Bence konunun başlığı, Gerçek Laiklik ve Türkiye'deki Laiklik Anlayışı olmalıydı. Yukarıdaki tanımlara katılıyorum. Ancak Türkiye'de tamamen farklı bir laiklik anlayışı ve bu anlayıştan doğan bir dayatma var. Bu da ; din ile devlet işlerini ayırmak değil, aksine devletin dini kontrol altına almaya çalışmasıdır. Bunun örneklerini saymakla bitiremeyiz. Güncel olan bir kaçı ; başörtüsü yasağı, Kuran kurslarının kapatılması ve Kuran talebelerine yaş sınırının getirilmesi vs sayılabilir.
Bu konuda, Fransız akademisyen Pierre-Jean Luizard ile Zaman gazetesi bir söyleşi yapmış ve akademisyen Fransa'daki laiklik ile Türkiye'deki laikliğin çok az benzerlik taşıdığına işaret etmiştir. Buradaki laikliğin, zamanında Fransa'nın, sömürgesi olan Cezayir'e dayattığı laikliğin bir kopyası olduğunu belirtmiştir.Söyleşinin tamamı için, bakınız ;
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Türkiye kendi kimliği ile örtüşmeyen ne aldıysa Batı'dan hep sorunlar yaşamış ve aldıklarının ıslahıyla boğuşmuştur. Bunun bir örneğini hukuk sistemimizde de görmekteyiz. Medeni hukuk İsvicre'den, ceza hukuku İtalya'dan, ticaret hukuku Almanya'dan alınmış sözde bize uyarlanmıştır. Ancak gerek dini gerekse kültürel bir çok sorun ortaya çıkmıştır.
Türkler tarih boyunca dinlerini herşeyin üzerinde tutmuş, ona göre yaşamış ve ona göre yönetmişlerdir. Bu Gök Tanrı inancı hakimken de böyle olmuştur İslam dini hakimken de.. Öyleki devleti yöneten kağanlar Kut anlayışı ile halkı yönetme işini kendilerine Tanrı tarafından verildiğine inanmışlardır.
Din ve devlet her zaman iç içe olmuş Cumhuriyet dönemine kadar bir ayrıma gidilmesi düşünülmemiştir. Ne olduysa cumhuriyet devrinde bir ayrıştırma süreci başlatılmıştır. Maksat ise devletin bizzat dini kontrol etmek istemesidir. Hatta bunun için okullar açılmış, Diyanet kurulmuştur.
Laiklik, birilerinin elinde kalkan olmuş dindarlara karşı baskı unsuru olarak kullanılmıştır. İçimizdeki cahiller de maalesef bu insanlara çanak tutmaktadır..