![]() |
![]() |
![]() | #1 | |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Türkçe Dil Beşiği Türkçe Dil Beşiği Akrabalık adları ve ruhsallık üzerine bir inceleme İnsan, fizyolojik doğumdan sonra hayatta kalabilmek için ikinci bir doğuma gereksinim duyan belki de yegane türdür. Rahim-cennetten ayrılmanın, ‘dünyaya atılma'nın, doğum travmasının görece yumuşatıldığı yer ana kucağıdır, dil beşiğidir. Emzirilen çocuk, yalnızca sütle değil, annenin gözündeki ışıkla, kelimelerin sedasıyla, ninniyle, türküyle, şarkıyla, söylenceyle, kısaca dille de beslenir. Ruhsal doğumun mayasıdır dil. Çocukların, dilin binlerce yıllık dipakıntılarından süzülüp gelmiş sedası yerine televizyonun saldırganlığına, reklamların ortasına, yani tüketimin diline terkedilmişliğinin hoyratlığını bir de buradan düşünmeliyiz. Yine de, dipakıntılar piyasanın diliyle boy ölçüşebilecek bir olanağı hep taşımışlardır. Boşuna mı çocukların dile attıkları ilk kanca-sözcüklerin genelde “ana”, “baba”, “dede…” olması. Bu nedenle, insanların ruhsallıklarını anlamaya yönelmiş bilgi alanlarının, kişinin içine doğduğu dilin serüveniyle, yenidoğan'a ne türden olanakları miras olarak taşıdığıyla ilgilenmesi bir zorunluluktur. Bu incelememizde, Türkçe'nin İç Asya'dan Anadolu'ya uzanan serüveninde akrabalık adlarının izini süreceğiz. Türkçe, çok geniş bir coğrafyada kendi tarihi gelişiminin evrelerini aynı zaman kesitinde yelpazelendirmiş, güncelle buluşturabilmiş ender dillerden biridir. Yeryüzünde geniş coğrafyalarda konuşulan İngilizce, İspanyolca gibi sömürge dillerinden temel farkı da budur. Sömürge dilleri, dünyanın dört bir yanına yayılırken, başka dilleri ve kültürleri kendi hükümranlık alanlarına hapsetmişler, zedelemişlerdir. İlginç olan bir nokta da, bu sürecin sonucu; dünyanın dört bir yanında konuşulan İngilizce'nin bizzat ucubeleşmiş olmasıdır. Türkçe'nin serüveni ise, bir zedelenmeyi göze alma, kendini sınama, kendi uygarlık dertlerine deva olabilecek değişimleri kabullenme serüvenidir... İç Asya'dan Anadolu'ya, Türkçe'nin bugünkü coğrafyası incelendiğinde, bu değişimin, Cemal Süreya'nın deyişiyle nice “acı dirlik”in imbiğinden süzüldüğünü izlemek güç değildir. Türkçe'nin arılığı, tam da bu acı dirlik'ten geçirilmiş olmasıyla ilgili olabilir. Mesela, Anadolu Beylikleri döneminde Türkçe'ye yeşil bir ağaca sarılır gibi muhabbet duyulması, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Arapça ve Farsça'nın merhametine bırakılmışlığı… Yada, genç Cumhuriyet'in “Öztürkçe” arayışı… Bunlar, dilbilimcilerin, dil felsefecilerinin heyecanlanacağını düşündüğüm noktalar. | |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
beşiği, dil, türkçe |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Japon kültürünün beşiği: Nara | Zeytin | Turizm | 0 | 18 Mayıs 2023 13:27 |
Dünya Dili Türkçe: Hangi Dilde Kaç Türkçe Sözcük Var. | Sue | Türkçe | 0 | 18 Temmuz 2012 20:38 |
Dünya Dili Türkçe: Hangi Dilde Kaç Türkçe Sözcük Var. | Sevda | Türkçe | 0 | 25 Haziran 2011 00:48 |
Sanatın Beşiği Canım Anadolu | ahmetnuray | Serbest Kürsü | 0 | 23 Temmuz 2008 23:14 |
AHMET NURAY SANAT GALERİSİ Sanatın beşiği Anadolu” diye adlandırdığı sanat turu | ahmetnuray | Kültür ve Sanat | 0 | 11 Temmuz 2008 09:40 |