 | 22 Ekim 2019 19:26 |
Resimli şiirler IV | YapraK | Resimli Şiirler | 0 | 20 Haziran 2012 23:51 |
Mustafa Kemal ATATÜRK \ Şiirler (Kendi Yazdığı Şiirler) | Sevda | Atatürk Köşesi | 1 | 17 Nisan 2010 09:16 |
ŞiiRLer | AsiPeri | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 06 Aralık 2007 17:35 |