فَلَمَّا رَأَوْهُ زُلْفَةً سِيئَتْ وُجُوهُ الَّذِينَ كَفَرُوا
Felaketi yakından gördüklerinde inkarcıların yüzü kapkara kesilecek. وَقِيلَ هَذَا الَّذِي كُنْتُمْ بِهِ تَدَّعُونَ
" işte merak edip durduğunuz an " denecek.
قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَهْلَكَنِيَ اللهُ وَمَنْ مَعِيَ أَوْ رَحِمَنَا Resulüm onlara şunu sor: " O gün Allah beni ve arkadaşlarımı imha ya da ihya etti diyelim. فَمَنْ يُجِيرُ الْكَافِرِينَ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ
Peki, inkarcıları o kıvrandıran acılardan kim kurtaracak o zaman? “ قُلْ هُوَ الرَّحْمَانُ آمَنَّا بِهِ وَعَلَيْهِ تَوَكَّلْنَا
Deki: “ Bu kurtarıcı, her şeye sevgi ile hakim Allah'tır, biz yalnız ona inanır, ona güveniriz. فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ فِي ضَلاَلٍ مُبِينٍ
Zaten yakında şaşkın kim imiş göreceksiniz. “ قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَصْبَحَ مَاؤُكُمْ غَوْرًا فَمَنْ يَأْتِيكُمْ بِمَاءٍ مَعِينٍ
Şunu da sor: “ su kaynaklarının çekilebileceği ihtimalini düşündünüz mü hiç?. Söyler misiniz kim o zaman size kaynak su getirebilir? "