[daiSy]

Lovesick the beat inside my head
(Aşkın başımın içinde bir ritim)

Waves struck a sea of bitterness
(Dalgalar keskin denize vurur)

Lights out solo in the blue
(Işıklar yalnızlaşır gökyüzünde)

Before I found you
(Seni bulmadan önce)

Days passed slowly, lost and low
(Günler yavaşça geçti, küçülerek kayboldu.)

You gave me hope and now there's only
(Sen bana yalnızca umut verdin ama sadece umut)

Blood running in my veins
(Kan damarlarımda akıyor)

I've never been here before
(Burada hiç bulunmamıştım)

And I got love falling like the rain
(Aşka yağmur gibi düştüm)

I never could've asked for more
(Daha fazlasını hiçbir zaman soramadım)

I got so much soul inside my bones
(Kemiklerim birden fazla ruhu taşıyor.)

Take a look at me now
(Şimdi bana bak)

I'm young forever in the sun
(Güneşte sonsuza kadar gencim)

Ever since you came I'm living ultralife
(Sen geldiğinden beri hayatı ötesinde yaşıyorum.)

I'm living ultralife
(Hayatı ötesinde yaşıyorum.)

Turn down the voice inside my head
(Sesler kafamda kıvrılıyor.)

Cause heaven only knows why we feel this emptiness
(Boş duygular hissettiğimizi sadece cennet biliyor)

But I will climb out, find another view
(Fakat yükseklere tırmanıp yeni manzaralar bulacağım.)

Now I've found you
(Şimdi de seni buldum)

Days passed slowly, lost and low
(Günler yavaşça geçti, küçülerek kayboldu)

You gave me hope and now there's only
(Sen bana yalnızca umut verdin, yalnızca umut)

Found me on a basement floor
(Beni bodrum katında buldun)

Back when I had lost it all
(Her şeyi kaybettiğimde benim yanımda ol)

Told me what the fight was for
(Ne için savaştığımızı söyledin)

And I'm not giving up no more
(Ve artık vazgeçmeyeceğim)

You elevate the life in me
(Benim hayatımı canlandırdın)

Illuminate the in-between
(Aramızdaki umut ışığını)*

Forever gonna feel this free
(Bu özgürlüğü sonuna kadar hissedeceğim.)

And I'm not giving up now
(Ve şimdi vazgeçmeyeceğim.)