IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   Felsefe (https://www.ircforumlari.net/felsefe/)
-   -   İletişim araçları ve anlam (https://www.ircforumlari.net/felsefe/192487-iletisim-araclari-ve-anlam.html)

YapraK 29 Mart 2009 04:01

İletişim araçları ve anlam
 
İLETİŞİM ARAÇLARINDA İÇİN İÇİN KAYNAYAN, PATLAYAN ANLAM

Simülakrlar ve Simülasyon
Jean Baudrillard
Çeviri: Oğuz Adanır.

Her geçen gün daha çok haber ve bilgiye karşın giderek daha az anlamın üretildiği bir evrende yaşıyoruz. Bu bakış açısından yola çıkarak üç varsayımdan söz edebiliriz:

- Birinci varsayıma göre haber anlam (negantropik unsurdur) üretmekte ancak tüm alanlarda karşılaşılan genel anlam kaybını engelleyememektedir. İletişim araçları aracılığıyla istediğimiz kadar mesaj ve içeriğe yeniden topluma pompaladığımızı varsaysak bile anlamın yok oluş sürecinin hızı, anlamın pompalanma sürecinin hızından daha yüksektir. Bu durumda var olan iletişim araçları yetersiz kalacaklarından devreye ek iletişim araçlarının sokulması gerekmektedir Bunun adıysa özgür konuşma ya da bireysel yayın hücreleri şeklinde sonsuz sayıda çoğaltılabilen iletişim araçları hatta “anti-iletişim araçlar” (korsan radyolar, vb) ideolojisidir.

- İkinci varsayıma göre haberin anlamla hiçbir ilişkisi yoktur. Öyleyse haber bir başka düzen ya da gruba aittir. Anlamla anlam dolanım ya da dolaşım denilen düzenin dışında kalan işlemsel bir modeldir. Bu Shannon varsayımına göre iletişim evreninde üretilen haber saf bir araçtır. Teknolojik özelliğe sahip bu araçların içerdikleri herhangi bir anlam yoktur. Öyleyse iletişim araçları tarafından üretilen haberlerin anlamları başka alanlara özgü değer yar gılanyla değerlendirilemez. Bu türden bir anlam genetik kod tarafından üretilen bir koda benzemektedir bir başka deyişle aktarılan haberden ne anlıyorsanız anlam odur. Haberin anlamı denilen şey bu tür bir şeydir. Oysa anlam başka bir şeydir. Anlam, Monod’un Rastlantı ve Zorunluk başlıklı metninde açıkladığı gibi sonradan ortaya çıkan bir şeydir. Bu açıdan haber enflasyonuyla anlam deflasyonu arasında hiçbir anlamlı ilişkinin bulunmadığı söylenebilir.

- Üçüncü varsayıma göreyse haber enflasyonuyla anlam deflasyonu arasında, haber-anlamı doğrudan yok ya da nötralize eden bir niteliğe sahip oldukça belirgin ve zorunlu bir ilişki vardır. Anlam yitiminin doğrudan iletişim araçlarıyla kitle iletişim araçlarının haberi eriten, ikna edici bir biçime sokan müdahaleleriyle bir ilişki vardır.

En ilginç varsayım bu sonuncudur ancak şu anda kabul gören düşüncelerin tam tersini savunmaktadır. Nereye baksanız toplumsallaşmanın iletişim araçlarının gönderdiği mesajlarla ilgilenme oranıyla doğru orantılı olarak ölçüldüğünü görürsünüz. İletişim araçları ve gönderdikleri mesajlarla ilgilenmeyenler gücül ya da gerçek düzeyde toplumsallaşmamış insanlar olarak kabul edilmektedir. Haber her yerde hızlı bir anlam dolanımını sağlamakla yükümlü kılınmıştır. Bu durum ekonomik açıdan Kapitalizmin hızlı bir şekilde el değiştirme zorunluluğu sonucunda üretilen artı değer olayına benzetilebilir. Haber iletişim yaratan bir şey gibi sunulmaktadır. Boşa üretilen haber oranı muazzam boyutlara ulaşsa bile, genel bir “consensus”a dayanılarak bu haddinden çok anlamın toplumsalın kılcal damarlarına kadar dağıtılması istenmekte ve bu yüzden boşa üretilen haber kadar anlam üretimi konusunda da kimsenin sesini çıkarmadığı görülmektedir-aynen kendinden kaynaklanan bozukluklara ve irrasyonel yanlarına rağmen maddi üretimin daha çok zenginlik ve toplumsal uyum üretmesini isteyen bir “consensus” gibi. Hepimiz bu efsanenin suç ortaklarıyız. Bizim modernliğimizin başında da maddi üretim vardır sonunda da! ‘-maddi üretim olmasaydı bizim toplumsal örgütlenmemiz inandırıcı olmazdı. Oysa sahip olduğumuz toplumsal örgütlenme düzeni yine maddi üretim yüzünden çökmektedir. Haberin anlam ürettiğini sandığımız sırada
aslında tersi olmaktadır.


Alıntı.

YapraK 29 Mart 2009 04:06

Cevap: İletişim araçları ve anlam
 
Haber kendi ürettiği içerikleri yok etmektedir. İletişimi toplumsalı yok etmektedir. Bunun iki nedeni vardır.
1. İletişim kurmak yerine sahneye koyduğu iletişim oyunu içinde kaynayıp gitmektedir. Anlam üretmek yerine sahneye koyduğu anlam üretimi oyunu içinde kaynayıp gitmektedir. Bu simülasyon.( Simülasyon ve Simülakr için: ) adlı devasa süreci biz çok yakından tanıyoruz;
- yönlendirici olmayan karşılıklı konuşmalar (interview),
- konuşma hakkı tanımalar,
- izleyici telefonları,
-her türlü katılma biçiminden yararlanma,
-konuşmayanlara şantaj yapma yani “Bu sizin sorununuz, haber demek siz demektir, vb”.

Dört bir yanımız bu türden bir hayali içerik, homeopatik (dozda) bir aşı ya da uyanıkken görülen düş türünden bir iletişim, bir haber ağıyla sarılmıştır. Sahneye çıkma arzusunun sahneye konulduğu bir kısır döngüsel düzenleme, bir tür iletişim antitiyatrosu yani geleneksel kurumu yadsıyarak sağlığına kavuşturma yani kapalı devreye dönüşen bir olumsuzluk. Bu haber simülakrını ayakta tutabilmek için muazzam bir enerji harcanmaktadır. Bunun amacı bizi radikal bir anlam yokluğu gerçeğiyle karşı karşıya getirecek ani bir simülasyondan kurtulma olayını engelleyebilmektedir.

Burada iletişimin ortadan kaybolmasının mı simülakrın bu boyutlara vurmasına neden olduğu ya da önce caydırıcı amaçlara sahip simülakrların mı ortaya çıkarak her türlü iletişimin olasılığını ortadan kaldırmış olduğu gibi bir soru sormak gereksizdir (gerçeğin yerini alarak gerçeğe bir son veren model). Burada hangi terimin öncelikli olduğu sorusu yersiz bir sorudur çünkü öncelikli bir terim yoktur. Bu kısır döngüleşmiş bir süreçtir —bu bir simülasyon sürecidir yani hipergerçek bir süreç. Anlam ve iletişim hipergerçekleşmiştir. Gerçeğe bir son veren şey gerçekten daha da gerçek gibi görünendir.

Birer kapalı devreye benzeyen iletişim ve toplumsal bir yem işlevine sahiptirler -üstelik bu yem bir mitin gücüne sahiptir. Sistemin kendi gerçekliğini kanıtlayabilmesi için göstergelerin (haberin) sürekli olarak yinelenmesi gerekmektedir. Olmayan varlığını imgeler yani göstergelere dönüşerek yineleten sistem bu sayede bir gerçeklik katsayısına sahip olabilmektedir. Habere inanılmasının ve iman edilmesinin nedeni de zaten budur.

Oysa bu inanç biçiminin arkaik toplumlardaki mitlere inanma biçimi kadar karmaşık bir şey olduğu söylenebilir. Çünkü insanlar hem inanırlar hem inanmazlar. Bu konuda kendi kendilerini sorgulamayı gereksiz bulurlar. “Yalan söylediklerini biliyorum ama herhalde o kadar da değil”. Sistemin bizi içine kapatmış olduğu bu anlam ve iletişim simülasyonuna kitlenin tamamı yani her birimiz bir tür ters bir simülasyonla karşılık veriyoruz. Sistemin caydırıcılığına karşı soğuk bir tavır alıyor ya da daha da karmaşık bir inanç biçimiyle karşılık veriyoruz. Mit diye bir şey vardır ancak buna bakarak insanların mite inandıkları düşüncesine kanmamak gerekir. Eleştirel düşüncenin bizi içine düşürmeğe çalıştığı tuzak da budur çünkü kitlelerin aptal ve naif olduğu gibi bir önyargı sayesinde ayakta durabilmektedir.

2. İletişimin bu anormal boyutlara ulaşan görüntüsünün gerisinde iletişim araçları ve haber bombardımanının toplumsal yapıyı bozmaları engellenmemektedir. Haber hem anlam hem toplumsalı aşırı yeniliğin tam tersi sayılabilecek mutlak bir antropiye benzemeye mahrum ettiği bir nebula aracılığıyla anlamsızlaştırmaktadır.

Öyleyse iletişim araçları toplumsallaşmayı sağlamaya yönelik araçlar değil, toplumsalın kitleler içinde için için kaynamasını sağlayan araçlardır. Zaten bu mikroskopik gösterge düzeyinde yer anlamın için için kaynama olayının makroskopik düzeydeki uzantısından başka bir şey değildir. Bu olayı güncelliğini henüz tüm boyutlarıyla yitirmemiş olan MacLuhan’ın medium is message formülünden yola çıkarak çözümleyebilirsiniz.

Burada anlam anlama ait tüm içeriklerin egemen bir iletişim aracı tarafından yutulması demektir. Olay çıkmasını sağlayabilen tek şey iletişim aracıdır -içerikler ister tutucu isterse yıkıcı olsun hiçbir şey fark etmemektedir. Bu durum her türlü anti-medya, korsan radyoculuk, anti- medya vb olaylar için de ciddi bir sorundur.


Alıntı.

YapraK 29 Mart 2009 04:06

Cevap: İletişim araçları ve anlam
 
Ancak MacLuhan’ın bile içinden çıkamadığı daha ciddi sorunlar vardır zira tüm içeriklerin nötralizasyonunun ötesinde, iletişim aracının bir biçim olarak kendi gücünden de yararlanarak gerçeği dönüştürebilmek mümkündür. Tüm içerikler iptal edilseler bile bir biçim olarak iletişim aracının kendisi devrimci ya da yıkıcı bir kullanım değerine sahip olabilir, kimbilir? –

Zaten MacLuhan’ın formülünü gidebileceği en uç noktaya kadar götürdüğünüzde ulaşacağınız nokta budur. Oysa yalnızca mesajın iletişim aracı içinde için için kaynamasından söz etmemek gerekir çünkü aynı devinim içinde iletişim aracı gerçeğin içinde için için kaynarken, iletişim aracı ve gerçek de (iletişim aracıyla iletişim tanımının birbirine karışması gibi) bir tür hipergerçek bir nebula içinde için için kaynamaktadırlar.

Tipik modern biçimlerinden biri olan iletişim araçları da dahil olmak üzere bugün tüm modern biçimlerinin “geleneksel” konumları tartışmalı bir hale gelmiştir. MacLuhan’ın simülasyon çağına ait emektar formülü Medium is message (mesaj iletişim aracının bizzat kendisidir) (....)bir başka deyişle tüm içerik ve mesajlar iletişim aracı tarafından buharlaştırılıp, yok edildiğinde geriye kalmış olan tek şey gibi görünen bu formülü gibileceği en uç noktaya kadar götürdüğümüzde iletişim aracının bizzat kendisi de buharlaşıp, yok olmak durumuyla karşı karşıya kalmaktadır. Aslında iletişim aracına bir inandırıcılık katan, iletişim aracına farklı, belirgin, bir iletişim araçlığı konumunu kazandıran şey mesajdır. Mesajdan yoksun bir iletişim aracı bizim tüm önemli güncel değer ve yargılama sistemlerimiz gibi tanımı belirsiz bir şeye dönüşecektir. Etkisini anında hissettiren tek bir model mesajı, iletişim aracını ve “gerçeği” aynı anda üretmektedir.

Sonuç olarak medium is message yalnızca mesaj in değil aynı zamanda iletişim aracının da sonu demektir, Sözcüğün yazılı anlamında artık iletişim aracı diye bir şey yok tur (özellikle elektronik kitle iletişim araçlarından söz ediyorum) -bir başka deyişle bir gerçeklikle bir diğeri, gerçeğin bir konumuyla başka bir konumu arasında aracılık yapan bir süreç yoktur. Ne içerik ne de biçim düzeyinde. İçin için kaynama denilen şey kesinlikle budur. Kutupların birbirleri tarafından emilmeleri, iletişim aracı ve gerçek gibi belirgin karşıtlıkların yok edilmesi de dahil olmak üzere farklı anlamlar üreten kutuplara sahip sistemlerde kutupların birbirlerine kısa devre yaptırmaları -öyleyse iki kutup ya da bir kutupla diğeri arasında aracılık yapma ya da diyalektik bir müdahalede bulunabilme olanaksızlığı. İletişim araçlarının etkisi denilen şey kısır döngüsel bir görünüm arzetmektedir. Sözcüğün yazılı anlamında anlamı bir kutuptan diğerine tek yönlü bir şekilde sürdürebilme olanaksızlığı. Bu tehlikeli ancak özgün durumu gidebileceği en uç noktaya kadar götürmek gerekmektedir çünkü bundan başka seçeneğimi yok. İçeriğe dayalı bir devrim düşlenmesi aynen biçime dayalı bir devrim düşlenmesi kadar anlamsızdır. Çünkü iletişim aracı ve gerçek içinden çıkmanın olanaksız olduğu tek bir nebulaya dönüşmüşlerdir.


Alıntı.

YapraK 29 Mart 2009 04:08

Cevap: İletişim araçları ve anlam
 
Bu içeriklerin için için kaynaması, anlamın emilmesi, iletişim aracının giderek anlamsızlaşması, iletişim diyalektiğinin tamamıyla modelin tamamıyla kısır döngüleşmiş biçimi içinde eriyip gitmesi, toplumsalın kitleler içinde için için kaynaması insanda bir felaket duygusu yaratarak, umutsuzluğa kapılmasına neden olabilir. Oysa bu saptama habere bakış biçimimizi temelinden belirleyen idealizme oranla doğrudur, çünkü hepimiz kudurmuş bir anlam ve iletişim idealizminin yani anlama dayalı idealist bir iletişim peşinden gittiğimiz için doğal olarak bu perspektif doğrultusunda ölümümüz de anlamın elinden olacaktır.

Oysa “felaket” (ölüm) teriminin böyle bir “felaketimsi son ve yok oluş anlamını kazanması ancak sistemin bize dayatmaya çalıştığı üretim ve çizgisel bir biriktirimi amaçlayan bakış açısıyla mümkündür.

Etimolojik anlamda felaket eğriliğin yanı sıra aşağı doğru sarmal bir şekilde inen ve ötesine geçebilmenin olanaksız olduğu “haberin sınırı” yani ötesine geçildiğinde bizim için bir anlam ifade eden hiçbir şeyin bulunmadığı bir süreçtir —anlamın ihtarlarına boşverdiğimiz andaysa felaket sahip olduğumuz güncel düşgücünden nihilist ve ulaşılması gereken son nokta yani ölüm gibi bir anlama sahip olmamaktadır.

Anlamın ötesine geçtiğinizde karşınıza anlamın nötralize edilmesi ve için için kaynamasıyla elde edilen bir çekicilik çıkıyor. Toplumsal adlı sınırın ötesine geçtiğinizdeyse karşınıza toplumsalın nötralize edilmesi ve için için kaynamasıyla elde edilen kitleler çıkıyor.
Günümüzde sorun bu karşılıklı meydan okuma oyununu iyi değerlendirmekten ibarettir —anlama meydan okuyan sessiz kitleler (bu kesinlikle pasif bir direniş bi çimi değildir). İletişim araçlarının sundukları anlamla, araçların çekiciliğine meydan okuma. Bu bakış açısı doğrultusunda değerlendirildikleri zaman anlamı diriltmeye yönelik tüm marjinal ve alternatif çabalar şeylere benzemektedirler.

Doğal olarak kitlelerle, kitle iletişim araçları arasındaki bu içinden çıkılması olanaksız karmaşa bir paradoksa benzemektedir. Anlamı nötralize eden iletişim araçlarının “biçimden yoksun” (haberden yoksun) bir kitle üretmelerinden söz etmek daha doğru bir şey olacaktır yoksa iletişim araçlarının ürettikleri tüm mesajları yanıt- siz bırakıp, emerek ya da mesajların kendince dönüştürerek iletişim araçlarına karşı başarıyla direnen kitlelerden mi söz etmek? Eskiden “İletişim Araçları İçin Ağıt”ta kendilerine yanıt verilemediği ve tersine çevrilemedikleri için kurumlaşmış bir model olarak iletişim araçlarını mahkum etmiştim. Ya bugün ne yapıyorum? Bugün bu yanıtsızlık biçimini bir iktidar stratejisi ürünü gibi değil kitlelerin iktidara karşı yürüttükleri bir tür karşı-strateji gibi gösteriyorum. O halde?


Alıntı.

YapraK 29 Mart 2009 04:08

Cevap: İletişim araçları ve anlam
 
O halde, kitle iletişim araçları ya kendilerinden kitleleri güdümleyebilme amacıyla yararlanan iktidarın yanında ya da anlamı yok eden, anlama şiddetle saldıran ve büyülenmek isteyen kitlelerin yanında? Kitleleri büyüleyen şey iletişim araçları mıdır yoksa kitleler mi iletişim araçlarını bir gösteri aracı olmaya zorlamaktadırlar?
Mogadiscio Stammheim olayında iletişim bir yandan politik nedenlerle terörizm ve korku sömürüsü yapılmasını ahlaki açıdan mahkum ettirmeye çalışırlarken bir yandan da açıklanması olanaksız bir mantığa dayanarak terörist eylemin hayvani çekiciliğini göstererek, insanları büyülemeye çalıştıkları ölçüde de kendileri birer teröriste benzemektedirler (bu çözümü olanaksız bir ahlaki sorundur bakınız Umberto Eco: terörizmden söz etmemek ya da iletişim araçlarının yararlı bir kullanımından söz edebilmek mümkün müdür iletişim araçlarının yararlı kullanımı diye bir şey olamaz)

İletişim araçları anlamla yanılgıyı birlikte sırtlayıp götürmekte ve bunları diledikleri şekilde kullanmaktadırlar. Bu sürecin denetlenebilmesi mümkün değildir çünkü sisteme özgü içsel simülasyonla, sistemi yok edici simülasyonu kesinlikle Möbiyüs şeridi türü ve kısır döngüleşmiş bir mantıkla yansıtmakta ya da iletmektedirler —böyle olmasında hiçbir sakınca yoktur. Bunun bir alternatifi ya da mantıksal bir çözümü yoktur. Tek alternatif mantıksal açıdan bu olayı gidebileceği en uç noktaya kadar götürmek ve felaket türünden bir çözüm önermektir.

Burada bir düzeltme yapmamız gerekiyor. Bu sisteme oranla bizler bir “double bind” konumunda (popüler bir deyimle açıklamak gerekirse bu konum aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık konumudur-ç.n) bulunuyoruz—tıpkı çocukların büyüklerin evreninde karşılaştıkları türden zorunluluklar gibi.

Çocuklar bir yanda özerk, sorumlu, özgür ve bilinçli varlıklar olmak zorundayken öte yandan boyun eğmek, tepki göstermemek, itaat etmek ve kurallara uymak zorundadırlar. Çocuk bütün bu alanlarda mücadele etmek durumundadır. Örneğin uymak zorunda kaldığı çelişkili bir zorunluluğa ikili bir stratejiyle karşı koymaktadır. Kendisinden bir nesne olması istendiğinde buna her türlü itaat etmeme, karşı koyma, özgürlük arzusu kısaca bir özne tavrıyla karşı koymakta; bir özne olması istendiğindeyse bu kez aynı inat ve kararlılıkla bir nesne direnişi göstermektedir. Bir başka deyişle bir öncekinin tam tersi denebilecek bir şekilde davranmakta yani çocuksulaşmakta, aşırı uyumlu olmakta, kendisine her söyleneni yapmakta ve edilginleşip, aptallaşmaktadır. Nesnel olarak her iki strateji de aynı değere sahiptir.


Alıntı.

YapraK 29 Mart 2009 04:09

Cevap: İletişim araçları ve anlam
 
Günümüzde direnen -özne tek taraflı bir değerlendirmeye tabi tutulmakta ve olumlu olarak nitelendirilmektedir. Tıpkı politikada yalnızca özgürleşme, haklarına sahip, dışavurma uygulamalarının politik bir özneye benzeyebilmek için geçerli ve yıkıcı şeyler olarak kabul edilmesi gibi. Oysa böyle bir değerlendirmenin —bizim aşağılayıcı yabancılaşma ve edilginlik terimleriyle özdeşleştirdiğimiz— nesneye özgü tüm uygulamalarla, özne konumu ve anlamdan vazgeçme —tıpkı kitlesel uygulamalar gibi— uygulamaları gibi çok daha üst düzeyde yer alan karşıt çözümden bihaber olduğu görülmektedir.

Özgürleştirmeye yönelik uygulamalar sistemin yalnızca bir yüzünü yani bize sürekli olarak saf bir nesne olmamızı ihtar eden yüzünü gösterirken bizden bir özne olmamızı, özgürleştirmemizi, ne pahasına olursa olsun konuşmamızı, oy vermemizi, konuşmamızı, katılmamızı ve oyunu oynamamızı isteyen diğer yüzü göstermektedir —bu şantaj ve ihtar da en az diğeri kadar ciddidir. Hatta günümüzde çok daha ciddi boyutlara ulaşmış olduğu söylenebilir.

Kendini baskı ve canlandırmayla kanıtlamaya çalışan bir sistemde stratejik direnişin adı özgürlük isteyen özne olabilir. Oysa böyle bir olay sistemin daha önceki evresini kapsamaktadır. Böyle bir durumla karşılaşsak bile stratejik açıdan aynı çözümlere başvurmak gereksizdir.

Çünkü günümüzde sistem kendini herkese maksimum söz hakkı tanıyarak, maksimum düzeyde anlam üretiminden yana bir tavır koyarak kanıtlamaya çalışmaktadır.

Öyleyse direniş stratejisinin adı anlam üretimini ve konuşmayı reddetmek—ya da bir tür yadsıma ve reddetme biçimi olarak değerlendirilebilecek sisteme ait mekanizmalara hiperuyumlama simülasyonu— olabilir. Kitle de zaten böyle yapmakta yani sistemin mantığına tamamıyla uyup bu mantığı kendisine karşı direnmek amacıyla kullanıp, bir tür ayna görevi yaparak sistemin gönderdiği anlamı hiç emmeden kendisine geri göndermektedir. Bugün bu stratejinin belirleyici olmasının nedeni (doğal olarak hala bir stratejiden söz edebilmek mümkünse) sistemin bu safhasının ağırlığını koymasıdır.

Güdülecek stratejide yanılmak çok ciddi bir şeydir. Yalnızca özgürlük ve özgürleştirici eylemler üzerine oynayan bir tarih öznesinin, grubunun ve bilinçlenen sözün geciken dirilmesini hatta öznelerle, kitlelerin “bilinçaltlarının bilincine varmaları”nı isteyen tüm hareketler gerçekte sistemin göstermiş olduğu yönde ilerlediklerinin farkında bile değildirler. Çünkü sistem günümüzde kesinlikle aşırı miktarda yenilenmiş anlam ve söz üretilmesini istemektedir.


Alıntı.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:57.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8 Beta 3
Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2024 IRCForumlari.Net