🔔 Çevrimdışı bildirim almak ister misiniz?
Bir konuya etiketlendiğinizde, özel mesaj aldığınızda, bir mesajınız alıntılandığında forumda olmasanız bile anlık bildirim almak için lütfen izni verin.
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Türkçe kelimeler ve anlamları [M]
Mağrib: Mağrip, batı. Mah: Ay. Mahbup: Sevilen, sevgili. Mahı: Balık. Mahıtaban: Parlayıcı, parlak ay. Mahi göz: Mahveden göz. Mahi: Mahveden. Mahim: Ay yüzlü sevgilim. Mahpara: Mahpare, ay parçası, ay benzeri. Mah-pare: Ay parçası gibi olan sevgili. Mahraba: Büyük mendil, erkek mendili. Mahrama: Mendil. Mahzun: Üzgün, üzüntülü. Mahzun: Üzüntülü, kederli, tasalı. Mail olmak: Meyli olmak, ehli olmak. Mail: Ehil, meyil. Malamat: Ortaya çıkarma, açıklama. Malı: Çapı, yağlık, başa sarılan örtü. Mamur: Bayındır, bakımlı. Man: Bana. Mar: Yılan. Marağa dügüsi: Marağa pirinci. Maral bakışan: Dişi geyik gibi bakışına. Maral: Dişi geyik. Marifet: Hüner. Masiva: Ondan gayrısı (Allah'tan) başka her şey hakkında kullanılan tabirler. Dünya ile ilgili şeyler.
Maslahat: Uğraş. Maş: Baklagillerden yenilebilen bir bitki, taneleri ufak bir tür börülce. 2.Mercimek. Maşrık: Doğu yönü. Maşuğun: Sevgilini. Maşuk: Sevgili. Mat etmek: Satranç oyununda yenmek. Mat kılmak: Mat etmek. Mat: Satranç oyununda uğranılan yenilgi. Mavu: Mavi, göl. Mayıl olmak: Meyil vermek, sevmek, gönül vermek. Mayıl salmak: Meyil salmak, gönül düşünmek, sevdalanmak. Mayılam: Meylim var, istekliyim, özlemliyim. Mecal: Güçlük, dinçlik, derman, takat. Mecnun: Leyla ile Mecnun hikayesinin erkek kahramanı. Medet: Yardım çağrısı. Mefta: (Meftah) Hazine, Mehhr-i mübüvvet: Peygamber mührü. Mehle: Mahalle. Mehr-i muhabbet: Muhabbetin şefkati. Mehriban: Dost, seven, güler yüzlü, sevecen. Meknun: Örtülü, gizli, saklı, Mektep uşağı: Okul çocuğu, öğrenci. Melaik: Melekler. Melhem: Merhem, acıyı giderecek, iyileştirecek em. Melil: Üzgün, üzüntülü. Melul: Üzgün, üzüntülü. Memat: Ölüm, ahrete göç etmek. Memir: Bayındır, mamur. Men aref: Kendini bilme, kendini kötülüklerden koruma. Menend: Benzer. Men: Ben. Menal: Ele geçirilen, sahip olunan varlık; mal, mülk. Menem: Benim. Menemşe: Menekşe. Menevşe: Menekşe. Meni: Beni. Menim tekim: Benim gibi. Menim: Benim. Mennen: Benden. Mensiz: Bensiz. Menzil: 1. Yolculukta dinlenmek amacıyla konaklanılan yer, konak, konak yeri. 2. İki konak yeri arasındaki uzaklık.
Menzil: Mesafe, ulaşılması amaçlanan yer. Meraga[Maraga]: Batı İran'da, Sahand dağının güney eteğinde Urmiye gölüne yakm şehir. Merah: I.Bilmek isteği; 2.Kaygı, tasa. [merak] Merd-i peleng: Erkek kaplan, erkek panter. Merduvan: Merdiven. Mesgen: Mesken, barmak, yuva. Meskenet: Miskinlik, uyuşukluk, bitkinlik, yoksulluk. Mesnevi: Her beyti ayrı uyaklı -başlı başına uyaklı- bir Divan Edebiyatı koşuk biçimi. Bu türdeki yapıtların genel adı.
Mest müdam: Heraman, devamlı sarhoş. Mest: Sarhoş, aklı başında olmayan. Mestan: Esrik, sevgi esriği, gözleri süzgün. Mestan: Sarhoşlar. Mestur: Sınırlanmış, çizilmiş, yazılmış, örtülü. Meşrig: Doğu yönü. Meta: Sermaye, satılacak mal, Metederem: Överim. Metel: Şaşkın. Mevla: Tanrı. Mey: İçki. Meyil: Meyil vermek, gönül vermek, ilgi yöneltmek, ilgi duymak. Meyit (Meyyit): Ölü. Meyli: Gönlü, isteği, dileği. Mezat: 1. Artırma ile yapılan satış. 2. Artırma ile satış yapılan yer. Mezer: Mezar. Mezet: Mezat, artırma ile satış yapılan yer. Miheng: Altının ayarını anlamaya mahsus bir taş. Ölçü. İyiyi kötüyü ayıran ayar aleti. Bir insanın kıymetini ahlakını anlamaya yarayan vasıta.
Mihman: Misafir. Mihnet: Sıkıntı, çile. Mihr-i muhabbet: Sevgi ve aşk, aşk güneşi. Mihrap: Sevgilinin kaşları, mihrabın girintili yapısının bir yaya benzetilerek, kutsallığa yönelmiş bir övgü ile sevgilinin kaşlarının anlatılmasında kullanılması.
Milağ: Elma, armut, ayva hevengi. Minasip: Uygun. Minekaş ayvan: Alınlığı mavi çinilerle süslü ayvan, balkonlu konak. Miner: Biner. Mirze: Soylu, saygın kişi, mirza. Misk: Güzel kokulu bir madde. Misk-ü-amber: Çok güzel koku. Mizan: Terazi, ölçü, tartı, akıl, idrak, muhakeme. Mahşerde herkesin amellerini tartmaya mahsus bir adalet ölçüsü olup hakiki mahiyeti ancak ahrette bilinecektir.
Mor menevşe: Mor menekşe, menekşe. More: Trakya ve Rumeli yöresinde erkeklere bir hitap sözcüğü. Mori: Trakya ve Rumeli yöresinde kadınlara bir hitap sözcüğü Möhebbet: Muhabbet, sevgi" aşk, dostluk. Mufassal: Netice, sözün kısası, Mugallit: Taklitçi. Muhannet: Korkak, soğuk davranışlı, uzak. Muhip: Seven, sevgi besleyen. Muhkem: Sağlam, metin, sıkı sıkıya kuvvetli, tahkim edilmiş, sağlamlaştırılmış. Mukaddem: Zaman ve mekan cihetiyle daha evvel olan. Mukadder: Kader , kısmet. tayin olunmuş. Mulla: Molla. Murtat (Mürted): Dönek. Musahip: Yol kardeşi, birlikte olan, arkadaş. Muş: Muş ili. Muştu: Sevindiren haber, müjde. Muştuluk: Muştucuya verilen armağan, muştuluk, müjdelik. Muy: Saç. Muzu: Engel. Mübah: İşlenmesinde sevap ve günah olmayan şey. Müdam: Devam eden, süren, sürekli. Müddei: İddia eden. İddiacı. davacı. Müheyya: Hazırlanmış olan. Müjgan: Kirpikler. Mülevves: Kirli, pis, bulaşık, alıkoyulup sonraya bırakılmış veya durdurulmuş olan. Karışık, intizamsız.
Mülk ü meleküt: Maddi olmayan alemin varlığı, varlık melekler. Münaci(müncü): Kurtaran. Münezzeh: Arınmış. Münkir: İnkar eden. Müptela: Bir şeye tutulmuş, düşkün, aşık. Mürayi: Riyakar, iki yüzlü. Mürşit: İrşad eden, doğru yolu gösteren, gafletten uyandıran, Peygamber varisi olan kılavuz. Tarikat piri, şeyhi.
Mürur etmek: Ulaşmak, varmak. Müsahip: Yol kardeşliği. Müstecap: Hoş görülen, istediği kabul edilen, icabet olunmuş. Müşerref: Şereflendirilmiş, şerefli. Müşg-ü amber: Misk-ü amber. Müşteri: Müşteri yıldızı, Jüpiter. Erendiz.