IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Etiketlenen Kullanıcılar

18Beğeni(ler)
  • 3 Post By Elysian
  • 2 Post By Zey
  • 3 Post By Coldman
  • 2 Post By Violent
  • 3 Post By See
  • 2 Post By MorDaD
  • 1 Post By Rüzgar
  • 1 Post By See
  • 1 Post By Vesaire

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme: Değerlendirme: Toplam 1 oy almıştır,  ortalama Değerlendirmesi 4,00 puandır. Stil
Alt 22 Kasım 2014, 18:42   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Çay Olmasaydı Ne Üzerinden Edebiyat Yapardık?




Son bir yıldır çay üzerinden yapılan edebiyatlar biliyorsunuz ki aldı yürüdü. Aslında Cemal Süreya, Cezmi Ersöz, Turgut Uyar gibi üstadlarımızın çok öncesinden içinde çay kelimesini geçirdiği şiirleri bulunsa da sosyal medyada çayın yeri bir ayrı artık.

Türk toplumu olarak başta kahvaltılarımızın daha sonra koyu sohbet ortamlarımızın baş tacı olan çay ne zaman edebiyata böylesine atfedildi peki?

Bir yandan çay gibi toplumumuzu çok iyi yansıtan bir kültürün şiire, edebi sözlere yansıması insanları edebiyata da çekti, bu bir gerçek. Hatta ''Çay edebiyatı'' diye de bir adı var; o kadar yer bulmuş toplumumuzda.

Peki çay olmasaydı edebiyatı ne üzerinden yapardık sizce? Ya da yapar mıydık acaba?

(Smyy G)

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 22 Kasım 2014, 18:51   #2
Çevrimdışı
Zey
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Çay Olmasaydı Ne Üzerinden Edebiyat Yapardık?




Cay olmazsa Kahve olurdu
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
O da olmadi corba ayran :d bulunurdu bir yol
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 22 Kasım 2014, 18:58   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Çay Olmasaydı Ne Üzerinden Edebiyat Yapardık?




İyi veya kötü bende birşeyler yazan biriyim. önemli mi değil. değinmek isteyeceğim nokta çok farklı olacak.
şöyle ki birşeyler içerken artık neler oluyor bilemiyorum fakat düşüncelerin biraz daha fazla akıcı ve anlamlı olduğuna çok kez şahid oldum. yani demem o ki birnevi ilham kaynağı destekcisi gibi içecekler su,çay,kahve vb başlıca değinecek olursam.

Siyaset olabilir Aşk, nefret, öfke çoğaltılabilir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 22 Kasım 2014, 19:31   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Çay Olmasaydı Ne Üzerinden Edebiyat Yapardık?





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] güzel bir konuya değinmişsin emeğine sağlık. Türk kültüründe çayın önemi yadsınamaz. Keyiflendiğimiz zamanda, canımızda sıkıldığında, sevdiğimiz insanlar geldiğinde sohbet ortamında, birine kızıp tamam affederim ama bir çay kap gel o zaman diyoruz direk : )) Bu yüzden edebiyatta bu kadar kullanılmasının sebebi budur bence. Eğer çay olmasaydı Türk Kahvesi olmasını isterdim.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 22 Kasım 2014, 19:50   #5
Çevrimdışı
See
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Çay Olmasaydı Ne Üzerinden Edebiyat Yapardık?




Çay Olmasa Tuzlu Kahve Var Hiç Duymadınız mı ?
Aşkın Baş Kahramanı Tuzlu Kahvedir Çay Sonradan İçleri Isıttı : )
Bknz: [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 22 Kasım 2014, 21:45   #6
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Çay Olmasaydı Ne Üzerinden Edebiyat Yapardık?




Susie tuzlu kahve diyince aklıma şu hikaye geldi
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Kiza bir partide rastlamisti.. Harika birseydi. O gün pesinde o kadar delikanli vardi ki.. Partinin sonunda kizi kahve içmeye davet etti. Kiz parti boyu dikkatini çekmeyen oglanin davetine sasirdi, ama tam bir kibarlik gösterisi yaparak kabul etti. Hemen kösedeki sirin kafeye oturdular. Delikanli öyle heyecanliydi ki, kalbinin çarpmasindan konusamiyordu. Onun bu hali kizin da huzurunu kaçirdi.. "Ben artik gideyim" demeye hazirlanirken, delikanli birden garsonu çagirdi..

"Bana biraz tuz getirir misiniz" dedi.. "Kahveme koymak için.." Yan masalardan bile saskin yüzler delikanliya bakti..

Kahveye tuz!..

Delikanli kipkirmizi oldu utançtan, ama tuzu kahvesine döktü ve içmeye basladi. Kiz, merakla "Garip bir agiz tadiniz var" dedi..

Delikanli anlatti:

"Çocukken deniz kenarinda yasardik. Hep deniz kenarinda ve denizde oynardim. Denizin tuzlu suyunun tadi agzimdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.. Bu tadi çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadi dilimde hissetsem, çocuklugumu, deniz kenarindaki evimizi ve mutlu ailemi hatirliyorum. . Annemle babam hala o deniz kenarinda oturuyorlar.. Onlari ve evimi öyle özlüyorum ki.." Bunlari söylerken gözleri nemlenmisti delikanlinin.. Kiz dinlediklerinden çok duygulanmisti.

Içini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmaliydi. Evini düsünen, evini arayan, evini sakinan biri.. Ev duyusu olan biri..

Kiz da konusmaya basladi.. Onun da evi uzaklardaydi.. Çocuklugu gibi.. O da ailesini anlatti. Çok sirin bir sohbet olmustu.. Tatli ve sicak.. Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel baslangici olmustu tabii.. Bulusmaya devam ettiler ve her güzel öyküde oldugu gibi, prenses, prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yasadilar. Prenses ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kasik tuz koydu, hayat boyu.. Onun böyle sevdigini biliyordu çünkü.. 40 yil sonra, adam dünyaya veda etti.

"Ölümümden sonra aç" diye bir mektup birakmisti sevgili karisina.. Söyle diyordu, satirlarinda..

"Sevgilim, bir tanem..

Lütfen beni affet. Bütün hayatimizi bir yalan üzerine kurdugum için beni affet. Sana hayatimda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede.. Ilk bulustugumuz günü hatirliyor musun?.Öyle heyecanli ve gergindim ki, seker diyecekken 'Tuz' çikti agzimdan.. Sen ve herkes bana bakarken, degistirmeye o kadar utandim ki, yalanla devam ettim. Bu yalanin bizim iliskimizin temeli olacagi hiç aklima gelmemisti. Sana gerçegi anlatmayi defalarca düsündüm.

Ama her defasinda korkudan vazgeçtim.

Simdi ölüyorum ve artik korkmam için hiçbir sebep yok.. Iste gerçek.. Ben tuzlu kahve sevmem. O garip ve rezil bir tat.. Ama seni tanidigim andan itibaren bu rezil kahveyi içtim. Hem de zerre pismanlik duymadan. Seninle olmak hayatimin en büyük mutlulugu idi ve ben bu mutlulugu tuzlu kahveye borçluydum. Dünyaya bir daha gelsem, herseyi yeniden yasamak, seni yeniden tanimak ve bütün hayatimi yeniden seninle geçirmek isterim, ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da.." Yasli kadinin gözyaslari mektubu sirilsiklam islatti.

Lafi açildiginda birgün biri, kadina "Tuzlu kahve nasil bir sey" diye soracak oldu..

Gözleri nemlendi kadinin..

Kız, merakla “Garip bir ağız tadınız var.” dedi.. Delikanlı anlattı: “Çocukkendeniz kenarında yaşardık. Hep deniz kenarında ve denizde oynardım.Denizin Tuzlu Suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadıdilimde hissetsem, çocukluğumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutluailemi hatırlıyorum… Annemle babam hala o deniz kenarında oturuyorlar.Onları ve evimi öyle özlüyorum ki…”

Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının… Kız dinlediklerindençok duygulanmıştı. İçini bu kadar samimi döken, evini, Ailesini bu kadarözleyen bir adam, evi, Aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, eviniarayan, evini sakınan biri… Ev duyusu olan biri… Kız da konuşmayabaşladı. Onun da evi uzaklardaydı. Çocukluğu gibi…

O da ailesini anlattı. Çok şirin bir sohbet olmuştu… Tatlı ve sıcak.Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel başlangıcı olmuştu tabii…Buluşmaya devam ettiler ve her güzel öyküde olduğu gibi, prenses,prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yaşadılar. Prensesne zaman kahve yapsa prensine içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu…Onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü…

40 yıl sonra, adam dünyaya veda etti. “Ölümümden sonra aç” diyebir mektup bırakmıştı sevgili karısına. Şöyle diyordu, satırlarında: “Sevgilim,bir tanem. Lütfen beni affet. Bütün hayatımızı bir yalan üzerine kurduğumiçin beni affet. Sana hayatımda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede.

İlk buluştuğumuz Günü hatırlıyor musun? Öyle heyecanlı ve gergindim ki,şeker diyecekken ‘Tuz’ çıktı ağzımdan. Sen ve herkes bana bakarken,değiştirmeye o kadar utandım ki, yalanla devam ettim. Bu yalanın bizimilişkimizin temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. Sana gerçeği anlatmayıdefalarca düşündüm. Ama her defasında korkudan vazgeçtim.Şimdi ölüyorum ve artık korkmam için hiçbir sebep yok…

İşte gerçek: Ben tuzlu kahve sevmem! O garip ve rezil bir tat.Ama seni tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyi içtim.Hem de zerre pişmanlık duymadan. Seninle olmak hayatımınen büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlu kahveye borçluydum.Dünyaya bir daha gelsem, herşeyi yeniden yaşamak, seni yenidentanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim,ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da…”

Yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklam ıslattı.



Lafı açıldığındabirgün biri, kadına “Tuzlu kahve nasıl bir şey?” diye soracak oldu..

Gözleri nemlendi kadının…Çok tatlı!.. dedi…

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 23 Kasım 2014, 01:44   #7
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Çay Olmasaydı Ne Üzerinden Edebiyat Yapardık?




Turk kahvesi en uygun secenek olurdu sanirim.

__________________
Exy..
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 23 Kasım 2014, 01:46   #8
Çevrimdışı
See
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Çay Olmasaydı Ne Üzerinden Edebiyat Yapardık?




MorDaD Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Susie tuzlu kahve diyince aklıma şu hikaye geldi
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Kiza bir partide rastlamisti.. Harika birseydi. O gün pesinde o kadar delikanli vardi ki.. Partinin sonunda kizi kahve içmeye davet etti. Kiz parti boyu dikkatini çekmeyen oglanin davetine sasirdi, ama tam bir kibarlik gösterisi yaparak kabul etti. Hemen kösedeki sirin kafeye oturdular. Delikanli öyle heyecanliydi ki, kalbinin çarpmasindan konusamiyordu. Onun bu hali kizin da huzurunu kaçirdi.. "Ben artik gideyim" demeye hazirlanirken, delikanli birden garsonu çagirdi..

"Bana biraz tuz getirir misiniz" dedi.. "Kahveme koymak için.." Yan masalardan bile saskin yüzler delikanliya bakti..

Kahveye tuz!..

Delikanli kipkirmizi oldu utançtan, ama tuzu kahvesine döktü ve içmeye basladi. Kiz, merakla "Garip bir agiz tadiniz var" dedi..

Delikanli anlatti:

"Çocukken deniz kenarinda yasardik. Hep deniz kenarinda ve denizde oynardim. Denizin tuzlu suyunun tadi agzimdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.. Bu tadi çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadi dilimde hissetsem, çocuklugumu, deniz kenarindaki evimizi ve mutlu ailemi hatirliyorum. . Annemle babam hala o deniz kenarinda oturuyorlar.. Onlari ve evimi öyle özlüyorum ki.." Bunlari söylerken gözleri nemlenmisti delikanlinin.. Kiz dinlediklerinden çok duygulanmisti.

Içini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmaliydi. Evini düsünen, evini arayan, evini sakinan biri.. Ev duyusu olan biri..

Kiz da konusmaya basladi.. Onun da evi uzaklardaydi.. Çocuklugu gibi.. O da ailesini anlatti. Çok sirin bir sohbet olmustu.. Tatli ve sicak.. Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel baslangici olmustu tabii.. Bulusmaya devam ettiler ve her güzel öyküde oldugu gibi, prenses, prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yasadilar. Prenses ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kasik tuz koydu, hayat boyu.. Onun böyle sevdigini biliyordu çünkü.. 40 yil sonra, adam dünyaya veda etti.

"Ölümümden sonra aç" diye bir mektup birakmisti sevgili karisina.. Söyle diyordu, satirlarinda..

"Sevgilim, bir tanem..

Lütfen beni affet. Bütün hayatimizi bir yalan üzerine kurdugum için beni affet. Sana hayatimda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede.. Ilk bulustugumuz günü hatirliyor musun?.Öyle heyecanli ve gergindim ki, seker diyecekken 'Tuz' çikti agzimdan.. Sen ve herkes bana bakarken, degistirmeye o kadar utandim ki, yalanla devam ettim. Bu yalanin bizim iliskimizin temeli olacagi hiç aklima gelmemisti. Sana gerçegi anlatmayi defalarca düsündüm.

Ama her defasinda korkudan vazgeçtim.

Simdi ölüyorum ve artik korkmam için hiçbir sebep yok.. Iste gerçek.. Ben tuzlu kahve sevmem. O garip ve rezil bir tat.. Ama seni tanidigim andan itibaren bu rezil kahveyi içtim. Hem de zerre pismanlik duymadan. Seninle olmak hayatimin en büyük mutlulugu idi ve ben bu mutlulugu tuzlu kahveye borçluydum. Dünyaya bir daha gelsem, herseyi yeniden yasamak, seni yeniden tanimak ve bütün hayatimi yeniden seninle geçirmek isterim, ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da.." Yasli kadinin gözyaslari mektubu sirilsiklam islatti.

Lafi açildiginda birgün biri, kadina "Tuzlu kahve nasil bir sey" diye soracak oldu..

Gözleri nemlendi kadinin..

Kız, merakla “Garip bir ağız tadınız var.” dedi.. Delikanlı anlattı: “Çocukkendeniz kenarında yaşardık. Hep deniz kenarında ve denizde oynardım.Denizin Tuzlu Suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadıdilimde hissetsem, çocukluğumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutluailemi hatırlıyorum… Annemle babam hala o deniz kenarında oturuyorlar.Onları ve evimi öyle özlüyorum ki…”

Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının… Kız dinlediklerindençok duygulanmıştı. İçini bu kadar samimi döken, evini, Ailesini bu kadarözleyen bir adam, evi, Aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, eviniarayan, evini sakınan biri… Ev duyusu olan biri… Kız da konuşmayabaşladı. Onun da evi uzaklardaydı. Çocukluğu gibi…

O da ailesini anlattı. Çok şirin bir sohbet olmuştu… Tatlı ve sıcak.Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel başlangıcı olmuştu tabii…Buluşmaya devam ettiler ve her güzel öyküde olduğu gibi, prenses,prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yaşadılar. Prensesne zaman kahve yapsa prensine içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu…Onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü…

40 yıl sonra, adam dünyaya veda etti. “Ölümümden sonra aç” diyebir mektup bırakmıştı sevgili karısına. Şöyle diyordu, satırlarında: “Sevgilim,bir tanem. Lütfen beni affet. Bütün hayatımızı bir yalan üzerine kurduğumiçin beni affet. Sana hayatımda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede.

İlk buluştuğumuz Günü hatırlıyor musun? Öyle heyecanlı ve gergindim ki,şeker diyecekken ‘Tuz’ çıktı ağzımdan. Sen ve herkes bana bakarken,değiştirmeye o kadar utandım ki, yalanla devam ettim. Bu yalanın bizimilişkimizin temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. Sana gerçeği anlatmayıdefalarca düşündüm. Ama her defasında korkudan vazgeçtim.Şimdi ölüyorum ve artık korkmam için hiçbir sebep yok…

İşte gerçek: Ben tuzlu kahve sevmem! O garip ve rezil bir tat.Ama seni tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyi içtim.Hem de zerre pişmanlık duymadan. Seninle olmak hayatımınen büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlu kahveye borçluydum.Dünyaya bir daha gelsem, herşeyi yeniden yaşamak, seni yenidentanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim,ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da…”

Yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklam ıslattı.



Lafı açıldığındabirgün biri, kadına “Tuzlu kahve nasıl bir şey?” diye soracak oldu..

Gözleri nemlendi kadının…Çok tatlı!.. dedi…

De Aklına gelmeden önce Bknz a baksaydın keşke : D
-Güldüm çok teşekkür ederim çok Severek dinlerim o hikayeyi
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 23 Kasım 2014, 11:41   #9
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Çay Olmasaydı Ne Üzerinden Edebiyat Yapardık?




Çay olmasaydı abi olmaz öyle birşey ayrıca ömer köroğlu dan dinleyin tuzlu yu

__________________
Yürürken başımın yerde olması sizi rahatsız etmesin.Benim tek derdim; yere düşen edebinize takılmamak..
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 12 Temmuz 2016, 19:31   #10
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Çay Olmasaydı Ne Üzerinden Edebiyat Yapardık?




gereksiz şeyleri konu etmeye gerek. çay vardır ve içilebilirdir.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
cay, çay edebiyatı, edebiyat, ne, olmasaydı, polemik, yapardık, Üzerinden


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ya Erkekler OLmasaydı??? AnqeL Ah Erkekler 2 12 Mart 2010 07:15
Atatürk Olmasaydı YapraK Tarih 0 24 Mart 2009 23:28