بسم الله الرحمن الرحيم Bismillâhirrahmânirrahîm وَالشَّمْسِ وَضُحَاهَا // وَالْقَمَرِ إِذَا تَلاَهَا
Güneşe ve aydınlığına! // onu izleyen aya, وَالنَّهَارِ إِذَا جَلاَّهَا // وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَاهَا
güneşi gösteren gündüze // onu örten geceye وَالسَّمَاءِ وَمَا بَنَاهَا // وَاْلأَرْضِ وَمَا طَحاهَا
göğe ve onu yapana // yere ve onu döşeyene, وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّاهَا // فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا
kişiye denge verene, // ona iyiliği ve kötülüğü yükleyene yemin ederim ki قَدْ أَفْلَحَ مَنْ زَكَّاهَا // وَقَدْ خَابَ مَنْ دَسَّاهَا
içini arıtan kurtulmuş // kirleten kaybetmiştir… كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوَاهَا
Semûd’lar azıp inkar ettiler. إِذِ انْبَعَثَ أَشْقَاهَا
Halkın belâlısı ortaya atılınca, فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللهِ نَاقَةَ اللهِ وَسُقْيَاهَا
Allah resulü: “ Sakın Allah devesine ilişmeyin! suyuna dikkat edin “ diye diller döktüyse de فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُمْ بِذَنْبِهِمْ فَسَوَّاهَا
onu dinlemediler, ve deveyi kestiler. Allah da yaptıklarını yanlarına koymadı, üzerlerine gidip hepsini yerle bir etti. وَلاَ يَخَافُ عُقْبَاهَا
Hem de sonucundan hiç korkmadan.