IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 12 Mayıs 2012, 03:53   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Osmanlı'da Kale Mimarisi




Osmanlı Kale Mimarisinin Ana Hatları


Türk ve Osmanlı mimarlık terminolojisinde belli bir alana savunma amacıyla yapılmış üzerinde mazgallar ve kuleler bulunan kalın ve yüksek duvarlardan oluşmuş yapılara büyüklüklerine bakılmaksızın genel anlamda kale denilmektedir. Ancak kale Osmanlı mimarlığında çok genel bir kavramdır ve bu tarihi yapı türünün ayrıntılarına girildiğinde kendi içinde çeşitli tiplere ayrıldığı görülmektedir:

1. İçinde belli sayıda asker bulundurulan karakol ya da küçük bir garnizon görevi için yapılmış ve stratejik noktalara yerleştirilmiş kaleler ile palankalar.
2. Sınır boylarına ya da ülkenin ana yol arterleri üzerine belirli aralıklarla yerleştirilen; savunma konaklama amaçlı ribat tipi kaleler.
3. Bir feodalin ya da yöneticinin kendisine ait bir bölgede hakim bir noktaya yaptırdığı konut veya sarayını da içine yerleştirdiği şato tipi kaleler.
4. Bir toplu yerleşme bölgesinin ya da şehrin yakınında yer alan ve o bölgeye bir saldırı olduğunda halkın sığındığı geleneksel türdeki kaleler.
5. Büyük bir şehrin konut ticaret askeri garnizon ve yönetim bölümlerini birkaç aşamada çevreleyen geniş kapsamlı şehir tipi kaleler.
Savaş ve savunma teknolojisindeki gelişmeler zaman içinde kale yapılarının fonksiyonlarını yitirmesine sebep olmuştur. Ancak Osmanlıların bu aşamaya gelinceye kadar Anadolu'dan başlamak üzere yayıldıkları geniş coğrafya üzerinde ve uzun bir zaman dilimi içinde çok sayıda kale inşa ettikleri bilinmektedir. Ayrıca gittikleri yeni ülkelerde daha önce var olan pek çok savunma yapısını da onararak ve güçlendirerek kullanmışlardır. Ulaştıkları bölgelerin farklı yapı malzemesi inşaat tekniği plan tasarımı ve dekorasyon anlayışları dikkate alındığında; zaman içinde savunma yapıları konusunda ne kadar zengin bir mimari deneyim ve birikime ulaştıkları kolayca anlaşılır.

Bu aşamada bildirimin ayrıntılarına geçmeden önce; Osmanlı savunma yapılarıyla doğrudan ilgili olduğu için Osmanlı mimarisinin bütününe yönelik klişeleşmiş bazı görüşleri birkaç noktada yeniden değerlendirerek dikkatinize sunmak istiyorum. Yapacağım değerlendirmeler genel anlamda Osmanlı mimarlığı özel anlamda ise Osmanlı savunma yapılarının devletin yönetim mekanizması içindeki farklı ve ayrıcalıklı yeri konusunda olacaktır.
Bilindiği gibi Türk sanat tarihinde Osmanlı dönemi dini yapıları ve özellikle camiler ulaştıkları teknik ve estetik düzey nedeniyle imparatorluk mimarlığının bir numaralı sanat ve prestij yapıları olarak kabul edilmişlerdir. Bu kabul başta teknik ve estetik yetkinlik olmak üzere pek çok açıdan doğru sayılabilir. Ancak sanatsal olgunluk ve ait oldukları İslam kimlikli toplumdaki dinsel işlevleri bir yana bırakıldığında bu tür yapıların merkez eksenli Osmanlı devletinin idari mali ve siyasi kurumları tarafından doğrudan oluşturulduğu ya da bu kurumların ürünü olduğu pek söylenemez. Bir başka deyişle Osmanlı ülkesinde cami inşası devletin tekelinde bulunan resmi bir görev idarenin bizzat üstlenerek finanse ettiği asli bir faaliyet türü değildir. Daha açık bir tanımlamayla Osmanlılarda yalnızca camiler değil benzeri dini yapılar ile diğer sosyal ticari ve sağlık yapılarının tamamı merkezi devlet yönetiminin etkinlik alanı dışındadır. Bu yapılar çeşitli bireyler tarafından oluşturulan bağımsız vakıf kurumları vasıtasıyla inşa edilmiş ve yaşatılmaları sağlanmıştır. Devlet yönetiminin idari ve mali bünyesine dahil edilerek gerçek anlamda inşa onarım ve yaşatılmaları öngörülen binalar ise ülkenin geniş coğrafyasına yayılmış olan çok sayıdaki savunma yapıları köprüler suyolları ve karayollarıdır. Osmanlı mimarisiyle ilgili yapılacak çalışmalarda öncelikle bu tarihsel gerçekliğin göz ardı edilmemesi gerekmektedir.
Üzerinde durulması ve mutlaka düzeltilmesi gereken bir başka önemli nokta ise; geniş Osmanlı topraklarındaki savunma yapılarından zaman bağlı olarak yalnızca sınırlardaki kalelerin inşa bakım ve onarımlarına önem verildiği iç bölgelerdeki Osmanlı ve Osmanlı öncesi savunma yapılarının işlevsiz kalmaları nedeniyle bu tür bir işleme tabi tutulmalarına gerek kalmadığı kanışıdır. Oysa çeşitli tarihi kaynaklar ve özellikle devletin mali harcamalarını gösteren Osmanlı arşiv belgeleri bu durumun tam tersini ortaya koymaktadır. Başta Osmanlı kaleleriyle ilgili çok önemli bilgiler aktaran Evliya Çelebi olmak üzere; değişik tarihi kaynaklarda Osmanlı toprakları üzerinde binlerce savunma yapısından söz edilmekte bunların sürekli ve düzenli olarak bakımlarının yapıldığı içlerine yönetici asker görevli erzak ve mühimmat konulduğu belirtilmektedir.

__________________
Exy..
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
kale, mimarisi, osmanlıda


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Osmanlı Mimarisi Liaaa Tarih 0 03 Nisan 2012 18:28
AdoNet Connected Mimarisi Sunay C# 0 23 Nisan 2010 19:39
AdoNet Disconnected Mimarisi Sunay C# 0 23 Nisan 2010 19:38
VLAN Ağ Mimarisi Julw Ağ, Network ve Networking 0 08 Ocak 2008 21:07