بسم الله الرحمن الرحيم Bismillâhirrahmânirrahîm وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الْبُرُوجِ//وَالْيَوْمِ الْمَوْعُودِ
Burçlu göklere, // söz verilen güne, وَشَاهِدٍ وَمَشْهُودٍ// قُتِلَ أَصْحَابُ اْلأُخْدُودِ
Tanığa, sanığa yemin ederim ki, // müminlerin kuyusunu kazanların canı cehenneme! النَّارِ ذَاتِ الْوَقُودِ // إِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌ
Bol yakıtlı ateş yakıp // etrafına oturmuşlar, وَهُمْ عَلَى مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِنِينَ شُهُودٌ
müminlere yapılan işkenceleri seyrediyorlardı. وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلاَّ أَنْ يُؤْمِنُوا بِاللهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ
Sırf şükre lâyık yüce Tanrı'ya inandıkları için onlardan intikam alıyorlardı. اَلَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَاْلأَرْضِ
Yerin ve göklerin sahibi olan وَاللهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ
Allah ise, her şeyi görüp izliyordu... إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيقِ
Bay ve bayan müminler aleyhine işler çevirip de tövbe etmeyenler, hem bu dünyada hem öbür dünyada yanacaklardır. إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا اْلأَنْهَارُ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْكَبِيرُ
İnanıp yararlı faaliyetlerde bulunanlar ise, çağlayanlı bahçelere ağırlanacaklardır. Artık, zaferse, zafer dediğin böyle olur…