🔔 Çevrimdışı bildirim almak ister misiniz?
Bir konuya etiketlendiğinizde, özel mesaj aldığınızda, bir mesajınız alıntılandığında forumda olmasanız bile anlık bildirim almak için lütfen izni verin.
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Türkçe kelimeler ve anlamları [E]
Eazi: Aziz, izzetli, yüksek. Ebrişim: Kalınca bükülmüş ipek, iplik, saç, ibrişim. Ebru: Kaş. Ebrüm ebrüm: Büklüm büklüm, dalga dalga. Ebtüm: Dalga, büklüm. Ecel kuşları: Doğan, şahin, atmaca gibi avcı-yırtıcı-kuşlar. Ecel kuşu: Ölüm. Eda: Biçem [üslup], çalım, işve, naz. Eder : Der, der ki. Edim : Edeyim. Edin: Edin, verilen, eyleyin. Edip: Ederek, etti. Edna: Basit, değersiz. Efgan: Yüksek sesle yakınma, inleme. Eflak: Felek, felekler , gökler , alemler. Efsun: Sihirli, büyülü, çekici. Eger: Eğer. Egans: Göl sularının 1841 'de yükselerek Erciş Kalesi'ni kaplamasından sonra, halkın Erciş Kalesi'ni bırakarak yerleştikleri köy, bugünkü Erciş'in kurulu bulunduğu yerin 1841'den önceki adı.
Eğlemek: Oyalamak, alıkoymak, geciktirmek. Eğlen: Dur, oyalan. Eğlenmek: Oyalanmak, gecikmek. Eğleşmek: Durmak, beklemek, oyalanmak. Eğn: Boyun. Eğnine: Üstüne. Eğrice tel: Erkek yaban ördeğinin kuyruğunun üstündeki kıvrık, yeşil tüyler. Eğrice: Eğri, kıvrık, kıvrılmış. Eğva: (İğva) Azdırma, baştan çıkarma. Ehdipeyman: (bkz: ahdipeyman] Ehl-i beyt: Hane halkı, Hz. Muhammet'in ailesi. Hz. Muhammet, Hz Ali, Hz. Fatma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin. Ehlidil: Gönül eri, sevecen. El aman: Bozgun ve sızlanma anlatır. Ekdam: Gayret ve sebatla çalışma. El I: Yabancı. El II: Oymak, oba. El III: İI, ülke. El tutan: EI uzatan, yardım eden. Elden ele: İlden ile, ülkeden ülkeye. Ele [eyle]: Öyle, o biçim. Elete: Ulaştıra, ilete, iletsin. Elif: 1.Uzun ve ince boy yerine kullanılan bir benzetme. 2.Arap abece'sinin İlk harfi. Elif: Arap alfabesinin ilk harfi. Elifterezisi: Uzun ve hafif yay biçimi [kaş benzetmesİnde kullanılır.] Elim: Bilim, ilim. Elin: Elini. Elinnen: Elinden. Ellerin: İllerin, ülkelerin. Ellerinen: Elleriyle. Elvan: Alemler, mahluklar, varlıklar, oluşlar. Em: İlaç, çare. Ember : [bkz: amber] Emcek: Meme. Eme: Emse. Emi: Amca. Emim: Amcam. Emim: Emeyim. Emlik kuzu: süt kuzusu, süt emme çağındaki kuzu. Emmare: Emreden, zorlayan, cebreden. Emrah Gulamı: Ercişli Emrah. Emrah: Ercişli veya Erzurumlu Emrah Enden: Ondan, işaretten. Enel Hak: Hallac-ı Mansur'un söylediği ''Ben Tanrı'yım'' anlamında meşhur bir söz dür ki, Mansur bu yüzden öldürülmüştür. Bu söz tasavvufta tek varlık (Vahdet vücut) felsefesine dayanır . Engür: Üzüm. Enik: Kedi ve köpek yavrusu. Epizod: Bir şiirde, hikayede, romanda ana konuya bağlı ikinci derecede olay, ek. Er görmek: İse, olsa, olur ise. Erden: Erken vakitte, erkenden. Erdiş: Erciş. Eren [ermiş]: Benliğinden sıyrılmış, özünü, öz varlığmı Tanrı'ya adamış kimse. Evliya, veli. Erkan: Esaslar , destekler , direkler, reisler, önemli kişiler. Erkek: Erkek, cesur, sözünün eri. ermek şerefini kazanmış kimseler. Ervah: Ruhlar, geçmiş atalar. Erzayıl: Azrail. Esgilmez: Eksilmez. Eshab: Sahipler , malik ve mutasarrıf olanlar , Peygamber'i görmek ve sohbetine Esma: İsmin çoğulu, isimler. Esma-i hikmet: Hikmet isimleri. Esr: Yüzyıl. Esrar: Sırlar, gizler. Eşg [eşg] : Aşk. Eşi: Eşi, arkadaşı. Eşitmek: İşitmek, duymak. Eteğin döşür: Eteğini topla. Etmek: Etmek, yapmak, eylemek. Evedi: İvedi, acele. Evel: Evvel, önce. Ey: Ey, hey. Eyle I: Öyle, onun gibi. Eyle II: Söyle. Eylemek : Eylemek, etmek, yapmak. Eylerem: Eylerim. Eyliyim: Edeyim, eyliyeyim. Eyvan: Ayvan. Bir tarafı açık oda, aralık, salon. Eyvanmnan: Ayvanmdan. Eyyam: Günler . Ezel: Öncesizlik, başlangıcı bilinmeyen zaman. Ezrayıl: Azrail.