IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29 Mart 2009, 02:38   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Toplum ve insan iradesi




1)EVRİMCİLER:Toplumsal yapıyı tamamen kendi-içsel dinamiklerine bırakan,bu noktada dışardan hetürlü müdahaleyi gereksiz bulan anlayış...Evrimci tutum en temelde,ORGANİZMACI-DOĞAL toplumsal yapılanma anlayışlarına dayanır...Bu anlayışa göre toplum YAPAY-insan iradesine(VOLUNTARİZM)dayanan bir süreç değil de doğal bir süreçtir ve dinamikleri insan alanının dışındaki doğal süreçlerdedir...
BANA GÖRE...Bu anlayışı HEP iktidar sahipleri veya onların yardakçıları-çanakçıları savunmuştur...BU söylemle kitleleri uyuttukça,kendi iktidarlarını,çıkarlarını korumuş oldular..Bu söylemin kırılmasında,antikçağdaki sofistike-septik düşüncenin önemli etkisi olmuştur...Dinler de başlangıçta devrimci olmalarına karşın giderek evrimci en azından reformist yapıya kavuşmuştur...Burjuvazi de başlangıçta devrimci giderek de evrimci veya sıkıştıkça reformist hale gelmiştir...LESE FAİR-LESİS FAİR...
KISACA EVRİMCİ ANLAYIŞIN TARİHSEL SÜREÇ İÇİNDE HİÇ-BİR DOĞRULAYICI "OLGUSAL" ÖRNEĞİ YOKTUR...Toplumsal süreçler,herşeyiyle ve tamamen "volontarist" niteliktedir...Çünkü toplum insanın dışında,DOĞAL bir durum değil,insan yapıp-etmelerine dayanan YAPAY bir olgudur...Ancak ortaya çıkan bütün tek-tek insanların TOPLAMINDAN da fazladır....
2)RE-FORMİSTLER:Arada olmanın durumudur...Pragmatist içeriklere sahiptir..Onlara göre toplum ne tamamen insan iradesine bağlıdır ne de tamamen ondan bağımsızdır...Bu nedenle ne tam olarak düzenden yanadırlar ne de tam olarak düzenin değişiminden yanadırlar...Evrimciler için de devrimciler içinde en büyük engeli bu kitle oluşturur..OYNAKTIR lar çünkü...Bazen bir devrimci gibi bazen evrimci gibi dururlar...
var olan düzeni ve bu düzendeki İKTİDARI ve onun UYGUNGÖRDÜĞÜ rejim anlayışını temel ilkeleriyle benimserler..Zaman içinde düzenin aksayan-ayrıntı yönlerinin "ıslah" edilmesi gerektiğini savunarak yollarına devam etmeye çalışırlar...
Her ülkede merkeze(resmi-YASAL iktidar söylemi)yakın duran sağ-milliyetçi/muhafazakar partilerle,sol-sosyal adaletçi,sosyal demokrat(SOSYALİST-"MÜSVETTELER)PARTİLER VE ONLARIN "KANDIRILMIŞ" YANDAŞLARI-ki çok geniş bir kitleyi oluştururlar ve sistemin temel PAYANDASI bunlardır)reformist anlayışı savunurlar...İktidar aygıtı tüm enstürümanlarını kullanarak böylesi bir KİTLE-YARATMAYA ve bu kitleyi korumaya çalışırlar...Bu reformist söylemleriyle bir taşla çok-kuşları avlamış olurlar...Hem kitlelerde değişim-dönüşüm-umud etme ihtiyacını doyururlar(örneğin cumhuriyet tarihi boyunca merkez sağla-sol arasında gidip gelen iktidarın YÜRÜTME!!! aygıtı olan hükümetler,sabredin emekçi kitleler durumunuzda iyileşmeler olacak,ekonomi bozuk size fazla zam veremiyoruz(,bu kitleler de hiç ,yaw bu ekonomi niye hep bize gelince bozuluyor diye sormuyor veya soranları dinlemiyor çünkü onlar KANDIRILMIŞ-)deyip durarak kitleleri oyalıyorlar...)hem de bi güzel iktidarlarına süreklilik kazandırmış oluyorlar...Ağızlara DAYATILAN-YENİ EMZİK DE "AB"...AB YE girersek,tüm sorunlarımız çözülecek...İşin ilginç yanı İKTİDARCI bu söylemin "ENTELLEKTÜEL" zihinlerde de KABÜL görmesi...Bu ortamda bile insanların çoğunluğu böyle düşünüyor...İktidar AYGITINI kutlamak gerek...En AYKIRI-ELEŞTİREL DÜŞÜNME alanı olan FELSEFEYE kadar da sirayet edip insanlara AB yi savundurup,beyinlerini SATIN alabiliyorsa helal olsun onlara veya YAZIKLAR-OLSUN beyinlerini SATANLARA...Hadi bazıları zaten SATIN-ALINMAYI kabul etmiş,ya DEMOKRAT geçinen bazıları...İsmet berkan,murat belge v.s...
Reformist duruşa en büyük itiraz,MARKSİST+MARKSİST/LENİNİST soldan ve TOPLUMCU-ANARŞİZAN" anlayıştan gelir,ancak onlarda çeşitli açmazları nedeniyle geniş kitlelere ulaşıp o alanlarda zemin bulamayınca burjuvazinin borusu liberalizm ritminde ÖTMEYE devam eder...
3)DEVRİMCİ-TUTUM:Evrimci-reformist anlayışın ötesinde,toplumsal süreçlerin TAMAMEN yapay olduğu,insan iradesine dayandığı,gerek ve yeter koşullar ortaya çıktığında/çıkarılabildiğinde,toplumsal yapıların alt-üst olabileceği,İSTENDİK-ŞEKİLDE yeniden YAPILANDIRILABİLECEĞİ "ön-kabüllerine" dayanır...
DEVRİMCİ kavramı,olgusal olmanın ötesinde nesnel-genel geçer dayanakları olmayan izafi bir kavramdır...Zaman ve zemine göre değişik bağlam ve içerikleri olan bir kavramdır...Kapitalist üretim biçiminin olduğu bir ülkede,liberalizme göre sosyalizmi kılgısıyla birlikte savunup yaşamak DEVRİMCİ bir tutumken,sosyalist üretim ilişkilerini yaşandığı bir ülkede liberalizmin yapılanması olan kapitalist üretim ilişkilerini savunmak devrimci duruştur...Kısaca herkes kendisi açısından NÖTR olan bu kavramı-sahiplenip kullanabilmektedir...Ancak sol dünya görüşü paradigmasında DAHA-FAZLA yer bulduğuda bir gerçektir...
BANA-GÖRE:Tarihin gelinen bu noktasında SAHİDEN-GERÇEKTEN devrimci olabilen iki temel söylem ve duruş vardır..ANARŞİZM VE KOMÜNİZM...Bunların dışındaki tüm söylem ve duruşlar ya doğrudan ya da,dolaylı yollardan İKTİDAR AYGITLARIYLA-gelenek ve geçm,işle iç-içeliğini SÜRDÜRMEKTEDİR...Bilgi kirlenmesinden,beyinlerin YIKANMASINDAN kendilerini uzak tutabilenler sadece BUNLARDIR...Bu dünya görüşlerinin dışında kalan diğer tüm dünya görüşlerine sahip tüm insanlar,iktidar aygıtı tarafından BEYİNLERİ ele geçirilmiş,kandırılmış insanlardır...
BASİT-BİR-ÖRNEK:Türkiyede radikal islamcıların savunduğu-inandığı ŞEKLİYLE BİR-DEVRİM gerçekleşse,alt-üst oluş yaşansa "görünüşteki" uygulamaya dair değişikliklerin dışında YAPIDA-GENEL-ESASLARI itibarıyla hiç-bir değişiklik olmaz...Köşe başlarında olanlar ve olmayanlar -kişileri değişse de-yapısı devam eder...Sadece ARPALIKLARIN sahipleri değişir...Fırsatçı-kurnaz olanlar bundan sahiplenmesini alır ancak "SAHİPSİZ" olan yine sahipsizliğiyle kalır...
Oysa sosyalist-sol veya (uzak gelecek ama)anarşizan anlamda bir siyasal iktidar değişimi olsa YER-YERİNDEN oynar...işte bu nedenledir ki İKTİDAR-ODAKLARI sosyalistlerden "itler" gibi korkarlar...Ve bu korkuları nedeniyledir ki EŞİTLİKÇİ-SÖYLEMLERİN kitlelerle buluşmasını her-ne pahasına olursa olsun engellemeye çalışırlar...
Oysa dini-siyasi-cinsi-tinsel-etnik yapısı ve tercihi ne olursa olsun,İNSAN-OLDUĞU-İÇİN sistemden zarar GÖREN herkesin,komünist veya anarşizan düşünceyi SAVUNMASI gerekir...Bu size "garip" gelebilir...Ama değil...Anarşizm ve komünizm DAHA İNSANCA-GÜZEL VE İYİNİN HAKİM -OLDUĞU bir hayatı savunuyor...Bir birey olarak,inanarak-eş-cinsel olarak veya bilmem ne olarak KOMÜNAL toplumda yerini ala-bilirsin...Yeter Kİ-EŞİTLİĞE-KARDEŞLİĞE-BARIŞ İÇİNDE yaşama ilkelrine inan...
BİRİLERİNİ-SÖMÜRMEYE-EZMEYE- İNSANI KULLANMAYA ÇALIŞMA-KENDİ ÇIKARIN İÇİN-İNSANI AMAÇ BİL....
Ben materyalist dünya görüşünü savunmuyorum...EŞİTLİK-TEMELİNDE-ADALETİ VE "BARIŞI-ÖZGÜRLÜĞÜ" savunuyorum...Sana istediğin gibi yaşa diyorum...Ama ezme-kullanma-insandan ÇIKAR elde etme....
Bu noktada devrimciler arasında şu tartışma hep yaşanmıştır...TOPLUMSAL DEĞİŞİM/DÖNÜŞÜM/DEVRİM ne şekilde gerçekleştirilecektir...
1)Liberal-parlementer demokrasilerin belirlemiş olduğu yasal-meşru zeminlerde kaslarak önce siyasal iktidarı ele almak sonrada toplumsal dönüşümü sağlamak...Sınıfsal temellere veya ülkenin kendi öznel koşullarına göre,emekçi-köylü kesimlere dayalı bir parti-öncü güç oluşturup,siyasal propaganda yoluyla iktidarı ele almaya çalışmak...Daha çok ve yoğunca avrupada uygulama alanı bulmuş,ancak sonuç alıcı deneyimleri pek olmamış...Avrupa komünist partileri en fazla,sosyal demokrat partilerin küçük koalisyon ortağı olmuş,sovyetlerin çözülüşünden sonra da var-olan güçlerini de kaybetmişlerdir...Bu alanda en başarılı örnek şilide allende döneminde yaşanmış o da cia destekli bir karşı-devrim darbesiyle alaşağı edilmiş...
2)Sistemin ancak zora-şiddete-yasadışı ve yer-altı mücadelesine dayanan SİLAHLI PROPAGANDA yoluyla değiştirilebileceğini savunan anlayış...Yasal zeminlerdeki çalışma biçimlerini yadsımazlar ancak bunu gerek koşul olarak görürler ve bu gerek koşulla birlikte yeter koşulu silahın sağlayacağı iddasını taşırlar...Yasal mücadele aysbergin görünen kısmıdır,derinlerde ise illegalite vardır...
(sol içindeki legalistlerle illegalistler arasındaki tartışmanın aynısı İSLAMİ mücadele alanında da vardır...dar-ül harp mı değil mi...Radikal islamcılar(işaret parmaklarını "göğe" doğru kaldırıp baş-parmaklarını açanların demek istediği -silah imgesi oluşturarak-ALLAH-BİRDİR ve ona giden yol NAMLUDAN geçer..Cemaaatler ise eğitim/öğretim faaliyetleriyle "dipten" çalışarak dönüşümü sağlamaya çalışırlar..)
İnsanlık tarihindeki devrimler çoğunlukla ZORA dayalı olarak yapılmıştır...Ancak zamanla "yabancılaşma" yaşanmıştır...lenin devrim sürecinde "TÜM İKTİDAR SOVYETLERE"(halk örgütlenmesi-birimleri) demiştir ancak giderek iktidar KP ye oradan da polüt-büroya KAYMIŞTIR...
3)SİVİL-İTAATSİZLİK
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
ildiğim kadarıyla enkapsamlı net şekliyle,(theoriası ve kılgısıyla ) Hindistanın ingiltereye karşı verdiği ulusal kurtuluş savaşı sürecinde yaşanmıştır...M.GANDİ,bu durumun hem teorisyenliğini hem de pratisyenliğini yapmıştır...

direniş sürecinde her-türden ŞİDDET kullanımından uzak durmayı telkin eder...Bunun yerine,kitleler bazında İKTİDAR AYGITINI-İŞLEVSİZ KILACAK ilginç-yaratıcı eylem biçimleri üretir...Direniş sırasında karşı taraftan birinin "burnunun" dahi kanamasını engellemeye çalışır...(bu ilginç süreci MERAK edenler GANDİ adlı o muhteşem filmi izlesinler...)Haklılığımızı ONURUMUZU- ancak bu şekilde koruyabiliriz şiarı hakimdir...Onlar gibi davranırsak ONLARDAN NE FARKIMIZ kalır-İNSANLIĞIMIZA YABANCILAŞMIŞ olmazmıyız...
Mücadele yaşamın HER-ALANINA yayılır..Temel amaç iktidar aygıtını İŞLEVSİZ-KILIP-KIRMAKTIR...
(Filmden örnek bir sahne...Gandi değişik kesimlerin-sihler-müslümanlar v.s-kitle liderlerini bir odaya toplamış strateji ve taktiği tartışmaktadı...O sırada hintli "uşaklar" çay servisi için odaya girerler..Gandi uşağın elinden tepsiyi alıp liderlere "kendisi" servis yaparken şunu söyler...
"ÖNCELİKLE KENDİ İÇİMİZDEKİ EFENDİ-KÖLE İKLİŞKİSİNİ KIRMALIYIZ"..
Vicdani red hakkını kullanarak askere gitmemek,vergi vermeyi reddetmek,iş bırakmak,gösteri yürüyüşleri düzenlemek,derslere girmemek v.s...TÜM BUNLARI YAPARKEN DE "ASLA" ŞİDDETE baş-vurmamak...Karşı taraf NE-YAPARSA-YAPSINA rağmen şiddete baş-vurmamak..
ÇÜNKÜ:İNSAN DENİLEN ANCAK BU ŞEKİLDE "İNSANİLİĞİNİ" VE ONURUNU KORUR..
Silahlı propagandayı savunan arkadaşlar,enerji ve niyetlerini SAVAŞMAK yerine hayatın kendisini kendi içinde örgütleyerek,ikltidar aygıtlarını "işlevsiz" kılabilecek,eylemler üretmerk için kullansalar,bu çaba diğerine göre daha VURUCU olur ve bu şekilde de İNSANLIKLARINI hala koruya-bilmiş olurlar...
BANA-VURANA BEN DE VURURUM,KANA-KAN-İNTİKAM..v.s şiarlarıyla hareket etmek,"ÇOCUKLUK HASTALIKLARIDIR" ...İşin kolayına kaçmaktır...madem sen bu yola girdiğinde ÖLÜMÜ göze aldın,bırak sana vursunlar,tekmelesinler seni ywerlerde sürüsünler..
SEN YİNE DE "İNSANLIĞINI" KORU...
DEĞİLMİ Kİ ONLARIN İNSANSIZLIĞINA-İNSAFSIZLIĞINA KARŞI SAVAŞIYORSUN..."silahları çatarak SİLAHLARI-ORTADAN-KALDIRAMAZSIN...ÇOĞALTIRSIN-ÇOĞALTIYORSUN. ..Güçlü olmak İNSANLIĞINI-KORUYABİLMEKTE...

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
insan, iradesi, toplum, ve


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Başarili bir insan olmak mi, karakterli bir insan olmak mi? Nur Kişisel Gelişim 0 08 Ağustos 2012 19:55
Adil Toplum Kalemzede Felsefe 0 07 Ekim 2011 00:59
Toplum olarak ''güvenilir'' insan nitelendirmesi! Kalemzede İslamiyet 0 25 Temmuz 2011 15:38
Babacan: "Rum kesiminin çözüm isteği, iradesi test edilecek" Dilara Haber Arşivi 0 18 Eylül 2008 19:47