Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20 Ocak 2011, 03:56   #1
Çevrimdışı
Sevda
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Nargilenin Tarihi, Nargile Nedir? Ve Nargile Kültürü + Nargile Teknikleri.





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Tarihi Ve Nargile Kültürü + Nargile Teknikleri.

NARGİLE’NİN TARİHİ

Nargile, tütün tarihinin üzerine kurulu bir tarihe sahiptir. Maya ve Astek uygarlıklarına kadar geçmişi olan tütün başlangıçta ayinlerde ve tedavi edici amaçlarla kullanılmıştır. Tütünün tarihsel ismi olan tabacco, yerlilerin tütün içtikleri saz borusunun ismidir. Vespuci, Macellan gibi Amerika’ya tekrardan giden Avrupalı gemicilerle 15.yy.’da tütün Avrupa Kıtasına getirilmiştir. O dönem Portekiz’de bulunan Fransız elçisi Jean Nicot’un bu bitkiye gösterdiği ilgiye izafeten tütün bitkisine nikotin ismi verilmiştir. Avrupa üretiminin başlangıcından sonra Macellan ,tütünü Hindistan, Japonya ve Çin gibi Doğu ülkelerine götürmüştür. Böylece tütün,bütün dünya kıtasına dağılmaya başlamış ve Üretimine hız verilmiştir. 18.yy.’ın başında kıyılmış tütünün cigar şeklinde tütün yaprağına sarılarak içilmesiyle dünya tarihi sigarayla tanışmıştır.

Anadolu tütünle 16.yy’da Avrupalı tacirlerin deniz yoluyla tütünü getirmesiyle tanışmıştır. Osmanlı İmparatorluğunda 1633 yılına kadar tütünle ilgili herhangi bir yasaklama olmamış sadece ithalattan belirli bir gümrük vergisi alınmıştır. Tütün imalatının yoğun olduğu Cibali de izmarit yüzünden çıkan yangından sonra 4.Murat ağır cezalar getirmiş, 1646 yılında 4.Sultan Mehmet zamanına kadar da devam etmiştir. Tütün içme yasağı nedeniyle enfiye kullanımı artmış ve ne ilginçtir ki nargile içimi bu dönemde gelişme göstermiştir.

Buradan da anlaşılacağı gibi her ne kadar nargile kültürü Arap Yarımadasında yaygın olsada ( tütünle Arap toplumunun daha önce tanışmasından dolayı )Osmanlı 16.yy’ın başlarında hemen hemen tütünle beraber nargileyle tanışmıştır. Nargile tütünden farklı olarak Avrupa yoluyla değil, İpek ve Baharat yolları ile Osmanlı’ya getirilmiştir. Doğu kültürünün öemli bir parçası olan nargile ismi, Farsçada “hindistancevizi”anlamına gelen “nargil” kelimesinden gelmektedir. İlk olarak Hindistan’da ortaya çıkmıştır. Hindistancevizinin içi boşaldıktan sonra bir kamış sokularak yapılan ilk nargile hintkeneviri tüketimine yeni bir boyut kattı.hindistan cevizi ise zamanla yerini kabağa bıraktı. Gün geçtikçe yaygınlaşmasının ardından da porselen ve bronz gövdeli nargileler çıktı. Bunları çini, gümüş ve cam gövdeli nargileler izledi. O dönemki kahve kültürünün nargileyle tanışması, insanların siyasi ve dini sohbetleri yaptıkları yerlerde tütün içiminin yasaklanmasından dolayı olmuştur. Keza bu süreçten sonra nargile toplumun sohbet alanlarını bir nevi kahvehanelere çekmiştir. Hoş görmeliyizki ,nargilenin de bir nevi sosyolojik etkileşimi söz konusudur..


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Günümüz koşullarında nargile tüketimi tütünün aromalandırılması sonucu 40 ve üstü içim erbaplarından 18 ve üstü yaş gruplarına kadar indirgenmiştir. Bu 21.yy.’da dünya geçliginin nargilye olan ilgisini arttırmıştır. Aromalandırılmış tütün sayesinde nargile genç kuşağın gözdesi haline gelmiştir. Bir nevi 16.yy’da başlayan nargilenin doğduğu kahvehane kültürü 21.yy’da cafe kültürüne dönüşmüştür..


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Osmanlı’nın en parlak döneminde birbirinden muhteşem eserlere imza atan Mimar Sinan’ın da nargile kullandığı bilinmektedir. Ancak Mimar Sinan’ın kullanım amacı keyiften öte tamamen mesleği ile ilgilidir. Süleymaniye Camii’nin yapımı için Kanuni Sultan Süleyman’dan emir alan Mimar Sinan, caminin tam ortasında nargile içer. Kanuni, bu durum karşısında köpürür ve Sinan’a: “Bre Sinan bu ne rezilliktir. Bu müberek çatı altında nargile ile keyif çatıyorsun” der. Ancak Sinan’ın nargilesi keyif nargilesi değil bizzet Sinan’a mahsus ince zekanın bir sonucudur. Çünkü cemaatle kılınan namazlarda, insan nefesleri ve cami içinde yanan yağ kandilleri, havayı kirletebilir; böylece süslemelerin, tavanların, üzerlerinde is birikimine neden olabilir. Bunun için Sinan caminin giriş kapısının üzerine bir hava tahliye aralığı yapmıştır. İşte, Sinan o anda nargilesiyle bu tahliye aralığını deniyordur..


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

İçmeye başlamadan siseye bir miktar soğuk su veya buz koyabilirsiniz.

İçim sırasında arada bir nargileyi ve kendinizi de dinlendirmek amacıyla közleri bir süre lüleden alabilirsiniz.

Her aromanın marpucu ayrı olmalıdır. Elma aromasının marpucu, vişne aroması için kullanılmamalıdır.

Tütünün tazeliğini korumak için serin ve kuru bir yerde hava almayan bir kapta saklayınız

Nargile havadar fakat rüzgarlı olmayan sakin bir ortamda içilmelidir.

Nargile nefes alır gibi içilmelidir.Yani sigara gibi içilmemelidir.

Nargilenizin içimini kısa bir zaman dilimine sıkıştırmamalısınız.

Asla nargilenin ateşinden sigara yakmamalı yaktırmamalısınız.

Nargilenizi eş, dostlarınızla sakin ve huzurlu bir ortamda, muhabbet eşliğinde içmelisiniz.

Asla nargilenizi herkesin gözüne çarpacak yüksek bir yere koymamalısınız.

Eğer nargileyi biriyle ortak içiyorsanız, marpucunuzu asla arkadaşınızın eline vermeyin. Marpucu masaya bırakın arkadaşınız oradan alsın.

Nargile İçme Teknikleri
Közler lülenin kenarlarına gelecek şekilde yerleştirilir. Eğer Ortaya konulursa,nargileniz yanabilir.

Nargilenizi ard arda uzun uzun çekmeyiniz. Nargilenizi yakabilirsiniz.

Nargilenizi bir defa dan fazla ateşsiz ve içmeden bekletmeyiniz.Soğuduktan sonra yakması zordur.(bekletme: lülenin soğuması.)

Nargilenin yanında boğazın yumuşatılması için çay içilmesi önerilir.Fakat tercihen kola,meyvasuyu,su v.b. içecekler de tercih edilir.

Nargileyi iki kişiden fazla ortak içmeyiniz.Kişi sayısı arttıkça,nargile daha yoğun ve sık kullanılcağından çabuk yanma riski vardır.

Nargilenin Temizliği
Her nargile içiminden sonra,nargile içilen şişenin içindeki(su,süt,meyva suyu,v.b)temizlenmelidir.Temizleme önerisi;sıcak ve sabunlu su ile yıkayıp,kuruyana kadar bekletmeniz

Nargile tütününün tazeliği korunması için kuru ve serin , hava almayan bir kapta muhafaza edilmelidir.Çünkü eğer böyle bir ortamda muhafaza edilmez ise tütün kuruyabilir bozula bilir.

Nargile içimi bittikten sonra lüle nin güzelcene temizlenmesi gerekmektedir.

Marpucunuzun içinden ılık su geçirerek dikkatlice yıkayın.Yeterince kuruyana kadar bekletin. -Duman artıklarından arınmak için serinizi ve bütün delikleri üfleyerek düzenli olarak temizleyin.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Nargile , Asya’ya özgü geleneksel bir tütün içme aracıdır. Kullanıcının bir hortum aracılığıyla sudan geçerek süzülen dumanı içine çekmesini sağlayan bir düzenek olan nargile , içim şekli ve adabı , yüzlerce yılda oluşmuş kullanım geleneği ile basit bir aletten fazlasını ifade etmekte olup , doğu kültürünün bir parçası haline gelmiştir.

Nargile’nin geçmişi
İnsanoğlu ilk olarak milattan önce keşfetti tütünü. İbadet amacıyla yaktıkları tütün yapraklarının verdiği keyfi farkeden insanlar, o günden beri onu hayatlarında vazgeçilmez kıldı. Tütün, tarih boyunca çeşitli medeniyetler tarafından şekillendirildi. Pipo oldu, puro oldu, sigara oldu, ağızlarda çiğnendi. Ancak hiçbir şekil, tütünle “nargile” kadar bütünleşmedi.

‘Hindistancevizi’nin dışındaki tütün benzeri tabakayı yakan ve cevizin içine soktukları kamışla keyif yapan Hindliler, asırlar sürecek olan nargile geleneğini de başlatmış oldular. Nargile, aradan geçen yüzyıllar sonunda bir kültür haline dönüştü. Dede torununa miras bırakacak kadar değer verdi nargilesine. Kimi zaman sultanların başucunda yerini aldı , kimi zaman ise hakettiği ilgiden mahrum bırakıldı. Nargile ve nargile çevresinde oluşan göz kamaştırıcı kültür, bugün yine o ihtişamlı günlerine yeniden dönmenin hazırlığını yapıyor. Tütüne sihir katan kültür, gün geçtikçe daha fazla ilgi sevgi görmeye devam ediyor.

Zamansızların işi
Doğu kültürünün önemli bir parçası olan nargilenin ismi Farsça’da ‘Hindistancevizi’ anlamına gelen “nargil” kelimesinden geliyor. Araplar’ca “Şisa”, İranlılar’ca ise “Kalyan” olarak adlandırılan ‘nargile’nin ilk örnekleri Hindistan’da ortaya çıktı. ‘Hindistancevizi’nin içi boşaltıldıktan sonra kabuğuna bir kamış sokularak yapılan ilk nargile, hintkeneviri tüketiminine yeni bir boyut katarken, ‘Hindistancevizi’ ise zamanla yerini kabağa bıraktı. Gün geçtikçe yaygınlaşmasının ardından da porselen ve bronz gövdeli nargileler ortaya çıktı ve bunları çini, gümüş cam gövdeli nargileler izledi. Önce İranlılar sonra da Araplar arasında yaygınlaştı.

Araştırmacıların ’sohbet medeniyeti’ diye tanımladığı Osmanlı ise tütünü tanıdığı 16′ncı yüzyıldan bu yana nargileyi içine çekip, dumanını göğe savuruyor.. Muhabbet erbablarının vazgeçilmez dostu nargile, bu misyonunu günümüzde de hiçbir şey yitirmeden sürdürüyor. Çünkü tiryakilere göre tek başına nargile içmenin hiçbir anlamı yok. Bu nedenle nargile kahveleri hâlâ en koyu sohbetlerin başlıca mekanı olma özelliğini koruyor.

Nargile tiryakileri arasında oldukça yaygın bir deyim var: “Bu meret zamansızların işi”… Çünkü bir nargileyi içmek için en az 2 saati gözden çıkarmak gerekiyor. Bu süre de oldukça derin sohbetlerin başlaması için fazlasıyla yeterli oluyor.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Zahmetli ama lezzetli

Nargile içmek ne kadar lezzetli ise hazırlanışı da bir o kadar zahmetli. Dışarıdan çok basit bir olaymış gibi görülen nargilenin içilecek duruma gelmesi için binbir türlü işlem gerçekleştiriliyor. Nargile, ‘Rüle, Ser, Marpuç ve Şişe’den oluşuyor. Tütünün konulduğu bölüme Rüle, nargilenin uzun gövdesine Ser, içinde dumanı filtre eden suyun olduğu ve meşhur fokurdamaların geldiği bölüme Şişe, dumanı şişeden alan ve ağıza ulaştıran hortuma ise Marpuç ismi veriliyor.

Nargilenin en önemli öğesi tütün. Tömbeki ismi verilen tütün, kıyıldıktan sonra geceden ıslamaya bırakılıyor. Üzerine nemli havlu örtülüp bir süre bekletiliyor. Nargilenin iyi olmasının sırrı da bu tavının iyi olmasında yatıyor. Tömbeki suyun içinde belirli bir süre bekletildikten sonra özenle lüleye sarılıyor ve servisten önce suyu sıkılarak rülelere, yani tütünün konduğu delikli tablaya yerleştiriliyor ve tütün çelik şişlerin yardımıyla tam ortadan deliniyor. Rüleye yerleştirilen tömbeki, yine ıslatılmış ancak ikiye bölünmüş ve kalın damarları alınmış bir tütün yaprağıyla sarılıyor. Daha sonra sere yerleştirilerek kısa boylu bir meşe ağacı türü olan pırnal kömüründen elde edilmiş köz ile yakılıyor. Bu klasik yani birkaç yıl öncesine kadar Osmanlı ve milletler tarafından kullanılan tömbeki türü.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bir de bunun yanısıra günümüzde Mısır’dan getirtilen ve adına bahri veya Arap tömbekisi denilen bir tömbeki türü daha var. Bunlar fermente edilmiş meyvelerden elde ediliyor ve özellikle gençler rağbet ediyor. Bu tür tömbekiler, elma, nane, kayısı, çilek, muz, limon, ananas gibi keskin kokulu meyve veya bitkilerden yapılıyor.

Son dönemde Suudi Arabistan’dan getirilen ve en pahalı tömbeki türü olarak nitelenenler ise ballı, güllü ve capuccinolu olanlar. Şişe bölümüne konulan su ise zaman zaman içilen tütün çeşidine göre değişebiliyor. Örneğin capuccinolu ya da muz aramolı tütün içmek isteyenler, dilerlerse şişeye su yerine süt doldurtuyorlar.

TÜTÜN Amerika’nın keşfinden 110 sene sonra 1601-1603 yılları arasında Osmanlı’ya girerek kullanılmaya başlanır. Önceleri sadece yabancı memleketlerden yapılan tütün ithalatından gümrük vergisi almakla yetinilirken, tütün tiryakilerinin çoğalması üzerine dönemin din uleması tütün kullanımına karşı fetva çıkarır. Fetva üzerine de Padişah I. Ahmet tütün içmenin yasaklanması hususunda bir ferman yayınlar. Ancak, I. Ahmet’ten sonra tahta geçen Sultan Mustafa ve II. Osman devirlerinde tütün yasağının önemli bir etkisi olmaz..


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

OSMANLI 16.YÜZYIL’DA TANIDI


TÜTÜN Amerika’nın keşfinden 110 sene sonra 1601-1603 yılları arasında Osmanlı’ya girerek kullanılmaya başlanır. Önceleri sadece yabancı memleketlerden yapılan tütün ithalatından gümrük vergisi almakla yetinilirken, tütün tiryakilerinin çoğalması üzerine dönemin din uleması tütün kullanımına karşı fetva çıkarır. Fetva üzerine de Padişah I. Ahmet tütün içmenin yasaklanması hususunda bir ferman yayınlar. Ancak, I. Ahmet’ten sonra tahta geçen Sultan Mustafa ve II. Osman devirlerinde tütün yasağının önemli bir etkisi olmaz.

NARGİLENİN ANATOMİSİ
SİPSİ: Nargileyi ekonomik hale getiren sonradan yapılmış bir ek. Marpucun ucuna takılıyor ve içmek isteyen herkese bir tane veriliyor. LÜLE: Tütünün içine bastırılmadan konduğu ve üzerine közün yerleştirildiği seramik kap. TÖMBEKİ: Aromalı tütünler çıkmadan önce kullanılan tek nargile tütünü. MANGIR: Nargile kömürü uzun süre dayanmalı. Bu nedenle yanmış ve söndürülmüş meşe kömürü kullanılıyor. MARPUÇ: Nargilenin gövdesinden dumanın çekildiği uca kadar, hortum dahil bölümün tümü.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

AĞIR AĞIR İÇİLMELİ


“Her yiğidin bir yoğurt yemesi vardır” denilse de nargileden asıl keyfi almak için mutlaka içim tekniğini de bilmek gerekiyor. Her tiryaki kendine göre bir zevk alma biçimi belirlemiş. Ancak hepsinin de buluştuğu ortak nokta “ağır, ağır içmek gerektiği”

İşte ustalarına göre nargile içme teknikleri: Öncelikle sigara gibi değil pipo gibi içiliyor. Yani, havayı nefes alır gibi çekmelisiniz ki şişedeki su fokurdasın ve tütün yansın.

Bu arada iki içim tekniği var: Göbekten ve göğüsten. Göğüsten içim yorucu olduğu için göbekten içim tercih ediliyor. Bu yöntemde dumanı diyaframınızı kullanarak midenize çekiyor ve üflüyorsunuz. Nargile sisesinin içindeki suyun üzerinde bir hava boşluğu var ve siz marpuçtan nefes çektiğinizde gelen duman, bu hava boşluğuna geliyor. Sonra hava çıkacak başka bir yeri olmadığı için sudan vakum yapıyor ve suyun içinde süzülerek size ulaşıyor. Nargileyi sigaradan ayıran en büyük fark ise dumanın suyun içinde soğuması ve bu aşamada tütünün içindeki zararlı maddelerin filtre edilmesi.

Kaynak: Alıntılar

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları tatlim sohbet Mobil Chat