Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05 Şubat 2011, 20:04   #1
Çevrimdışı
Hesna
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Sadâkat Âbidesi Şemsi Nine...




„1954 yılında Sınfırgı’dan Balikesir’e geldik. Babam memurdu.
Alt katta ev sahibi yaşlı bir kadının oturduğu iki katlı bir evin üst katını kiraladık.
Ev sahibine Şemsi Nene diyorduk. Yani ismi Güneş idi. Evlendiğinde 16 yaşındaymış.
Evlendikten üç gün sonra kocası gönüllü ihtiyat zabiti yani yedek
subay olarak Çanakkale’ye gitmiş.
Nene, kocasının Çanakkale’den cepheden kendisine yolladığı
„Şems’im, güneş’im…“
diye başlayan mektuplarının evinin duvarlarına ve pencerelerine yapıştırmıştı.
Her sabah bu silik, sararmış mektupları birer kere okur, her birinin karşısında sehit kocasının ruhuna fatihalar gönderir, diz çöker yarım bıraktığı yerden kocasına hatim indirirdi.
Nene hic sokağa çıkmazdı.


„Kocam giderken gençsin, güzelsin , ne olur ben gelinceye kadar sokağa çıkma.

Gözüm arkada kalmasın, dedi. Nasıl sokağa çıkarım“diyordu.


Yıllar sonra o evden cenazesinin cıktığını duydum. Bir gün Şemsi Nene’yi beyaz bir gelinlik

giymiş, boynuna iri incilerle dolu büyük bir gerdanlık takmış, odasının köşesinde duran,

o zamana kadar oturduğunu hiç görmediğim bir sandalye üzerinde otururken gördük.

Babam: „Nene, nene pek süslenmişsin ya?...“ diye takıldı.

Nene acı bir gülümsemeyle, su cevabı verdi:

„Ben kocamla bu gün evlendim. Bu inci yüz görümlüğüm.

Gelinliğimi giydim. Kocamı bekliyorum.“
Kocasıyla evli kaldığı üç gün boyunca nene gelinlikle sandalyede kocasını bekledi.

Ömür boyunca öyle yaptığını öğrendik.“




…Destanlaşan Çanakkale/ Mustafa Turan…

__________________
Kimsenin fark edemeyeceği detayları görmeyi çok severim. ❣
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet