IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler (https://www.ircforumlari.net/siir-hikaye-ve-guzel-sozler/)
-   -   Akıl Okulu (https://www.ircforumlari.net/siir-hikaye-ve-guzel-sozler/396745-akil-okulu.html)

SimHa 10 Haziran 2011 22:54

Akıl Okulu
 
AKIL OKULU
Bir gün ülkenin küçük kasabalarından olan Yitan’da şöyle bir haber yayılmış:
- Güzel başkentimizde bir Akıl Okulu varmış. Her kim o okula giderseorada akıl öğretiliyormuş.Herkes bu haberi şaşkınlıkla birbirineanlatıyormuş. Kasabanın en zenginlerinden olan bir adam da bu haberiduyunca kahkahalarla gülmeye başlamış:- Efendim, hayatımda hiç bu kadarkomik bir şey duymamıştım. Bir insan akıllıysa akıllıdır. Sonradan akılkazanılır mı hiç? Olacak şey midir? Duyulmuş mudur? Görülmüşmüdür?Bu adam çok zengin olduğu için çocuklarının hiçbirisiniokutmamış. Öyle çok parası varmış ki, istese kasabanın tamamını satınalabilirmiş. Fakat çocuklarına devamlı şöyle diyormuş:- Şükürler olsunçok paramız var. Yine de paramıza para katmalıyız. Ne kadar çokkazanırsak o kadar güçlü oluruz.Çocuklarından biri ise, babasının budüşüncesine katılmıyormuş. Devamlı:- Babacığım, okumak gibisi varmıdır? diyormuş. Bak ne çok paramız var. Ama bu parayla bilgi satınalamayız. Buna kimsenin de gücü yetmez. Neden okumayı kötü görüyorsun?Adam, çocuğunun bu sözlerini günlerce, gecelerce düşünmüş durmuş.Sabahlara kadar sayıklar olmuş: ‘Akıl okulu? Akıl okulu?’ Bir sabahdayanamamış ve kararını vermiş:- Böyle olmayacak. Şu Akıl Okulu neymişgidip göreceğim.Adam yolculuk için hazırlanmış. Atına binmiş ve yolakoyulmuş.
Günler geçmiş. Geceler geçmiş. Memleketinden ayrılalı tam otuzikigün olmuş. Günün birinde, yolda ağır ağır yürüyen bir ihtiyararastlamış. İhtiyarın gözleri görmüyormuş. Adam bu ihtiyarın halineacımış. Yanına yaklaşarak:- Ey yolcu, nereye gidiyorsun? diyesormuş.İhtiyar da başkente gitmek istediğini söylemiş. Bunun üzerineadam atından inmiş ve ihtiyarı atına bindirmiş:- Ben de başkentegidiyorum. demiş. Bir günlük yolum kaldı. Birlikte konuşa konuşagideriz. İhtiyar atın üzerinde, adam yaya yolculuklarına devametmişler. Şehre vardıkları zaman adam ihtiyara:- İşte başkente geldik,demiş. Burada inebilirsin. Fakat ihtiyar, adama şunları söylemiş:-Madem bir iyilik yaptın, bunun gerisini de getir. Beni şehrin meydanınakadar götür. Ondan sonra var git nereye gideceksen.Adam hiç karşıçıkmamış ve tamam demiş. Beş-on dakika sonra şehrin meydanınagelmişler. Tam bu sırada ihtiyar bağırmaya başlamış:- İmdat!.. Yardımedin. Bu adam atımı çalmak istiyor. Bu garibana yardım elini uzatacakyok mu? İmdat!..Meydandaki insanlar koşa koşa gelmişler onların yanına.İhtiyar kör olduğu için ona acımışlar ve adamı suçlamışlar:- Utanmıyormusun bu yaşta hırsızlık yapmaya! Hem de kör bir adamın atını çalmayaçalışıyorsun. Adam haykırıyormuş:- Hayır yalan söylüyor. Bu at benim.Onu yoldan ben aldım. İhtiyardır, yorulmasın, bir iyilik yapmış olayım,dedim. Bu at benim. Ben hayatımda hırsızlık yapmadım. O yalancıdır.
Fakat gel gelelim insanlar adamı dinlememişler. Atı, kör ihtiyarı veadamı doğruca şehrin hakimine götürmüşler. Hakim önce kör ihtiyarı,sonra adamı dinlemiş. Ardından da şöyle demiş:- Bana bir baytar, birnalbant, bir de saraç çağırın. Hemen gelsinler. Bekliyoruz.Adam bu üçkişinin neden çağrıldığını bir türlü anlayamamış. Kimseye de soramamış.Mecburen çağrılanların gelmesini beklemiş. Kısa bir zaman sonra da hepberaber gelmişler. Hakim gelenleri tek tek huzuruna kabul etmiş. Öncebaytar alınmış odaya. Hakim ona sormuş:- Ata bak. Bu at hangi memleketeaittir? Baytar şöyle karşılık vermiş:- Çok fazla incelemeye gerek yok.Bu at bu şehirden alınmamış. Yitan yöresine ait bir attır.Adam kendimemleketinin ismini duyunca hayretler içinde kalmış. Bu sefer de hakimnalbantı çağırmış ve ona:- Sen de bu atın nerede nallandığına bak,demiş. Nalbant biraz inceledikten sonra şunları söylemiş:- Bu at buradanallanmamış. Yitan yöresinde atlar böyle nallanır. Bizimkinebenzemez.Adam yine şaşırmış. Kendi kendine, ‘Nasıl bilebilirler?’ diyesorup duruyormuş. Hakim son olarak saraca:- Bu atın koşumlarını incele,demiş. Nasıl eyerlenmiş? Saraç hiç beklemeden cevap vermiş:- Efendim,ilk bakışta bizim yöremize ait olmadığı anlaşılıyor. Yitan yöresininkoşum şeklidir.Hakim cevapları aldıktan sonra atın sahibine dönerek:-Evet, sen doğru söylüyordun, demiş. Bu at senin. Artık atını alıpgidebilirsin. İhtiyara da gereken ceza verilecektir. Hiç meraklanma.Fakat adam dayanamayarak hakime sormuş:- Siz böyle bir şey yapmayınasıl düşündünüz? Bu adamlar, bu atın Yitan yöresine ait olduğununereden anladılar? Lütfen bana söyler misiniz bütün bunlar nasılolabiliyor?Hakim adamın sorusuna gülerek cevap vermiş:- Ben ve bugördüğün herkes, bu şehirdeki Akıl Okulunu bitirdik. Her şeyi o okuldaöğrendik. Orada doğrunun nerede ve nasıl bulunacağı öğretilir.Adamböylece Akıl Okulunun ne anlama geldiğini yaşayarak öğrenmiş. Heyecanlamemleketi olan Yitan’a dönmüş. Bütün olanları ailesine ve arkadaşlarınaanlatmış. Sonra da bütün çocuklarını bu Akıl Okuluna göndermiş. Anlamışki, herkeste akıl var, ama onu kullanabilmek için eğitim gerekiyor.
Yaşayarak öğrenmek işte buna denir ...


Alıntı


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 17:14.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8 Beta 3
Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2024 IRCForumlari.Net