Ellerin kanadım bugün üç yerimden,
Yaralandım yine.
Ağzımdan,
Şakağımdan
Kemiğimden..
Oldu işte, kemiğim kanadı iliklerim yerine.
Kırılan kemiklerimi çıkardım ağzımdan.
Uçurtmalar yaptım, verdim göğe...
***
kanadı kırılan kuşlar gibi,
uçtukça özgürlük yerine bırakır mı,
esirlik hissine ve uyandırır mı,
bileği zincirli köle uyurken, su verdikleri gibi..
gözlerin kanadım bugün iki yerimden,
sağ kirpiğinden sol kirpiğine kadar uzandım,
kırptın, kapandım.
dedim ya,
başkasına yalvarıp dizine kapanacağıma,
allah derim, açarım çocukluğumu döven yumruğumu.
yalvarırken, kendi dizime.
oldu işte,
gözlerinin perdesinde şeffaf bir sokak yalnızlığı,
altını da gördüm, arkasını da.
gözlerimi örttüm, üşüdün..
el..
el diyorum,
ellerini kaplayan başka bir el,
el bombası gibi düşüyor gırtlağıma,
elli üçe kadar sayıyorum, gerisini sen düşün.
her gün böyle, aç karnına bir el bombası yutuyorum.
dudaklarım parçalanıyor, yüreğim atmaya başlıyor yeniden.
ve ben dudaklarını boyuyorum yanağına sıçratarak,
resmini avuçlarıma alıp,
kan tükürürken..
korkuyorum dedim, bir gün gideceksin diye,
olur mu hiç dedin,
oldu işte, hiç oldum..
bir gün gidecektin bana göre, sen her gün gittin.
ve her gün ayrılmak böyle bir şeymiş öyleyse,
bir parça ikiye..
demedim ya, diyemedim işte.
bir gün gideceğini söyleseydin küsmezdim ki.
kırılmazdım, seni de kırmazdım.
gideceğin güne kadar herşey yapardık istesen,
ölmeden önce, ne yapılması gerekirse.
bütün hayallerini gerçek edebilecek kadar peygamberleşirdim,
ve mucize takardım bileğine..
o veda sesleri,
yaraların üzerinden alınan yara bantlarının çıkardığı seslerle aynı,
içinde iyileşmemişlik..
çıkardım...
ellerin kanadım yine,
uçuyorum...
Ağzımdan,
Şakağımdan,
Kemiğimden..
korkuyorsun sende, betin benzin atıyor,
ben hala uçuyorum,
benzin gibi.
ve
kibrit verin,
imha edeyim kendimi sigara içerken..
hem resmimi de çekin, değişiklik olsun.
gülümseyeceğim ama,
yüreğime düşmesin diye el bombaları,
dişimi sıkıyorum..
böyle devam ederse,
patlayacak sıkıntıdan...
ondan dedim, değişiklik olsun diye...
G.İNESİ