IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   Yöresel Kelimeler ve Anlamları (https://www.ircforumlari.net/yoresel-kelimeler-ve-anlamlari/)
-   -   Çorum (https://www.ircforumlari.net/yoresel-kelimeler-ve-anlamlari/535832-corum.html)

Ecrin 28 Haziran 2013 17:53

Çorum
 
Çorum
A

Abbaca : Bembeyaz.
Abıca : Abla.
Abuz : Çok salakça, cahilce davrananlar için söylenir.
Afad : Afet. Afallamak : Sersemlemek.
Aflâk : Salak.
Afur : Damın (ahır) bir bölümü.
Mal, davar gibi hayvanların otlarını, samanlarını yediği yer.
Ağdırmak: Aşağı doğru indirmek, eğirmek, enginleştirmek.
Ahababa : Şaşırma ünlemi gibi kullanılır.
Ahtaracak : Tandırda saçın üstünde pişenleri çevirmeye yarayan uzun kıllıca benzer bir alet.
Akıska : Akasya.
Al : Kırmızı renkli, şifon örtü.
Alaca gabı : Evin dış kabısına denir.
Alav : Alev.
Alen : Yavaşla, dur manalarında.
Aleşme : Durma, çabuk ol.
Amel : İsal.
Anadut : Harmanda, ekin yığma ve patozunda kullanılan alet.
Ananmak : Depinmek.
Anavıl : Bahçenin ayrılan bölümlerinden her biri.
Angut : Aptal, cahil.
Angıtmak : Ayırmak.
Anıyım : Kadınlar tarafından kullanılan üzülme ve sevinmeyi ifade eden bir ünlemdir.
Anız : Tarla biçilince kalan sap.
Apık : Ayakkabı
Ark : Su kanalı
Asadmak : Aksatmak. Bir işi geciktirmek.
Atacak : Yay

Ecrin 28 Haziran 2013 17:54

Cevap: Çorum
 
B

Badal : Merdiven Bağ kütüğü : Bağı oluşturan ağaç kısım.
Bakınacak : Ayna.
Balak : Manda yavrusu.
Baldır bacak : Açık giyinenler için söylenir.
Baldırcan : Patlıcan
Batal : Düzeni bozulmuş, dağınık, harab.
Bayağ : Herkesin yaptığı gibi.
Bayahdan : Deminden.
Bayli : Bari.
Bazlama : Kalınca açılıp, saçta pişirilmiş ev ekmeği
Bedusta : Buğday.
Berial : Beri gel. Beri bah : Bu tarafa bak.
Beri benzer : Bir işi fazla önemsemeden elinin ucuyla yapmak.
Beşlik : Eski giyim üç eteğin üstüne takılan para süsüne denir.
Bıçak : Traktör bıçağı. Tarla sürmeye yarar.
Bıçahlık : Mutvak rafı.
Bıldır : Geçen yıl.
Bınak : İneklerin burnunun üstüne takılan ucu sivri tasma.
Bızağ : İnek yavrusu.
Bızalacı : İnekler için hamileliğini ifade eder.
Bi bişirimlik : Bir pişirmelik. Bi cimcik : Küçücük, ufacık, az.
Bidınnak : Çok az.
Bi hekmet : Çok iyi.
Bi soluk : Hemen.
Biz : Ayakkabı dikmekte kullanılan ucu sivri alet.
Bizal : Sonra.
Bizaleyin : Biraz sonra.
Borana : Yumurta haşlamasının doğranarak üstüne sarımsaklı yoğurt dökülmesiyle oluşan yemektir.
Boruculuk : Çocuk oyunu.
Boz : Beyazımsı renk.
Böğür : Yan taraf.
Bölük pörçük: Parçalanmış, parça parça.
Bukmek : Çevirmek.
Bukturmek : Kısırlaştırmak.
Buvalek : İnek gibi havanları ısıran ve kaçmasını sağlayan bir böcektir.
Buymak : Üşümek.
Bük : Diken ve çalı topluluğu.
Büzüşmek : Küçülmek, çekilmek.

Ecrin 28 Haziran 2013 17:54

Cevap: Çorum
 
C

Câl : Cahil.
Calp : Kart, koca.
Cavmak : Kaymak, sapmak.
Cazı : Nazlı, nazlanmak.
Cebellenmek : Hiddetlenmek
Cıbır : Fakir, kel.
Cılga : Patika.
Cıncık : Cam.
Cızlak : Mayasız hamurun (içine yumurtada katılır) cıvık şekilde yoğrulup, açılması ve ince bir şekilde tavada pişirilmesiyle oluşur.
Cibelik : Şımarık.
Cicik : Meme.
Cimbi : Üzüm salkımının küçük dalları.
Cimciklemek : Cimdiklemek.
Cirbit : Çapak.
Culuk : Hindi.
Cuvare : Sigara.

Ecrin 28 Haziran 2013 17:55

Cevap: Çorum
 
Ç

Çağla : Düğünlerde sergilenen bir oyun.
Çalhalamak : Yıkamak.
Çalı cibirgi : Etrafta bulunan çalı, ufak odun, değnek gibi şeyler için kullanılan genel bir tabir.
Çam bardak : İçerisine su konan ve soğuk tutan içi oyuk çam ağacından yapılmış bir suluktur.
Çam yalâğ : Çamın üzerinde bulunan yapışkan madde.
Çantı : Çatı
Çapak : Uyanınca göz kenarlarında oluşan sarılık.
Çarpana : Eski giyimlerde bele dolanan sarık.
Çatal : Orakta (Harmanda) deste taşımak için kullanılan “V” şeklindeki bir harman aletidir.
Çatırtdak : Doğa, yansıma sestir. Değneği çatırtdak kırdı.
Çatma : Çadır.
Çaynık : Demlik
Çeç : Patozda, samanından ayrılmış tahıl yığını.
Çelikçi : Hayvan alıp satan kimse.
Çene : Köşe.
Çenilemek : Olur olmaz her lafa karışanlara söylenir. Köpek gibi Çenilemek. Çenteleşmek : Birisiyle ağız dalaşı yapmak.
Çepel : Eskiden it manasında şimdi beceriksiz.
Çepken : Eski giyim üç eteğin bir parçası, yelek.
Çıhçene : Çok konuşan.
Çıhım : Karşı çıkma, paylama. Tarla bölümleri. Şu çıhımı da çıkarsa bugün kurtuluyok.
Çıhrık : İp yapmak için ip bükülen alettir.
Çıtak : İri güçlü varlıklar için kullanılır. Çıtak inek.
Çiğ : Pişmemiş.
Çiğid : Kaysı, erik çekirdeği.
Çimmek : Yıkanmak.
Çinik : Tahıl ölçme aracıdır.
Çipil : Göl.
Çitin : Çetin.
Çivi : Kozalak.
Çomba : Erkek manda.
Çökelik sündürmesi : Çökeliğin yağda haşlanması.
Çölpe : Beceriksiz.
Çöte : Uzun ucu sivri değneklere denir. Bağ, bahçe işlerinde destek amaçlı kullanılır. Aynı zamanda güçlü kuvvetli anlamına gelir.
Çul :Kilim
Çulluk : Bir çeşit kuş türü.

Ecrin 28 Haziran 2013 17:56

Cevap: Çorum
 
D

Dangır : Dalye oyunu.
Daldaşşak : Çırıl çıplak.
******* : Hakaret nitelikli bir söz.
Dam : Ahır Damisti : Evin üstü, üst tarafı.
Danisga : En iyi âla manasında olan söz yörede hakaret manasına kaymış. Davar : Koyun sürüsü.
Deâl : Değil
Deami : Değil mi?
Deh : Şaşırma ünlemi.
Dene : Tahıl tanesi.
Denek : Üzüm bağlarındaki bağ kütüklerinden her biri.
Denelemek : İnek, tavuk gibi hayvanların yediği tahılı hazmedememesidir. Dırmık : Tarla, bahçede kullanılan düzenlemeyi sağlayan bir alet.
Didiklemek : Çekiştirerek koparıp, parçalamak.
Dirget : Ot toplamakta, harmanda sap toplayıp yaymakta kullanılan harman aleti.
Doluhmak : Dolmak (mecazi anlamda)
Domatis gavurması: Domates haşlaması
Domuşmak : Doluşmak.
Dorutmak : Donuk şekilde, keyifsizce durmak.
Dovah : İnekler için kullanılan bir söz.
Döşşek : Yatak.
Döven : Tahıl ürünlerinin sapını, tanesinden ayırmak için kullanılır. Bugün ki patozun görevini yapan eski bir alet ve hayvan gücüyle yapılırdı.
Duğdu : Balta gibi aletlerin keskin olmayan, bir şeyi döğmeye, ezmeye gibi işe yarayan kısmına denir.
Dünemek : Yatmak. Genelde tavuk gibi dünemek deyimi için de kullanılır.

Ecrin 28 Haziran 2013 17:57

Cevap: Çorum
 
E

Ebem guşağı : Gök kuşağı.
Ecik : Az bir parça.
Eğdişmek : Karşılıklı laflarla birbirleriyle uğraşmak.
Eleşme : Aleşme bak.
Elevay : Eringeç, isteksiz, beceriksiz.
Elfene : Piknik. Elig : İp bükülen alet.
Ellamki : Allah bilir ki, herhalde.
Eme : Hala. Emme : Amma.
Emmi : Amca.
Enek : Anapara, sermaye, çocuk oyunu.
Erişte : Yöresel kesme makarna.
Ersin : Kesici bir hamur kesme aracı. Hamur bıçağı.
Esik : Düzlük.
Essahmıdiyon : Sahimi söylüyon.
Eşelek : Bir meyvenin yenilip atılan kısmı. Elma eşeleği.
Eşşek gibi adam : Baba yiğit adam.
Evcimen : Evden dışarı çıkmayan, evine bağlı. Şu gelinde çok evcimen.
Evişte : Evvelden
Evişleyin : Evvel zaman.
Evlek : Bir miktar, bir parça topluluk.

Ecrin 28 Haziran 2013 17:58

Cevap: Çorum
 
F

Fallafaş : Hal ve hareketlerinde cıvı, kendini dağıtmış kişiler için kullanılır.
Foşur : Eskiden tek kırma, tüfek manasında.
Fenikmek : Yorgun, bitkin hale düşmek. Açlıktan feniktim.
Feyilsiz : Doymayan, sürekli isteyen.
Fırtlak : Gırtlak.
Fışkı : Kötü kadınlar için söylenen bir söz. Ama genelde kızgınlık anında söylenen bir sözdür.

Ecrin 28 Haziran 2013 17:58

Cevap: Çorum
 
G,Ğ

Gabardak : Balon.
Gaçemer : Pratik.
Gadam : Erkek kardeşim.
Gagoz : Kakoz.
Gahrık : Balgam, tükürük.
Gâl : Cevizin kabuğundan ayrılması.
Galıç : Eski orak. Biçmeye yarayan “Ç” şeklinde bir alet.
Gallanuç : Ötürük.
Gamga : Ufak odun parçaları.
Ganara : Boğazi sağlam, çok yiyen.
Gançı eşşek : Kancık, dişi eşşek.
Ganıttırmak : Kaldırmak.
Gap gaçak : Mutfakta bulunan (tabak, kaşık, çatal, kazan, bıçak gibi) eşyaların genel adı.
Garı yemâğ : Düğünde kesilen ineğin karnından yapılan bir et yemeği.
Garıg : Bağ, bahçedeki bölümlere
Gasnah : Çember. Gatıh : Ayran.
Gavırga : Kavurga
Gavız : Ekinin yıkandıktan sonra kalan kabuk kısmıdır.
Gavlık : Balon.
Gaykıllmak : Olduğu yerden başka bir yere kaymak. Hareket etmek.
Gayım : Sağlam.
Gayış : Kemer.
Gaylen : Gayli, gayrı.
Gazayağ : Traktöre takılıp tasla sürmeye yarayan alet.
Geceotun : Gece vakti, geceleyin.
Gedik : Eksik.
Get baba get : Birisine güven kalmadığını ifade eder.
Gırık : Eşşek yavrusu.
Gırıntı : Büsküvi, çerez gibi yiyeceklere verilen genel ad.
Gıymık : Odun ve başka nesnelerin küçük küçük parçası. Odun gıymığı.
Gıynak : Cevizin parçalarına denir.
Gıypıtmak : Geri çekilmek.
Gızan : Köpeklerin çiftleşme zamanındaki haline denir.
Gız bellemek : Bir kızı sevmek, aşık olmak.
Gidişmek : Kaşınmak.
Gilik : Mayalı hamurun, yağlı, yağsız tavanda ya da saçta pişirilmesine denir. Go : Mavimsi, gök rengi, kedi gözü rengine verilen ad.
Go bahla : Kuru fasulye.
Gobel : Küçük erkek çocuk. Anasız babasızlara da bazı hallerde denir.
Gocuk : Mont. Gonah : Bebeklerin kafalarındaki kepeğe denir.
Goruk : Üzümün olgunlaşmamış haline denir.
Goşam : Çok, kuçak. Goşam paşam. Kuçak kuçak.
Goynek : Gecelik, gömlek. Gozer : Halburun daha büyüğüne denir.
Göynümek : Çürümek.
Gunnacı : Eşşek ve kedinin hamile olması haline denir.
Gurk : Anne tavuk.
Güğüm : Bakırdan yapılmış, itbiğin büyük şeklidir.
Güllâp : Menteşe.
Güvezi : Vişne çürüğü rengi.
Güyâ : Damat

Ecrin 28 Haziran 2013 17:59

Cevap: Çorum
 
H

Hâbe : Heybe, çanta. At ve eşşek sırtına konan ve yük taşımaya yarayan alet.
Hakık : Kolye.
Hakla : Ölçek. Tahıl ölçü birimi ve araçıdır.
Hâla : Tuvalet. Halbır : Eleğin daha seyrek örülmüş şekli, biraz daha büyüğüdür.
Halha : Halka.
Hamır : Hamur.
Harar : Buğday ve arpa gibi tahılların konup saklandığı büyük kıl çullara denir. Hayat : Avlu.
Haydi hi : Haydi çabuk ol.
Hayma : Tarla, bağ, bahçeye yapılmış küçük yapılar.
Hazitmek : Hoşlanmak, hoşuna gitmek, sevmek.
Hedik : Buğdayın kazanda (hedik kazanı denir) su içerisinde kaynatılmasıdır. Helik : Yuvarlak, ufak taş parçasıdır.
Helki : Kova.
Heri : Yahu.
Heşlenmek : Bozulmak, kullanılmaz hale gelmek, kötülenmek.
Heybet : Çirkin, korkunç.
Hisenize : Haydisenize.
Holluk : Tavukların yumurtladığı yer.
Höst : Hayvanlar için, özellikle inekler için kullanılır.

Ecrin 28 Haziran 2013 17:59

Cevap: Çorum
 
I

Iğıl ığıl : Hızlı hızlı.
Imıl ımıl : Yavaş yavaş.
Irak : Hafif açıklık.
Iramık : Römork.
Irbık : İbrik.
Irgalamak : Sallamak.
Isıcak : Sıcak.
Islak : İyi, güzel.
Işılaklı zân : Parlak, metal tabak.
Ivıl ıvıl : Yavaş yavaş.

Ecrin 28 Haziran 2013 18:00

Cevap: Çorum
 
İ

İbik : Kenar, uç. Yorganın ibiği.
İdare : Eskiden kullanılan bir lamba.
İğdişmek : Eğdişmek bak.
İlân : Leğen.
İlik : Düğme.
İlistir : Süzgeç.
İskedos : Orta direk.
İşcimen : Eli iş tutan, elinden iş gelen, çalışkan, hamarat.
İşirat : Heybet bak.
İşlik : Yelek.
İşte diyoma : İşte diyorum ya.
İt dirsağ : İt dirseği. Gözde çıkan çıban.
İyecen : Bıtırak türü.

Ecrin 28 Haziran 2013 18:00

Cevap: Çorum
 
K

Kanatlı : Evin avlusunun dış, büyük kapısı.
Kâse : Bardak.
Kekinmek : Zorlamak.
Kelle : Bir şeyin üst başı. Mısır kellesi, ekin kellesi.
Kendir : Kalın ip.
Kerme : Tezek.
Keskenmek : Vurmaya çalışmak.
Kıl çul : Keçi gibi hayvanların kılından yapılan kilim.
Kırklık : Koyun kırkılmasında kullanılan alet.
Kile : Tahıl ölçmede kullanılan birim.
Kirbikli zân : Bir çeşit tabak.
Kirkit : Eskiden, çul dokumalarında ipleri sıkıştırmaya yarayan alet.
Kirman : Koyun yününden yapmaya yarayan alet.
Komüş : Manda Kop : Koş.
Koşma : İki yuvalama arasının duvara değdiği yer.
Koya : Güya. Kösa : Ateş.
Köskürağ : Köz küreği. Aynı mananda süpürgeyle çöp küreği olarak da kullanılır.
Kötülemek : Zayıflamak, hastalanmak.
Kunde : Günde.
Kürümek : İtelemek, temizlemek. Dam (ahır) kürümek.
Küskü : Bir nevi kaldıraç. Genelde sağlam ağaç küsküler kullanılır.

Ecrin 28 Haziran 2013 18:00

Cevap: Çorum
 
L

Leylak parası : Ufacık yuvarlak renkli taşlara verilen ad.
Lılagalmak : Kendinden geçmek, bayılmak.
Looğubu : Çok ağır.
Loğtaşı : Ağır taş. Seten taşıdır. Atın bu taşı döndürmesiyle buğday kırılarak yarma haline gelir.

Ecrin 28 Haziran 2013 18:01

Cevap: Çorum
 
M

Mala : İnşaatta sıvada kullanılan alet.
Malama : Patos tıkandığı zaman altına biriken saman ve dene karışımı.
Mamir : Zorlu, sağlam.
Mayıflanmak : Oyalanmak.
Mayıs : Tezek.
Mayışmak : Çok yemek, sıcak ve zevkten gevşemek.
Mazarat : Yaramaz.
Mazı boyun : Kalın boyun.
Metemali : Yaramaz.
Merzuvan : Merdiven.
Mezmendirek: Mazı boyun.
Mocurtas : Büyük taş.
Motur : Traktör.

Ecrin 28 Haziran 2013 18:01

Cevap: Çorum
 
N

Nacak : Balta.
Nahıt : Ne vakit.
Nalet : Lanet.
Namıssız : Namussuz.
Naşşa : Nasıl.
Neader : Ne kadar.
Neaptin : Ne yaptın.
Nedi : Neden.
Nefad : Ne vakit.
Nirden : Nereden.
Niyaman : Ne yaman
Nodul : Önderenin küçüğü bak. Eskilerde kullanılır.
Noldun : Ne oldun.

Ecrin 28 Haziran 2013 18:10

Cevap: Çorum
 
O

Ofâd : O vakit.
Ohla : Oklava. Hamur açmaya yarayan alet.
Okgel : Çocukların oynadığı çizgi oyunu.
Oluk : Çeşmenin önüne taş, beton, ağaç gibi maddelerden yapılan ve suyun birikmesinin sağlandığı bir yapıdır.
Orak : Harman

Ecrin 28 Haziran 2013 18:11

Cevap: Çorum
 
Ö

Öcbe : Cibelik, şımarık.
Öğürsemek : İneklerin gizanlığı. (bak. gızan)
Öllük : Bir çeşit toprak çeşidir. Kadınlar doğum yapınca ve çocuklar sıcak öllük toprağına yatırılır.
Öndere : Öküzleri koşturmaya yarayan ucu sivri çubuk.
Örme : Sicim, halat.
Ösâd : O saat, hemen.
Örtü : eşarp
Öteberi : Giyecek, yiyecek, içecek gibi şeyleri kapsar. Öteberi aldım.
Ötürük : İsal.

Ecrin 28 Haziran 2013 18:11

Cevap: Çorum
 
P

Pala : Minder.
Parsı: Ufak tahta.
Pelver : Salça.
Peşgir : Havlu.
Pısırık : Uyuşuk.
Parsumak : Çörümeye yüz tutmuş, göynümüş bak.
Poyrek : Böbrek.
Pöçük : Koyunun kuyruk kısmı.
Pörçük : Çok, sık.
Pür : Çam yaprağına denir.

R

Ramık : Römork

Ecrin 28 Haziran 2013 18:11

Cevap: Çorum
 
S ,Ş

Sahu : Çeket.
Saç : Tandırda, üstünde ekmek yapılan araç.
San : Tadı bozuk. Bitkilerin hastalanması.
Sap : Mahsulün biçilmesinden ve hasatından sonra geriye kalan kısım.
Sarma : Yaprak dolması.
Savak : Aklı başında olmayan, salak.
Savmak : Atlatmak, geçirmek. Bu sene çok düğün savdık.
Savsak : Saf yapılı, aptal kişilere denir.
Saymı : Sahi mi.
Seartmek : Koşmak.
Sede : Sadece
Seki : Sedir.
Seklem : Eşşek gibi yük hayvanlarının üzerine çuvalları yüklemek.
Sele : Büyük metal leğen. Ekin selesi.
Seten : Yarma bulgur yapımı için, Lağtaşı etrafında atların koşturulduğu yer. Sıfra : Sofra.
Sinmek : Pusmak.
Similik : Hareketlerinde yavaş, pasif, uyuşuk.
Sivitlemek : Sıyırmak. Meyveyi dalından ayıklamak, sıyırmak. İğde sivitlemek. Sohamires : İstenmedik şeyler için kullanılır. Get sahamires şeytanmısın ne. Soku : Seten
Somsuk : Sıkı yumruk. Somun ekmeği: Fırın Ekmeği.
Sulukluk : Eski evlerde bulunan, banyo yapılan yer.
Sumay : Sima.
Susa : Yol.
Şamşırtmak : Şaşırtmak.
Şaplak : Şamar.
Şartolsun gu : Yemin olsun ki.
Şınavat: Üzümlerin ezilerek suyunun çıkarıldığın, ağaçtan yapılmış alet.

Ecrin 28 Haziran 2013 18:11

Cevap: Çorum
 
T

Tabak olmak : Aksamak. İnek gibi hayvanların ayaklarındaki hastalık.
Tandır : Köy ekmeğinin yapıldığı yer.
Taşırgamak : Yaralanmak, şişmek. İneklerin ayağının şişmesi.
Tavatır : İyi, ıslak.
Taylamak : Paylamak.
Tehne : Tenha.
Tekne : Ekmek tahtası.
Temek : Dam (ahır) penceresi.
Teslik : Hayvan pisliğinin, tezeğin atıldığı yer.
Tezek : Mal, davar dışkısı.
Tıngırdak : Mal, davarın boynuna takılan zil.
Tırban daşı : Tırpanı keskinleştirmek için kullanılan iyedir.
Tırlamak : Delirmek.
Tısga : Zayıf. Tokaç : Kadınların çamaşır yıkarken kullandıkları, çamaşır düğme aracı.
Toktir: Doktor.
Tonnet : Çocukların tahta ve bilyeden yaparak sürdükleri çocuk oyuncağı. Toplu : Pencere.
Tortullu : Mobilet.
Töllek : Ötürük.
Tumman : Don, pijama.

Ecrin 28 Haziran 2013 18:12

Cevap: Çorum
 
U

Uçgur : Lastik
Uğullemek : Uyuması için sallamak. Bebek uğullemek.
Uğunmek : Aşırı derecede ağlayarak kendinden geçmek. Bebek uğundu. Uğütmek : Değirmende un veya zavar (hayvan yemi) yaptırma olayına denir. Urba : Elbise, giyecek.
Ürelûn : Geçen gün.
Üflük: Islık.
Üzüm şiresi : Üzümün suyuna denir.

V

Verep : Yama.
Vid vid : Tavuğu yeme çağırma seslenmesidir.

Y

Yağınlı : Vücudun sağ, sol kısımları.
Yan : Yuvalama.
Yavan ekmeğ : Köy, yufka ekmeği.
Yarma : Kırılmış buğday.
Yelikmek : Hızlanmak,yel gibi hızlı koşmak.
Yılbırt yılbırt :
Kesik kesik Yılmık : Tarlanın tırmıklanmasıyla, oluşan zavacıklara denir. Tava bak.
Yiğin : Sık.
Yumak dökmek: Ekmek etmek.
Yumurta böddürmesi: Yumurta kaynatması, haşlanması.
Yuvalama : Evlerin çatı kısmı için kullanılan, kalın ağaç malzemesidir.
Yüklük : Yatak, yorganların katlı bir vaziyette, üst üste dizilmiş vaziyette evin bir köşesinde bulunmasına verilen ad.

Z

Zaan : Tabak.
Zahdi : Zaten.
Zavar : Hayvan yemi. Genelde arpanın değirmende uğudülmesile hazırlanan yemi ifade eder.
İneklere zavar uğuttüm.
Zavzı : Bağ bahçedeki yetişenlere denir.
Zerzelemek : Kilitlemek.
Zevzeklenmek: Gevezelenmek.
Zıbın : Eski giyim, üçetek.
Zırta : Zibidi.
Zırtapoz : Zibidi.
Zırto: Zibidi.
Zor etmek : Zorlamak, işi yokuşa sürmek.
Zoba : Soba.
Zobu : İri, güçlü ve hantal.
Zorunsamak : Erinmek.
Zova : Ekinin tırbanla biçildikten sonraki oluşan bölümlerine denir.
Zöfür : Sahur. Zust : Sus.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:02.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk