وَأَنَّا مِنَّا الْمُسْلِمُونَ وَمِنَّا الْقَاسِطُونَ
Anladığımız kadarıyla cinler içinde Hakka teslim olanlar da varmış, asîler de. فَمَنْ أَسْلَمَ فَأُولاَئِكَ تَحَرَّوْا رَشَدًا
Hakk'a gönül verenler, doğruyu yakalamış, وَأَمَّا الْقَاسِطُونَ فَكَانُوا لِجَهَنَّمَ حَطَبًا
asîler de, cehenneme odun olmuş… " وَأَنْ
Allah diyor ki: لَوِ اسْتَقَامُوا عَلَى الطَّرِيقَةِ َلأَسْقَيْنَاهُمْ مَاءً غَدَقًا
Eğer hep dosdoğru gitselerdi, biz insanlara bol bol sular verir, لِنَفْتِنَهُمْ فِيهِ
bu bol su ile kendilerini denerdik. وَمَنْ يُعْرِضْ عَنْ ذِكْرِ رَبِّهِ يَسْلُكْهُ عَذَابًا صَعَدًا
Ama Allah, adını ağzına almak istemeyenleri, giderek şiddetlenen acılara boğacaktır… وَأَنَّ الْمَسَاجِدَ ِللهِ فَلاَ تَدْعُوا مَعَ اللهِ أَحَدًا
Camiler Allah'ın evidir. Orada dua ederken sakın ola, devreye başka birini sokmayın. وَأَنَّهُ لَمَّا قَامَ عَبْدُ اللهِ يَدْعُوهُ كَادُوا يَكُونُونَ عَلَيْهِ لِبَدًا
Eğer bir tanrı kulu, Allah'a doğrudan el açıp yalvarırsa, bütün melekler, onun etrafında etten duvar oluştururlar. قُلْ إِنَّمَا أَدْعُو رَبِّي وَلاَ أُشْرِكُ بِهِ أَحَدًا
Resulüm de ki: " Ben dahi Allah'a dua ederken, hiç kimseyi araya sokmam, قُلْ إِنِّي لاَ أَمْلِكُ لَكُمْ ضَرًّا وَلاَ رَشَدًا
Meselâ ben, lehte ve aleyhte sizin için Allah'a torpil yapma yetkisine sahip değilim, قُلْ إِنِّي لَنْ يُجِيرَنِي مِنَ اللهِ أَحَدٌ وَلَنْ أَجِدَ مِنْ دُونِهِ مُلْتَحَدًا
Aksi halde hiçbir kimse beni, Allah'ın elinden alamaz. Zaten, kendime onun olmadığı bir yer de bulamam إِلاَّ بَلاَغًا مِنَ اللهِ وَرِسَالاَتِهِ وَمَنْ يَعْصِ اللهَ وَرَسُولَهُ فَإِنَّ لَهُ نَارَ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا
Benim işim, Allah'ın emrini duyurmaktır. Çünkü Allah'a ve resulüne karşı gelenler, sonsuza kadar yanmaya mahkumdur… " حَتَّى إِذَا رَأَوْا مَا يُوعَدُونَ
Sonunda inkarcılar, sözü edilen tehlikeyi sezdiler. فَسَيَعْلَمُونَ مَنْ أَضْعَفُ نَاصِرًا وَأَقَلُّ عَدَدًا
Artık kimin desteği daha zayıf, kimin sayısı daha azmış yakında / BEDİR’de anlayacaklar. قُلْ إِنْ أَدْرِي أَقَرِيبٌ مَا تُوعَدُونَ أَمْ يَجْعَلُ لَهُ رَبِّي أَمَدًا
De ki: " size sözü edilen bu tehlike, yakın mı, yoksa Rabb'im onun süresini biraz daha uzatır mı bilemem, عَالِمُ الْغَيْبِ فَلاَ يُظْهِرُ عَلَى غَيْبِهِ أَحَدًا
çünkü gaybı bilen Tanrım, onun esrarını kimselere açmaz. إِلاَّ مَنِ ارْتَضَى مِنْ رَسُولٍ فَإِنَّهُ يَسْلُكُ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ رَصَدًا
Bu sırrı açsa açsa, hem önden hem arkadan sürekli gözetim altında tuttuğu sevgili elçilerine açabilir, لِيَعْلَمَ أَنْ قَدْ أَبْلَغُوا رِسَالاَتِ رَبِّهِمْ
bunu da, Rab'lerinin buyruklarını cesurca tebliğ etmelerini sağlamak için yapar, وَأَحَاطَ بِمَا لَدَيْهِمْ وَأَحْصَى كُلَّ شَيْءٍ عَدَدًا
çünkü, elçilerin durumunu yakından bilen Allah, her şeyi inceden inceye hesap etmiştir