🔔 Çevrimdışı bildirim almak ister misiniz?
Bir konuya etiketlendiğinizde, özel mesaj aldığınızda, bir mesajınız alıntılandığında forumda olmasanız bile anlık bildirim almak için lütfen izni verin.
MAVİ BİR ÖLÜM
Yine Sana seslenicem
Senin kim olduğunu hiç bilmeden,
Senin kim olduğunu en çok bilerek,
İsyankar zambakların, çılgın nilüferlerin,
Dört nala açan kiraz çiçeklerinin,
Dudak kıvrımlarına yoldaş olucam
Sarı bir hüzün, kızıl bir gurur ve
Siyah bir öfkeyle konuşucam sana
Sana oklardan değil, yaydan bahsedicem,
Gülün dikenlerinden değil,
Gülleri ve dikenlerini doğurmaktan yorulmayan,
Topraktan söz açıcam
Akan su gelmicek kelimelerime,
Suyu şefkatle kucaklayan sessiz taşların canını yakan
Damlaları dillendiricem
Yine sana seslenicem, senin kim olduğunu hiç bilmeden,
Bilmek istemeden
Alaattinin sihirli lambasından çıkan cin bana gelseydi ve
Ne dilersem dilememi isteseydi,
Hiçbirşeyi elde etmeyi dilemezdim
Birşeyden vazgeçmeyi isterdim sadece,
Hayatta birşeyden vazgeçmem lutfedilseydi,
Bedeli herşeyim olsa bile
Sana seslenmekten vazgeçmek isterdim
Garip değilmi
Sana seslenmekten vazgeçmek istemediğimi,
Bundan hoşlandığımı düşünüyorsun belkide,
Oysa sana seslenmek,
Bütün hesaplarımı gördüğüm bu dünyadaki
Tek geride kalmış hesap benim için
Bu dünyadaki tek yük,
Bu seslenişin kalbini avucumda tutabilmek
Kürek mahkumu için kürek neyse,
Benim içinde sana seslenmek o
Bir yandan gemiyi ufka ulaştırmanın tek yolu,
Öbür yandan, bileklerimden sızan kanların
Gönlümü işgale yeltendiği bir rotanın can suyu
Oysa ben sana küreklerden değil,
Gemiden bahsetmek isterdim
Atalarım bana, kadınlara gökyüzünü,
Gemileri ve yelkenleri anlatmayı öğrettiler
Sen kürekleri, yağlı urganları,
Geceyi siyaha gömen fırtınaları öğretmeye çalışıyorsun
Sana ellerimle dokunarak,
Gözlerimle okşayarak göstermek isterdim,
Rüzgarla şişen beyaz yelkenleri
Ama senin vaktin yoktu, ben bunu hiç anlayamadım
Kavmimin kadınları bana öğretmediler ki,
Bazı kadınların beyaz güvercinlerden daha çok,
Siyah apoletleri sevebileceğini
Sana sesleniyorum
Ve gözlerin bileklerimden parmak uçlarıma kadar toplanmış
Kan pıhtılarını seyrediyor
Kürekleri bırakmıyorum,
Önce yücelttiğin, sonra terk ettiğin aşkın onuru için,
Kalemi bir an elimden düşürmüyorum
Ankara kalesinin önünde sana sesleniyorum
Benden kaçıp cennete gitmek isteseydin,
Seni cennetin kapısına kadar götürürdüm
Bana gelmek için seni korkutan cehennem olsaydı,
Cehennemle konuşurdum,
Seni ona anlatabilirdim
Oysa sen ne cenneti isticek kadar aşık oldun,
Ne de cehennemi isticek kadar ayrılık
'Seviyorum seni ama' dedin,
'Hoşçakal' diye ekledin
'Şimdi gitmeye mecburum, belki yine gelirim
Umarım gelirim' son sözün oldu
Cennetin ve cehennemin dillerini,
Savaş naralarını ve aşk şiirlerini,
Gazelleri ve boleroları öğreten atalarım,
Senin sözlerinin anlamını öğretmediler
Hiçbirşey söylemeden gittin
Ayrılığın dilsiz olduğunu ben senden öğrendim
Dilsiz olanın yaşayabileceğini sen öğrettin bana,
Ve kalemime ilk defa yavan gözlerle baktım
Yine, yeniden, sadece sana seslenicem,
Müebbet bir aşk dışında,
Bildiğim tüm duyguları terk edicem
Sana seslenicem yine
Seni sadece kuru bir sevgiyle değil,
Derin bir hüzünle, binlerce yıllık bir gururla,
Ve pervasız bir öfkeyle sevdiğimi duyumsuyor musun?
Mütevazi bir sevgiyle değil,
Küstah bir aşkla sevdim seni
Ben Osmanlı gibi,
Kollarımın yetişemediği bir aşkı kucaklamaya çalışırken,
Sen köPage Rankingülerin ülkesi Venedikteki son sancağı,
Kışın üşümemek için şal yaptın kendine
Neden bilmiyorum özlemin artıyor içimde,
Zaman geçtikçe eksilir demiştin oysa
Atalarımın öğrettiklerine ters düşsede,
Sana inanırım bilirsin,
Zamanla unutursun demiştin
Niye daha derinleşiyor öyleyse?
Derinleşiyor özlemin,
Ve gönlümde bir iç savaşta dökülen
Kanları coşturuyor, ayrılık sözlerin
Öfkelerimin kararlılığını aşka katık ederek konuşucam
Bedenim bu dünyayı terk edene kadar
Öyle sanıyorumki hüzünle ve acıyla
Pek barışık olmadığın için benden uzun yaşayacaksın
Benden sonra kelimelerim gelecek gönlüne,
Onların benden geldiğini birtek sen bileceksin
Küstah bir aşkla sevicem seni,
Ben savaş ve ölümle haşır neşir olan kelimeler dışındakileri,
Unutmaya gayret edicem, ömrümün geri kalanında
Sana seslenicem yine
Ben seni Beyrut gibi sevdim ama, sana ne mağribi
Ne de manhattanı anlatamadım
Bağdatı ve Şamı işgale yeltenmişken,
Venedikten gelen ihanet tarumar etti ordularımı
Sarı bir keder, kızıl bir kibir ve
Siyah bir isyanla konuşucam sana
Senin kim olduğunu hiç bilmeden,
Ağlayan zambakların dudak kıvrımlarına yoldaş olucam
Senin kim olduğunu en çok bilerek,
Kavmimin bana vaadettiği tüm aşkları terk edicem
Müebbet bir aşk, sarı bir hüzün, kızıl bir gurur ve
Siyah bir öfkeyle konuşucam,
Bu dünyayı terk etme müjdesi gelene kadar
Hüznü, gururu ve öfkeyi bilseydin keşke
Hüznümün beni aşan taşkınlığını,
Gururumun binlerce yıl önceden miras kalmış hoyratlığını,
Öfkelerimin hiçbir zaman sona ermeyecek ve
Azalmayacak kararlılığını anlayabilseydin
Anlatabilirdim sana;
Seninle yaşanan bir aşktan sonra,
Ayrılığın, ölüm bile olsa, mavi bir ölüm olacağını