Haraz'a
Nevbahar değil gelen,
Hazan, hüzün ve ezalar,
Gitti gidecek sandık bir ömür,
Umuda döndü kahır, kılıç ağzından döndü can.
Ardından uzunun noktaları kim bilir,
Adına hazan, hüzün çekilecek ezaları kim bilir
Nasıl, ne zaman biter, kim bitirir
Bir yavrunun çektiği acıları
Bir ananın duaları
Ya da bir mucize mi gerekir.
Kalbe sabır örülse, gözlere kahır
Her gün her gece oluyor sanki bir asır,
Ömürler tüketti hayatımızda bu acı fasıl
Bilmem bu acı nasıl gizlenecek,
Sandık ki bir ömür, bir anda tükenecek.
Tohum, dal ve yaprak
Bir önsözmüş yaşam fasılalarında,
Hüzün, hicran ve ezalar
Son söz olmasın yaşantımızda.
Zira bu acıyı hangi şadırvanın suyu dindirir
Bu yangını hangi dağın karı söndürür.
Acaba
Çok mu uzun,
Çok mu uzun zamanlar gerektirir
Bu yürek bu acıyı bilmem ki,
Bu bedene çok mu çektirir.