IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 27 Eylül 2009, 13:59   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Evlerin en güzeli Hz. Peygamber (SAV)’in evi ..




Evlerin en güzeli Hz. Peygamber (SAV)’in evi...

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Efendimiz sadeliği severdi Sadelik ve samimiyet, Hz. Peygamber (sav)'ın yüksek karakterinin ve ahlakının başlıca iki vasfını teşkil ederdi.

Peygamberimiz gayet sade yaşar, gayet sade giyinir, gayet sade yemekler yerdi. Bulduğunu yer, bulduğunu giyer, yer üstünde oturmaktan çekinmezdi. Her şeyde sadeliği tercih ederdi. Kendisine güzel bir yemek verilse ona iştirak eder fakat genel olarak, bir türlü yemekten fazla yemezdi. Sofrasında üç - dört çeşit yemek olmazdı.

Peygamber'in elbisesi

Peygamberimiz, zevkler içinde yaşamaktan hoşlanmazdı. Esas vazifeyi ihmale sebep olması bakımından, başkalarının zevklere dalmalarını da yasaklardı. Kendisinin devamlı olarak giydiği, keçi kılından örme elbiseydi. Son nefesini de böyle elbise içinde vermiştir.

Dünya eşyasının ne lüzumu var?

"Dünya eşyasının bana ne lüzumu var? Benim, dünya ile alâkam, yolunda giderken bir ağaca rastlayan, öğle vakti dinlenmek için o ağacın gölgesine sığınan, sonra yine yoluna devam eden bir yolcunun alâkası gibidir" derdi. [Tirmizi]

Sahabesi, Peygamber'i anlatıyor!

Hz. Ebu Said-i Hudri buyurdu ki: "Resulullah Efendimiz, hayvana ot verir, deveyi bağlar, evini süpürür, koyunun sütünü sağar, ayakkabısının söküğünü diker, çamaşırını yamardı. Hizmetçisi ile birlikte yer, hizmetçisi el değirmeni çekerken yorulunca, ona yardım ederdi.

Pazardan bir şeyler alıp torba içinde eve getirirdi. Fakirle, zenginle, büyükle, küçükle karşılaşınca, önce selam verirdi. Bunlarla musafaha etmek için, mübarek elini önce uzatırdı. Köleyi, efendiyi, beyi, siyahı ve beyazı birbirine eşit tutardı.

Her kim olursa olsun, çağırılan yere giderdi. Önüne konulan şeyi, az olsa da, hafif, aşağı görmezdi. Akşamdan sabaha ve sabahtan akşama yemek bırakmazdı.

Güzel huylu idi. İyilik etmesini severdi. Herkesle iyi geçinirdi. Güler yüzlü, tatlı sözlü idi. Söylerken gülmezdi. Üzüntülü görünürdü. Fakat çatık kaşlı değildi. Aşağı gönüllü idi. Fakat alçak tabiatlı değildi. Heybetli idi. Yani saygı ve korku hâsıl ederdi. Fakat kaba değildi. Nazik idi, cömert idi. Fakat israf etmez, faydasız yere bir şey vermezdi. Herkese acır idi.

Mübarek başı hep önüne eğik idi. Kimseden bir şey beklemezdi. Saadet, huzur isteyen, Onun gibi olmalıdır. [Kimya-i Saadet]

"Ey Ömer niçin ağlıyorsun?"

Hazreti Ömer, Hz. Peygamber'in odasını, bir ziyaretinde şöyle anlatıyordu: Rasûl-i Ekrem'in sırtında bir ihramı vardı. Bir tarafta çıplak bir sedir, üzerinde deriden bir yatak, bir köşede bir avuç yulaf, bir post, boş bir su tulumu gördüm. Bu görünüş karşısında ağladım.

Rasûl-i Ekrem sebebini sordu: "Üzerinde yattığınız yatak, vücudunuz üzerinde iz bırakmış. Bütün malınız bu oda içinde. Kayserler ve Kisralar, dünyanın bütün zevkini sürdükleri halde, siz, Allah'ın Peygamberi, böyle bir hayat geçiriyorsunuz!" diye cevap verdim.

O zaman, Rasûl-i Ekrem: "Ey Hattâboğlu! İstemez misin ki, bu dünya onların olsun, ahiret nimeti de bizim olsun!" buyurmuştu. [Müslim]

Peygamber'in ahlakı

Peygamberİmİzİn ahlâkı konulmuş bir meleke halindeydi. Ahlak ve edep onun içinde öz olarak mevcut idi. Güneş nasıl ışık saçar, çiçekler nasıl rengi ve kokusuyla ortalığı Cennete çevirip burcu burcu kokular saçarsa, Hz. Peygamber'in ahlâkî hayatı da o şekilde normal bir seyir içinde cereyan ediyordu.

Öyle ki her gören Peygamberimizin o faziletle birlikte yaratıldığı kanaatine varırdı. Hiç kimse ondan o fazilete aykırı bir şeyin görüleceğine inanmazdı. O her zaman muhtaçlara yardım eder, zayıfları korur, tatlı sözlü güler yüzlü bulunur, izzet ve vakarını muhafaza eder, tevazu ve hoşgörüsünü hiç kimseden esirgemezdi.

Güneş nasıl ki Allah'a inananın da inanmayanın da üzerine doğarsa Peygamberimizin dünyayı kaplayan şefkati de küçük-büyük, genç ihtiyar, Müslim-gayr-i Müslim herkese aynı şekilde yayılırdı.

Efendimizin evi

Hicretin dokuzuncu yılı elde edilen ganimetler sayesinde, Medine'de ashabın durumu düzelmiş, umumî refah artmıştı. Fakat Peygamberimizin evi, eski halini muhafaza ediyordu.

Bütün evinin mefruşatı: Bir yatak, bir hasır, bir toprak su ibriği gibi basit eşyadan ibaretti.

Yatağı: Bir örtü, deriden bir şilte veya iki katlı bir kumaş parçasıydı. Hz. Peygamber, birçok gecelerini yemeksiz geçirirdi. Günlerce bacası tütmez, aylarca evinde ışık yanmadığı olurdu. Bütün ailesi, yalnız hurma ve su ile geçinirdi:

Hazreti Aişe diyor ki: "Peygamberimizin vefatı zamanı, evimizde yiyecek olarak, bir miktar yulaftan başka bir şey yoktu." [Ahmed İbn Hanbel]

Hz. Peygamber: "Bu dünyada, bir misafire bu kadar eşya kâfidir" derdi. [İbn Mace]

Hâlbuki devletin hazinesi, Allah Resulü'nün emrindeydi. Fazla olarak kendisine ashabın zenginleri, her şeyi seve seve sağlarlardı.

İslâm tarihçileri derler ki: "Cenabı Hak, bütün dünyadaki hazinelerin anahtarlarını ona vermiş, fakat O reddetmişti"

Milli Gazete

Alıntıdır ..

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
en, evi, evlerin, guzeli, güzeli, hz, peygamber, sav’in, savand#8217in


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Evlerin kontrolü “cepten” sağlanacak! Zen Bilim Dünyasından Son Haberler 0 04 Ocak 2013 16:29
Akıntılar - Boğaz RotasıÖzellikle İstanbul’da, dünya güzeli Boğaziçi’nde dolaşıp ta “ Ruj Balıkçılık 0 09 Aralık 2010 00:21
Kuran’da Peygamber duaları yoSun İslamiyet 0 30 Ekim 2010 17:02
Peygamber Efendimiz(sav)Hz. Ali...8217;ye buyurdu Ein İslamiyet 0 01 Ekim 2010 20:25