Boş bir umutsun sen biliyorum
Tenhalarımda beslediğim
Dokununca solan, mum çiçeğim.
Ama sen solmayacaksın
Ne benimle, ne de bir başkasıyla
Kuru bir yaprağın uçurumunda Bir yağmur damlası kalsamda Yeteceğim susuzluğuna Ölmeyeceksin ben ölmeden Ama yaşlanacaksın o tenha yerde Gece ay’ın ışıltısı vurunca yüzüne Kıskanacak yakamozlar seni Bir kıyı kenti olacaksın denizimde
Ve bir gün sen uyurken
Bir sabah vapuruyla geleceğim yanına
Elimde elinin ısırığı
Kalbimde yeni aşıkların heyecanıyla
Çocuk koşuşuyla koşacağım sokaklarında
Sarhoş diliyle söyleyeceğim seni sevdiğimi
Hıçkıra hıçkıra
Ama sevinme boşuna
Bu kez terk edemeyeceksin beni
Sen geldiğimden habersiz uyurken
Katran yüklü siyah bulutlar dolanacak tepende
Kursağında kalacak hiç yaşanmamış aşkların varlığı
Soluksuz kalacaksın
Ve sen daha uyanmadan
Aynı vapurla döneceğim kendi dünyama
Sen de sokaklarında ayak izlerimi taşıyan
Hep bir “kıyı kenti” olarak kalacaksın
Çünkü boş bir umutsun sen biliyorum
Boş bir umut
TENHALARIMDA BESLEDİĞİM…