Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06 Şubat 2010, 00:39   #1
Çevrimdışı
Freedom
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Hristiyan mezhebleri




Günümüz Hristiyan Mezhepleri


Arapça'da mezhep "Gidilen yol, bir dinin kollarından her biri, ilim ve felsefede seçilen yol, meslek" vb. anlamlara gelir. İslâm Dini'nde olduğu gibi Hristiyanlık'ta da birtakım mezhepler vardır.
Hristiyanlık'ta mezheplerin teşekkülünü, Hz. İsa'nın dünyadan ayrılmasından hemen sonra O'nun dinine giren Pavlus'la Hz. İsa'nın cemaati arasındaki ihtilâflara bağlayan görüş daha ağır basmaktadır. Gerçektende Pavlus'un Hristiyanlığı kabul etmesinden sonra O'nunla Hz. İsa'nın cemaati arasında çıkan ihtilâflar onların kısa zamanda ikiye bölünmelerine sebep olmuştur.
Bir başka açıdan mezheplerin doğmasını, inanç, ayin vb. konulardaki ihtilâflarla, XI. yüzyılda Doğu-Batı Kiliseleri'nin birbirinden kopmasına, hatta reform hareketlerine bağlayan görüşü benimseyenler de bulunmaktadır. Burada kiliseler arasındaki ihtilâflardan çok, halen günümüzde varlığını sürdüren belli başlı üç Hristiyan mezhebinden (Katolik, Ortodoks, Protestan) anahatlarıyla söz edilecektir.
1- Katolik Mezhebi
Bir diğer adı Roma Katolik Kilisesi olan Katolik Mezhebi, Hristiyan dünyasının en büyük ve en köklü mezhebidir. İnançlarına göre bu mezhebi, havarilerin ilki olan Petrus kurmuştur. (90) O aynı zamanda Hz. İsa'nın vekilidir. Petrus'tan sonra gelen papalar da Petrus'un vekili sayılırlar. Böylece Papa ruhanî reis sıfatıyla Hz. İsa'nın yeryüzündeki temsilcisidir. 1870 yılında toplanan Vatikan Ruhani Meclisi Papa'nın yanılmazlığını ilân etmiştir. (91) Katolik Mezhebi'nde ruhban sınıfı aşağıdan yukarıya rahip, piskopos , kardinal ve papa şeklinde hiyerarşik bir yapıya sahiptir. Katolik Mezhebi'nin başlıca özellikleri şunlardır:
1- Papa dinî başkandır, Hz. İsa'nın vekili, Petrus'un halefidir.
2- Papa yanılmaz bir otoritedir. Roma diğer kiliselerin hepsinden üstündür.
3- Ruhu'l-Kuds tarafından idare edilen Roma Kilisesi evrenseldir.
4- Ruhu'l-Kuds, Baba ve Oğul'dan çıkmıştır.
5- Hz. İsa hem ilâhî, hem insanî tabiata sahiptir.
6- Hz. İsa da, Hz. Meryem de günahsızdır, aslî suçtan uzaktır. Meryem, Tanrı yanında şefaatte bulunabilir. O, göğe yükselmiştir. (92)
7-Azizler de Tanrı katında sözcü olur, şefaatte bulunabilir.
8- İnsan aslî günah içindedir. Buna karşılık kötülüğe meyletmek günah değildir, günaha sevkeder. Günah çıkarma çok önemlidir. Bunun, günah çıkarma hücresinde papaza itiraf şeklinde olması gerekir. (93)
9- Sakramentler yedi tanedir. Ruhban zümresi evlenemez. Onların dışındaki evlenenler de boşanamaz. Boşandıktan sonra evlenmek zina sayılır.
10- Yirmi Konsil'in aldığı kararlar kabul edilir.
11- Cuma günü et ve yağlı yiyecek yemek yasaktır.
12- Son hüküm gününü, cenneti, cehennemi ve Araf'ı kabul ederler.
13- Geleneklere bağlı kalmak lâzımdır.
14- Ayin dili Latince'dir. 1965'deki II. Vatikan Konsili'nde değişik dillerde de ayin yapılmasına izin verilmiştir. (94)
Katolik Mezhebi'nde papazların başlıca görevleri, vaftiz, tövbe, çile, günah çıkartma, ahilere yağ sürme, evlenme vb. takdis törenlerini yönetmektir. (95) Temelde aynı inançları paylaşmakla beraber, ayrıntılara ait konularda Katolik Mezhebi'nden ayrılarak ortaya çıkan bazı küçük mezhepler vardır:
1- Keldani Mezhebi, 2- Ermeni Mezhebi, 3- Süryani Mezhebi, 4-Maruni Mezhebi, 5- Kıpti Mezhebi.
2- Ortodoks Mezhebi
Yunanca'da Ortodoks " Doğru görüş, inanç ve doğru itiraf" anlamına gelir. Bu mezhebin Dinler Tarihindeki diğer isimleri şunlardır:
Doğunun Ortodoks, Katolik ve Apostolik Kilisesi, Ortodoks Doğu Kilisesi, Doğu Kilisesi, Ortodoks Kilisesi ve Rum Ortodoks Kilisesi. (96) Ortodoks Kilisesi'nin Katolik Kilisesi'nden 1054 yılında (97) kesin olarak ayrılmasında (98) dinî ve siyasî birtakım sebeblerin büyük rolü olmuştur:
1- Katolik Kilisesi'nin müşrikler arasında dini yaymak için bazı tavizler vermesi.
2- Roma'nın itirazına rağmen imparatorluk merkezinin İstanbul olması.
3- Batı Roma Devleti'nin yıkılmasından sonra ortaya çıkan otorite boşluğunu Papalığın doldurmak istemesi.
İnanç ve ayinler bakımından Ortodoks Kiliseleri bazı siyasî ve idarî sebeblerden dolayı birbirinden ayrılmıştır:
a-1054'deki Doğu-Batı ayrılığından sonra Ortodoksluğun merkezi Bizans olmuştur.
b- İstanbul'un Türkler tarafından fethedildiği 1453'ten sonra Rus Ortodoks Kilisesi İstanbul Patrikliği ile mücadeleye girişmiştir.
c- Rus ihtilâli (1917)'nden sonra İstanbul Ortodoks Patrikliğiyle mücadeleden vazgeçen Rus Ortodoks Kilisesi Patriklik halini almıştır.
Ortodoks dünyasının dört büyük patrikliği (İstanbul-İskenderiye, Antakya, Kudüs) vardır. Diğer, bölgelerdeki millî kiliseler idari yapı itibariyle bu dört patrikliğe bağlıdır. Ortodoks Mezhebi'ni diğer Hristiyan mezheplerinden ayıran başlıca özellik şunlardır:
1- Patrik ruhanî başkandır.
2- Papa yanılabilir. O Hz. İsa'nın vekili değildir.
3- Ruhu'l-Kuds, Oğul yoluyla Baba'dan çıkmıştır.
4- İlk yedi konsilde alının kararları kabul etmek lâzımdır.
5- Ancak, Meryem, İsa ve Aziz ikonlarına (99) saygı gösterilir.
6- Her ülke ibadetini kendi diliyle yapmakta serbesttir.
7- Günahkârlar, işledikleri günah ölçüsünde A'râf ta bekletilirler.
8- Keşişler, piskoposlar ve patrikler evlenemez; papazlar evlenebilir. Boşanma ancak bazı şartlarla mümkündür.
9- Vaftizden hemen sonra Konfirmasyon yapılmalıdır.
10- Evharistiya ayininde ekmeğe maya, şaraba su katarlar.
11- Haç sağdan sola çıkarılır ve Haç'ın kolları birbirine eşittir.
Kuruluş dönemlerinde bütün Doğu Ortodoks Kiliseleri, İstanbul Ortodoks Kilisesi'nin idare ve kontrolü altında iken, daha sonraları parçalanmalar olmuş şu kiliseler doğmuştur:
1- Süryani Ortodoks Kilisesi, 2- Rum Ortodoks Kilisesi, 3- Ermeni Ortodoks Kilisesi, 4- Rus Ortodoks Kilisesi.
Dinler Tarihçilerinin genellikle savunduklarına göre Ortodoks Mezhebi'nin doğması, İznik (325) ve O'nu takibeden altı Konsil'de alınan bazı kararlar sonucunda olmuştur. (100) Ancak Ortodoksluğu kabul edenler İznik Konsili'nde değişik fikirler ortaya atan Arius, Nestorius vb. din büyüklerinin görüşlerine her zaman cephe almışlardır.
Katolik mezhebi ile Ortodoks mezhebi arasında tesbit edilebilen başlıca ayrılıklar şunlardır:
1- Katoliklere göre Ruhu'l-Kuds Baba ile Oğul'dan, Ortodokslara göre ise Allah'ın göndermesinden meydana gelmiştir. (101)
2- Katoliklere göre papa yanılmaz; ilâhî kudrete sahiptir. Ortodokslara göre ise O, ruhani bir liderdir; ilâhî bir gücü yoktur.
3- Katoliklere göre papanın iman, ibadet, ahlâk vb. konulardaki her sözü münakaşasız kabul edilmelidir, Ortodokslara göre ise papa da bir insandır, yanılabilir.
3- Protestan Mezhebi
Almanca'da "protestieren" kelimesinden alınmış olan Protestan "itiraz, protesto, başkaldıran" anlamlarına gelir. Protestan mezhebinin doğuşu, XVI. yüzyılda Martin Luther (1489-1546)'in Roma Katolik Kilisesi'ne karşı;
1- Günahları bağışlamak,
2- Günahların bağışlanmasını malî bir kaynak haline getirmek,
3— İncil yorumunu kendi tekeline almak,
4— Ayin dilinin mutlaka Latince olması vb. hususlara itirazları ile başlamıştır.
Martin Luther itirazlarına kısa zamanda taraftar bulunca hareket hızla büyüyerek yayılmıştır. (102) İtirazcılar kendi görüşlerini çeşitli mahfillerde açıklamak imkânı buldukça, onların fikirlerini benimseyenler de o nisbette artarak geniş bir coğrafyaya sahip olmuştur. Protestan mezhebine İncil Kilisesi de denir.
Protesto hareketinin yaygınlık kazanması, reformasyonun başlaması ve çeşitli kiliselerin doğmasıyla sonuçlanmıştır. Protastanlığa göre Allah'a ulaşabilmek için hiçbir kilise görevlisinin aracılığına ihtiyaç yoktur. Hristiyan geleneğinin yakın geçmişten aldığı şeklin bir diğer adı olan Protestanlık, kilisenin bizzat kendi değerlendirmesine göre:
1- İtirafla ilgili durum,
2- Ruhanî tavır,
3- Hristiyanlığa daha uygun bir görünüm verme vb. noktalarda geçmişine nisbetle yeni bir hüviyet kazanmıştır.
Protestanlık, tarihinin belirli bir döneminde ve bazı özel şartlar sonucunda ortaya çıkmasına rağmen, fikir ve ruhî yapı itibariyle sadece XVI. yüzyılın mahsulü sayılmamalıdır. Bazı Dinler Tarihçilerine göre, Protestan reformcular ile onları takib edenler, o yüzyılda yapılan dinî yorumlarla yeni bir gerçeği bulmak yerine, eski dinî gelenekleri yeniden ortaya koymuşlardır. Bu bakımdan protestanları, kâşif değil, yenileyici olarak görmek lâzımdır. İnançlarına göre günahkâr bir kişi ancak Tanrı'nın karşılıksız inâyetiyle kurtuluşa erebilir. Protestan mezhebi son dört yüz yıl içinde başlıca iki dinî tür olarak kendini göstermiştir:
1- Klasik Protestanlık,
2- Radikal Protestanlık.
1- Klasik Protestanlıkla Hristiyanlığın aldığı yeni şekle karşı isyan ederek kilisenin Katolik anlamını koruyan büyük kilise sistemleri kastedilmektedir.
2- Radikal Protestanlık terimi daha çok bu mezhebin ortaya çıkışını açıklayan olayı anlatmak için kullanılmaktadır. Bu terim aynı zamanda dinî gruplarla dinî düşünce ekollerini de içine almaktadır. Bu ekolün mensupları Kitab-ı Mukaddes ile Hristiyan kilisesinin dinî merasim varisleri (103) olduklarını iddia etmişlerdir.
Protestanlığın ilk ifadesi Lutheryanizm'dir. Bu terimle Martin Luther'in faaliyetleri, O'nun ruh ve görüşüne borçlu olan Hristiyan fikirleri ile özel kiliseler anlaşılır. Bu ekol, kulun hayatı ve kilise ibadeti üzerinde özellikle durmuştur.
Protestan Mezhebi'nin özellikleri şunlardır:
1- Papa da bir insandır, yanılabilir.
2- Diğer iki büyük hristiyan mezhebinin kabul ettiği teslise inanırlar.
3- Kutsal kitabı yorumlamaya herkes yetkilidir.
4- Sakramentlerden yalnız Vaftiz ve Evharistiya'ya inanırlar.
5- Azizleri kabul etmezler.
6- Kiliselerde resim ve heykel lüzumsuzdur.
7- Haç çıkarma geleneklerine inanmazlar.
8- İbadet ve ayinleri herkes kendi diliyle yapabilir.
9- A'râf ve ebedî ceza yoktur.
10- Hz. Meryem sıradan bir insandır; ilâhî bir niteliği yoktur.
11- Günah çıkartma işlemi mantıksız bir uygulamadır.
Protestan Mezhebi öncelikle kendi büynesinde üç ana kola ayrılmıştır:
1- Lutheryanizm, 2- Kalvinizm, 3- Anglikanizm.
1- Lutheryanizm, Protestanlığın ilk şeklidir ve Martin Luther'in fikir ve ideallerini benimseyen özel Hristiyan görüşünü temsil eder. Lutheryan Kiliseleri Almanya, Skandinav ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletlerinde daha çok yaygındır. İnançlarına göre kilise, lâik hayattan sorumlu tutulamaz.
2- Kalvinizm, günümüz Protestan dünyasının ikinci ekolünü teşkil eder. Bir diğer adı Reforme Hristiyanlık'tır. Akımın kurucusu ve öncüsü olan John Çivin, sıkı bir dinî tecrübeden geçmiş Fransız asıllı, ilâhîyat sahasındaki yazılarıyla tanınmış bir kişidir. O'nun gayesi mevcut Hristiyanlık'ta reform yaparak dinî başlangıçtaki, asıl haline kavuşturmaktır. O'na göre Hristiyanlığın topluma karşı, birtakım görevleri olmalıdır.
3- Anglikanizm, VIII. Henry devrinden beri İngiltere'nin Resmi Kilisesi'dir. VIII. Henry (1491-1547) ile Papa arasındaki bir kavgadan sonra doğmuş olan Anglikanizm'in en başta gelen hedefi Hristiyanlığı kendi öz niteliğine yeniden kavuşturmaktır. Onlara göre papalık ile Presbiterianlık arasında en azından orta bir yol olmalıdır. Bu yalnız kilise teşkilâtı düzeyinde değil, doktriner anlamda da gerçekleştirilmelidir.
Protestanlık bu üç ana kolun dışında ikinci derecede diyebileceğimiz on küçük gruba daha ayrılmıştır.
4- Anglikan Kilisesi:
Reform Hareketi'nden sonra (XVI. yüzyıl) İngiltere'de doğmuş bir Hristiyan ekolüdür. Protestanlığın İngiltere'ye has şekli olan Anglikanizm, Katolik-Protestan çatışmasında uzlaşmacı bir yol izlemiştir. Anglikan Kilisesi, VIII. Henry'den itibaren Roma ile olan bağlarını koparmıştır. Anglikanizm'i Kitab-ı Mukaddes'e bağlı, kısmen reforme edilmiş bir Katolik Mezhebi olarak görmek daha yaygındır. Papanın otoritesini reddeden Anglikan Kilisesi, XVI. yüzyıldan beri ibadette Latince yerine İngilizce'yi kullanır. Kilise kral ve kraliçe tarafından temsil edilir.
Anglikan Kilise'sine göre iki sakrament (Vaftiz, Evharistiya) esastır. Anglikanizm XVIII. yüzyıldan itibaren Amerika, Kanada, Avustralya, Afrika, Yeni Zelanda ve Hindistan'da yayılmıştır.Yaklaşık 30 milyon mensubu bulunan Anglikan Kilisesi ve Roma Katolik Kilisesi arasında II. Vatikan Konsili (1962-1965)'nden sonra uzlaşma zemini arama gayretlerine girişilmiştir.
Radikalizm ve Protestanlık
Fransızca'da Radikalizm "ilim, din ve siyasette temelden, kökten değişiklikler yapma temayülü" anlamına gelir. Bizim burada üzerinde duracağımız Radikalizm, Hristiyanlık üzerinde yapılmak istenen köklü değişikliklerle ilgilidir.
Dinler Tarihi terminolojisinde Radikal Protestanlık terimi ile daha çok genel Protestanlık'tan yavaş yavaş kopan ve O'ndan bağımsız olarak teşekkül eden Hristiyan grupları ve dinî ekolleri kastedilmektedir. Bir bakıma bu gruplara, Reformasyon'un birtakım tartışmalardan sonra dünyaya gelen çocukları demek mümkündür. Bunlar özel yapı ve davranışlarından dolayı İngiltere'nin resmî kilisesiyle uyum sağlayamamışlardır. Radikal Protestanlığı iki grupta incelemek mümkündür:
1- Evangelik, 2- Hümanist,
Radikal Protestanlığın en önde gelen temcilcileri Babtistler, Kongregasyonistler, Metodistler ve Kuveykırlar'dır. Bu sayılan temsilcilerin, kendilerine özgü farklı görünümler sergiledikleri bilinmektedir. Bununla beraber Radikal Protestanlığın Hümanist kanadı, Hristiyan Kilisesi'nin din tanımayan kesimi ile özel bir şekilde ilgilenmiştir. Hümanistlerin en büyük arzuları Hristiyanlığın "zevk sahibi insanlara" karşı bir değeri bulunduğunu ispat etmektedir.
Hümanistler düşüncenin en büyük rehberi olarak vahiy yerine aklı temel almışlar onu gerçeğin başlıca kaynağı kabul etmişlerdir. Onların baz aldığı ölçü Hristiyanlık vahyi değil, ilmî bir buluş, bir felsefî ilke veya herhangi bir düşüncedir. Ancak bu akımın, gün geçtikçe nüfuz ve değerini kaybettiği ifade edilmektedir. Radikal Protestanlık özellikle şu ana noktalar üzerinde durarak kimliğini kanıtlamak istemiştir:
1- Kurtuluşa ermek için Hz. İsa'ya tam anlamıyla inanmak lâzımdır.
2- Kilise'nin ve dünyanın mutlak efendisi Hz. İsa'dır.
3- Gerçek kilise Hz. İsa tarafından kurulmuştur. Kurtuluş ancak bu kilisededir.
4- Hz. İsa'nın gözle görünen kişiliği İncil'de açıklanmıştır. İnsan yaşamı boyunca daima O'nu örnek almalıdır.
5- Çarmıh'tan sonra dirilen Hz. İsa sonsuz bir güç ve çalışma kaynağı olmuştur.
Çağdaş Protestanlıkla meydana gelen gelişmeler hakkında John A. Mackay şöyle diyor?
Protestanlığın henüz dinî erginliğine erişemediğini, tarihî görevini tamamlamadığını belirtmek gerekir. Dörtyüzyıl önce Reform hareketinde olup bitenler bugün de hayatta, doktirinde ve kilise teşkilâtında ifade edilmek durumundadır. Çağdaş Protestanlıkla ortaya çıkan önemli gelişmeleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Tarihî Hristiyan inancı yeniden kavranmalıdır.
2- Kutsal Katolik Kilisesi gerçeği protestanları da kuşatmalıdır.
3- Dine dayanmayan düzen ile ilgili sorumluluk duygusunun yeniden canlanması sağlanmalıdır.
4- Evangelik Hristiyanlığın dünya çapında yayılması, protestan düşünürlerin bu yolda çaba sarfetmelerini gündeme getirmelidir.

(90) Bundan dolayı Katolik Kilisesi'ne Petrus'un Kilisesi de denir.
(91) Papa aynı zamanda Vatikan Devleti'nin başkanıdır. Resmi adı Stato Citta Vaticana olan, dünyanın bu küçük, fakat nüfuzlu devleti Roma şehrinin ortasındadır. Yüzölçümü 39 Km2'dir. Devlet başkanı olan Papanın seçtiği vali, şehrin idaresini üstlenmiştir. Devletin gelirini, dünyanın her yerinden katoliklerin yaptıkları yardımlar teşkil eder.
(92) Papalık Hz. Meryem'in Hz. İsa gibi günahsız olduğunu 1854'te, göğe yükseldiğini de 1950'de karara bağlayarak bunları bir dogma halinde ilân etmiştir, inançlarına göre Hz. Meryem hiç kimse ile ilişki kurmadan Hz. İsa'ya hamile kalmıştır.
(93) Lateran Konsili 1215 yılında toplanarak her hristiyanın yılda en az bir kere günah çıkartmasına karar almıştır.
(94) G. Tümer, A. Küçük, a.g.e., s. 161.
(95) Mehmet Aydın, Din Fenomeni, Konya, 1993, s. 131 vd.
(96) Monofîzit kiliselerle birlikte bu kiliselere İstanbul Patrikliği veya Rum Ortodoks Patrikliği de denir.
(97) Bazı Dinler Tarihçilerine göre bu ayrılığı 857 yılında başlatmak mümkündür.
(98) Bu ayrılığın en büyük sebebi Ayasofya Kilisesi üzerinde Romalıların hükümranlık isteklerini Bizanslıların reddetmesi ve hemen ardından Roma'yı lânetlemeleridir. Aforozun kaldırılması için ilk ciddi teşebbüs 7-12-1965 tarihinde Vatikan ile Fener arasında İstanbul'da gerçekleşmiştir.
(99) Meryem, İsa ve azizleri tasvir eden, özel bir şekilde yapılmış, kilise ve evlerde bulunan resimler.
(100) Ortodoks Mezhebi'nin teşekkülünde Gregorios, Athanasios, Kyrillos vb. kilise itibarını kazanmış kişilerin büyük rolü vardır.
(101) Katoliklerle Ortodoksların 1054 yılında birbirlerinden ayrılmalarına, Ruhu'l-Kuds'ün yalnız "Baba"dan mı, yoksa "Baba-Oğul"dan mı çıktığı meselesi de sebeb olmuştur. 1962 de başlayan II. Vatikan Konsili ise bu ayrılığı gidermek için toplanmıştır.
(102) Protestanlık ana hatlarıyla oluştuktan sonra ancak 1529'da Roma Katolik Kilisesi'nden ayrılmıştır.
(103) A. Abdullah Masdusi, a.g.e., s. 177.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet