IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 28 Kasım 2010, 21:16   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Rüya Kahvaltısı (Melek Ekim Yıldız)





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



“ Bilir misiniz, rüyada insanlar birbirlerinin gözlerine bakamazlar. Ve bakarlarsa çok ıstıraplı olur. Derhal uyanırlar. Bence bu ferdiyetimizin kaba ve satıh tarafından kurtulma, birbirimize karışmaktan korkmamızdır. Bir nevi içten çalışan vicdan azabı. “ Ahmet Hamdi Tanpınar

Bilir misiniz, hiç rüya görmediğim halde, sürekli gördüğümü hayal ettiğim rüyaları anımsamaya çalışırım. Hem de her sabah. Gözlerine bakamadığım, bakmayacağım insanları getirip koyarım sahte rüyamın içine ve kahvaltıdan hemen önce, hiçbir zaman karışma, içinde olma arzusu duymadığım insanları içime alır; rüya insan’ım yaparım onları. Kısık ateşte demlenmekte olan çayın kokusu, sütlükte kaynayan yumurtanın fokurtusu, asla kuramayacağım cümlelerin sözcükleriyle kalabalıklaşır, uyduruk rüyamın şekillenişiyle çoktan doymuş başlarım kahvaltıya. Eski, çok eski bir aile geleneğinin çarpıtılmış, hatta epeyce saptırılmış bu biçimiyle selam ederim genlerini aldığım o tuhaf kadınlara.

Küçük bir çocuk olduğum zamanlarda ailemin, kocalarını çoktan işe yollamış, kadınlarıyla yaptığım kahvaltıların anısının kötülüğü bu biliyorum. Anne, bir dolu teyze ve kuzenle birlikte oturulan, saatleri fütursuzca harcayan ve her birinin peş peşe anlatıp; dinleyenlere “ hayrolsun”lar, “ ömrü uzamış bak”lar, “ başımıza bir gelecek mi var”lar yorumlarını sıralatan o rüya kahvaltılarının suçu bu biliyorum. “ kahvaltının mutlulukla bir ilgisi” olduğu saf günlerin intikamı bekli de.

O günlerde belli belirsiz sezdiğimi; ailemin kadınlarının büyük birer hikâye anlatıcısı olduklarını gizlemelerinin bir yolu olduğunu, ancak şimdi kavrayabiliyorum o rüya kahvaltılarının. Her sabah hikâyelerini yarıştırırlarken, aldıkları keyfi ve heyecanı ancak şimdi anlayabiliyorum. Ve şimdi gerçekten, rüyalarını anlatırlarken dinleyicilerin gözlerinde, yüzlerinde beğeni, kıskançlık ve haset izi sürdüklerinden emin olabiliyorum.

Büyüdükçe burun kıvırıp, bıyık altından güldüğüm o seremoniyi çok ama çok özlemeye başladığımı ayırt edebildiğim zamanların geç kalmışlığını kabul edebilmeyi bile kendime yediremediğim züppelik günlerim geride kalırken; kuyruğunu kıstırmış bir kediyim şimdi.

Özlemekte olduğum asıl şeyin, o kahvaltı sofraları mı yoksa rüya görebilmek mi olduğunu biliyor değilim. Bilinmezimi yanıma katıp, o kahvaltıları düşünüyorum. Annemin ve en küçük teyzemin, tüm masayı kendilerine odaklayan seslerini, rüyalarını söz’e dökerken yüzlerinde oluşan ifadeyi ama en çok, anlattıkça anlatma arzusunu körükleyen o rüyalardaki hikâyeyi arıyorum belleğimin girilmesi zor odalarında.

Annemin mi yoksa küçük teyzemin mi, kendinden daha emin ve beğenilen bir rüya dilbazı olduğunu düşünüyorum sık sık. Aralarında rekabet olsun istiyorum. Onları her gece yatağa yatıran ve her sabaha hazırlayanın bu motivasyon olduğuna inanmaya çok hevesliyim. Rekabetin hileyi getirdiğini, her gece, ben gibi, aslında görmedikleri rüyaları uzun uzun kurguladıklarını hayal ediyorum, uzandıkları rahatsız ve kalabalık yataklarında. Rüya kahvaltılarının yıldızı olmanın başka bir yolu olmasın istiyorum bir de. Umutsuzluğa kapılıyorum sonra. Annemin de, küçük teyzemin de her kahvaltı sonrası güzelleştiklerini anımsar gibi oluyor; bana ait kahvaltı masalarının yoksulluğuyla çirkinleştiğime inanıyor ama yine de hırsıma yenik düşüp, görmediğim rüyaları kendime anlatmaya devam ediyorum.

Bir zaman omuz silktiğim, “ başa beladır. Onu dikkatli kullan” öğüdünü ve öğüdün süjesi olan o adamı düşünüyorum bir de. Her ikisini de, unutmaya çok meyilliyken, bunca zaman sonra aklıma düşüvermelerini anlamlandıramayacak kadar yorgun olduğuma ikna ediyorum kendimi. Sonra yine, ailemin kadınlarını düşünüp; onların “ dikkatli kullanma” konusundaki başarılarına haset edip, bir lokma yumurta atıyorum ağzıma. Neyi ama neyi dikkatli kullanacaktım, diye soruyorum ağzım tıka basa dolu. Yanıt yutkunurken geliveriyor:

_ Yalnızlığını…

“ Yalnızlığını dikkatli kullan. Başa beladır”

Nefessiz kalışıma aciz bir umar buluyor; rüya kahvaltımı başa sarıyorum.


 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
ekim, kahvaltısı, melek, rüya, yıldız


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Meyveli Diyet Kahvaltısı Seyra Diyet Tarifleri 0 08 Ekim 2014 17:26
Rüyada sabah kahvaltısı xena Rüya Tabirleri 0 01 Eylül 2014 19:02
Karı koca kahvaltısı:) yoSun Komedi ve Mizah 0 09 Şubat 2011 11:46