IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   Tartışma Platformu (https://www.ircforumlari.net/tartisma-platformu/)
-   -   Aşk dediğin şey yüz yüze mi başlar? (https://www.ircforumlari.net/tartisma-platformu/597358-ask-dedigin-sey-yuz-yuze-mi-baslar.html)

xena 19 Haziran 2014 21:42

Aşk dediğin şey yüz yüze mi başlar?
 
Facebook’ta kaç arkadaşınız var? 100? 500? 1500? Peki Twitter’daki takipçi sayınız kaç? 300? 3000? 30000? Hepinizin bu sitelerdeki arkadaş ya da takipçi sayısıyla övündüğünüzü biliyorum. O zaman hemen şu soruyu soruyorum. Bu ‘arkadaş’ ve ‘takipçi’lerden kaçı gerçek? Kaçı sizin hayatınızda yer alıyor?



Kaçıyla görüşüyorsunuz? Biraz daha ileri gidelim. Facebook’tan, Twitter’dan aylarca, hatta yıllarca ‘sevgili’ olarak yazışanlar var. Hatta bunların arasında hiç görüşmeden bu ilişkiyi sürdürüp, hiç görüşmeden bitirenler var. Yazışarak evlenmeye karar veriyorlar, çocuklarına isim arıyorlar, nerede oturacaklarını belirliyorlar, evlerine eşya seçiyorlar falan filan... İlk buluştukları anda birçok ‘Facebook’ ya da ‘Twitter’ ilişkisinin bittiğine tanığım ben. Çünkü birbirlerine öyle anlamlar yüklüyorlar ki, gerçekle yüz yüze geldiklerinde hayal kırıklığına uğruyorlar.

***

Oysa ilişki ‘gerçek’tir. Gerçek insanlarla, gerçek ortamlarda, yüz yüze, el ele, konuşarak, dokunarak yaşanır. İnternette kişinin ancak size yazdıklarıyla ya da ne bileyim, özel olarak poz verdiği fotoğraflarla bilgi edinirsiniz. Ama karşı karşıya geldiğinizde durum farklıdır. Vücut dili, bir gülüş, bir cümle sırasındaki yüz ifadesi, çok şey anlatır. Bunları görmeden o kişi hakkında kesin kanıya varmanız mümkün değildir. Varsanız bile bu yanıltıcı olur.

***
Biliyorum birçoğunuz, “Ama bu çalışma hayatı içinde yeni birileriyle tanışmaya vakit yok ki? İşten eve, evden işe gidip geliyoruz. Hayatımız ev-iş arasında sıkışmış durumda. Bu yüzden de sosyal paylaşım sitelerinden medet umuyoruz” diyeceksiniz. Hatta kadınlar “Biriyle barda ya da bir eğlence yerinde tanıştığımızda bize ‘kolay kadın’ gözüyle bakıyorlar”, erkekler de “Herhangi bir yerde beğendiğimiz kadına yaklaşıp bir şey söylediğimizde hemen ‘abazan’ damgası yiyoruz” diye dert yanacaktır. Eh hak vermemek elde değil tabii. Bu riskler söz konusu.

***

Mesela şöyle bir şey olsa... Birileri sizinle ilgili her şeyi bilse... Ve size uygun bazı adaylar belirlese... Sonra bu adaylarla sizi bir araya getirse... Siz bu adaylarla konuşma fırsatı bulsanız ve seçim yapsanız... Ne güzel olurdu değil mi? Ya da “Ben sosyalleşmek istiyorum ama ortam bulamıyorum” dediğinizde birileri çıkıp sizin için etkinlikle düzenlese... Bu etkinliklerde yine sizin anlaşabileceğiniz insanlar yer alsa... Siz bu insanlarla tanışsanız, konuşsanız, yakınlık kursanız... Bu da güzel olurdu değil mi?

***

İşte bunu birileri akıl etti ve yapmaya başladı. Birbirlerine denk insanları buluyor ve bir araya getiriyorlar. Çeşitli etkinlikler düzenleyerek sosyalleşmeye vakit bulamayan insanların daha aktif sosyal hayat sürmesini sağlıyorlar. Ayrıca düzgün bir ilişki yürütmek için çeşitli ipuçları veriyorlar. Sizin anlayacağınız adeta ‘ilişki koçluğu’ yapıyorlar. Bu sisteme naçizane benim de katkılarım oldu. Eğer hâlâ “Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar, yeryüzünde sizin kadar yalnızım” şarkısını söylüyorsanız Belki de kısa süre sonra “Mutluluğun formülü çok açık, bir sen bir ben bir de bebek” şarkısını söylemeye başlarsınız.

WanderfuLL 20 Haziran 2014 05:13

Cevap: Aşk dediğin şey yüz yüze mi başlar?
 
Şimdi iyide guzel insan,

Zaten herşey Allah'ın dudaklarından çıkan tek kelime ile başladı ;
Her ne kadar yaratılan ilk insan Hz. Adem , son gelen peygamber Hz. Muhammed olsada yaratılan ilk ruh Hz. Muhammed'in ruhudur adem den önce. Tanrı onu kendi nurundan yarattı ve onu o kadar çok sevdiki ona bakıp ''Habibullah'' dedi. Sevgi muhabbet ve merhamet. Bildiğimiz ve bilmediğimiz ne kadar alem var ise sevgi ve merhamet kelimesi üzerine kuruldu. Tüm peygamberlerin özellikleri vardır Hz. Muhammedin ise sevgi ve merhamettir. Yani bu maneviyatı kalbi ile görüp hissetmeyen kimse zaten o aşk denen şeyi yaşayamaz.

Sizi bilmemde erkeklere göre kadın, Tanrı'nın onlara emanet ettiği mecazdır. Asıl olan allahtır, yaradanı sevmeyenin mecazda aradığı huzur asıl olan allahı inkardan öteye gitmez ve bundan bir mutluluk ve huzur beklenemez.

Aşk yüz yüzemi başlar onu bilmemde aşk allahın adı ile başlar onu bilirim. Şimdi bu bizi iyi tanıyan birinin bize uygun insanlar bulması konusuda biraz garip geldi. Sen zaten önceden kafanda bir profil yaratıp ona uygun birini ararsan baştan kaybetmeye mahkumsun, hayalimdeki erkek, hayalimdeki kadın gibi. Bu şekilde kahramanını ararken bütün hikayeyi kaçıraçaksın. Bana göre tabi. Varsın ben siyah giyeyim o beyaz, benim idolüm kadir inanır olsun, onunki adriana lima, pekde önemli değil, aşk birden bire anlamadığın beklemediğin yerde sıradan bir şeymiş gibi ansızın yakalar insanı.

Zaten aşk erkeğe yakışan bir şey, kadının üstünde biraz daha salaş ve mızmız duruyor. Kadındakine daha çok alışkanlık veya saygı falan desek daha doğru olur yada sevilmeyi sevmek gibi. Yani kadın biraz daha güçü seviyor kontrol edilmeyi , korunmayı, sığınmayı gibi. Mesela kadınlar için erkeğin çok yakışıklı ve karizmatik falan olması önemli değil. Bir örnekle acıklayalım : )

Varsayalım dünyanın en yakışıklı ve karizmatik bir erkeği ile birliktesiniz. O kadar yakışıklı ki nerdeyse sokakta yürürken tüm kadınlar üstüne atlayacak gibi. Hal böyle iken parkta el ele tutuşup yürüdüğünüzü farz edin ordan bir sokak köpeği karşınıza çıkıyor ve adam korkusundan duvar kenarına kaçıp korkudan bağırmaya anne diye ağlamaya başlıyor, ne yani kollarından tutup onu kaldırıp ağlama hadi ben kovdum köpekleri diyip gözyaşlarınımı sileceksiniz : ) böyle bir erkeği hiç bir kadın hayatına sokmaz yani kadında bir korunma ve sığınma isteği mevcut .

Bana göre bir kadın erkeğin ondan daha güçlü ve akıllı olmasını ister aşk ikinci planda kalıyor. Şu söylene bilir mesela bir erkek bir kadını tanımadan sevebilir aşık olabilir ama bir kadın bir erkeği tanımadan asla ona kendini teslim etmez.


Aşk bana göre erkeğe daha çok yakışıyor yani şık duruyor :) Bunada bir kaç örnek verelim .

Mecnun çöl aşarken leyla ne yapıyordu. Bir tas sumu verdi.
Ferhat dağı delerken şirin ne yapıyordu ?
Yine ona keza aslı ile kerem
Yani işin çile kısmı erkekte : ) sonra niye müslüm gürses dinlediğimizi soruyorsunuz .

Neyse telin şarzı bitiyor şöle bir toparlarsak , Aşk aranmaz yani insan evden çıkarken ben bugün aşık olaçam diye çıkmaz, herkesin bir alın yazısı var Tanrı bir gün karşısına muhakkak çıkarır.

Eğer ikinci bir Tanrı olsa idi onlar eşlerine taparlardı diye bir söz , insanın hisleri yalan söylemez , karşına çıkan insana hislerin doğru kişi diyorsan kapatıp gözlerini seveceksin. Çok irdelememek lazm .

Tanrı hayırlısını verir ondan isteyin : )

xena 20 Haziran 2014 17:02

Cevap: Aşk dediğin şey yüz yüze mi başlar?
 
Güzel yorumlamışsın emeğine yüreğine sağlık :)

Crop 20 Haziran 2014 18:13

Cevap: Aşk dediğin şey yüz yüze mi başlar?
 
görmeden, birşeyler paylaşmadan sevgili mi olunurmuş yahu.
elbette ki yüz yüze başlar.

maarif küpü 20 Haziran 2014 18:47

Cevap: Aşk dediğin şey yüz yüze mi başlar?
 
Sosyal medya gönül işlerini pekala değiştirdi ama ekseri laçkalaştırdı diyebilirim. Yüz yüze başlamalı bence.

xena 20 Haziran 2014 22:14

Cevap: Aşk dediğin şey yüz yüze mi başlar?
 
Artık aşkların çoğu görmeden de başlıyor , buna aşk denilirse tabi!

CanDostu 20 Haziran 2014 22:59

Cevap: Aşk dediğin şey yüz yüze mi başlar?
 
Aşıksan vur saza, şoförsen bas gaza. Günümüzde uzak ya da yakın fark etmeksizin, aşk diye bir şey yoktur. Hoşlantı vardır. 'Hoş' zamanla 'hoşt'a dönüşmektedir.

xena 21 Haziran 2014 17:50

Cevap: Aşk dediğin şey yüz yüze mi başlar?
 
Alıntı:

CanDostu Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1041452270)
Aşıksan vur saza, şoförsen bas gaza. Günümüzde uzak ya da yakın fark etmeksizin, aşk diye bir şey yoktur. Hoşlantı vardır. 'Hoş' zamanla 'hoşt'a dönüşmektedir.

aşk diye birşey yok yani öyle mi? pekala hoşlanmanın yerine alıyorsa, hoşlantı nedir?

CanDostu 21 Haziran 2014 18:35

Cevap: Aşk dediğin şey yüz yüze mi başlar?
 
Alıntı:

xena Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1041452476)
aşk diye birşey yok yani öyle mi? pekala hoşlanmanın yerine alıyorsa, hoşlantı nedir?

Geçici duygusal karmaşasıdır. Bu duygu karmaşasının sonunda eğer uyumluluk varsa, yerini sevgi - saygıya bırakır. Uyumluluk yoksa heves olarak yaşadığın güzel bir anı olarak kalır. Şayet duygu karmaşası şiddetli ise uymululukta olmazsa yaşadığın anılar güzel değilde farklı bir boyut alır.

Elysian 25 Haziran 2014 19:31

Cevap: Aşk dediğin şey yüz yüze mi başlar?
 
Aşk çok güçlü bir duygu değil ki, kıpırtı dersin buna ya da heyecan. Sevgi, vefa, sadakat, güven, nefret hatta duygusuzluk aşktan çok daha büyük kavramlardır. Demem o ki, aşık olmak için yüreğinin kıpırdaması yeterli.

Görmeden de aşık olursun, bal gibi de olursun. ;s3


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 17:53.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8 Beta 3
Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2024 IRCForumlari.Net