Ah, niye benim de fırtınalı bir hayatım olmadı?
Denizime düşen yelkenlileri birer yaprak gibi kaldırıp atmadım?
Zavallı, çaresiz yüreğimle neyin peşinde dolandım?
Sevda dağında ne aradım bilmem ki?
Bu akşam, kalbimde inleyen duygularımı şiire dökmeliyim,
Öyle kıyıda köşede değil mertçe gözyaşı dökmeliyim.
Öfkemin süvarileriyle daha ne kadar doludizgin yarışmalıyım?
Zorlu sevda dağında ne aradım bilmem ki?
Yalnızca yuvarlanmayı seven korkak bir taş gibiyim,
Gönlümle aklımın arakesitindeki fırtınaları dindiremedim.
Kırık kanatlı bir avare bülbül olup çıktım şimdi;
Başı karlı sevda dağında ne aradım bilmem ki?
Saf kor kesilen kalbim daha ne kadar tutuşacak?
Daha ne kadar güneşim böyle sensiz doğacak?
Sorular, ah bu sorular aklımın vazgeçilmez kamçıları şırak şırak;
Zorlu, başı karlı, sevda dağında hep seni arayacak...