Türkçe kelimeler ve anlamları [O-Ö] Od: Ateş. Oğramak: Uğramak. Oğru: Hırsız, uğursuz. Oğrun: Gizli. Ohullar: Okurlar. Ohumak: Okumak. Ohur: Okur. Oladım: Olaydım, olsaydım. Olam: Olayım. Olannar: Olanlar. Olar: Olur. Olasan: Olasın. Olcağ: Olucak, olunca. Olcah: Olacak, olunca. Ollam: Olurum. Olmuşam: Olmuşum. Olmuyum: Olmayayım. Olum: Olayım. Onın: Onun. Otağ: Büyük ve süslü çadır. Oyanıban: Uyanarak Oyanmak: Uyanmak. Oyatmak: Uyandırmak. Oymak: Oymalı, bezeli, süslü, kümü küme. Oynayıban: Oynayarak Oyunbaz: Oyuncu, aldatıcı. Oyunnu: Oyunlu, tutumlu, davranışlı. Ö Ögünden: Önünden. Öğmek: Övmek. Öldi: Öldü. Ölke: Ülke. Öllem: Ölürüm. Ölüm: Öleyim. Ölümnen: Ölümden. Ölüptür: Ölmüştür. Ömür başa varmak: Ömrün sona ermesi, bitmesi. Ömür başa yetmek: Ömrün sona ermesi, bitmesi. Ömür malı: Ömür varı, tüm yaşam. Örük: Saç örgüsü, bir örgü saç. Öz: Kendi, zat. Öz-elinnen: Kendi elinle Özge yarnan: Özge yarla, başka sevgiliyle. Özge: 1. Başka 2. Başkası. Özgelernen: Özgelerle, başkalarıyla. Öz-özüme: Kendi kendime. Özüm: Kendim, ben. Özüme: Kendime. Özün: Kendin, sen. Özünü: Kendini, kendisini. |