فَأَمَّا اْلإِنْسَانُ إِذَا مَا ابْتَلاَهُ رَبُّهُ فَأَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَكْرَمَنِ
İnsanoğlu hep böyledir. Eğer Allah, deneme sadedinde kendisine biraz değer vermiş ise, " Rabb'im yüzüme baktı " der. وَأَمَّا إِذَا مَا ابْتَلاَهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَهَانَنِ
Tam aksine eğer Allah, yine deneme sadedinde nimetini biraz kısmışsa: " Rabb’im beni horladı " der. كَلاَّ بَل لاَ تُكْرِمُونَ الْيَتِيمَ
Hiç olur mu? Yetimin hakkını vermeyen siz, وَلاَ تَحَاضُّونَ عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ
yoksulu doyurmaya yanaşmayan siz, وَتَأْكُلُونَ التُّرَاثَ أَكْلاً لَمًّا
mirası hapur hupur yutan siz, وَتُحِبُّونَ الْمَالَ حُبًّا جَمًّا
malı abur cubur toplayan da siz. كَلاَّ إِذَا دُكَّتِ اْلأَرْضُ دَكًّا دَكًّا
Ama olmaz ki. Yer paldır küldür sallanınca, وَجَاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا
melekler Rabb'in huzurunda saf tutunca, وَجِيءَ يَوْمَئِذٍ بِجَهَنَّمَ
cehennem, önünüze serilince, يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ اْلإِنْسَانُ وَأَنَّى لَهُ الذِّكْرَى
insanın aklı başına gelir ama, neye yarar ki: يَقُولُ يَالَيْتَنِي قَدَّمْتُ لِحَيَاتِي
" keşke bir daha hayata dönebilsem " der. فَيَوْمَئِذٍ لاَ يُعَذِّبُ عَذَابَهُ أَحَدٌ
Artık o gün, kimse onun kadar acı veremez. وَلاَ يُوثِقُ وَثَاقَهُ أَحَدٌ
Kimse onun gibi güven de veremez… يَاأَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ
Ey huzurlu nefis der bir ses! اِرْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةً
Rabb'ine dön, artık seven de memnun sevilen de. فَادْخُلِي فِي عِبَادِي // وَادْخُلِي جَنَّتِي
katıl kullarıma // atıl cennetime!