فَمَا تَنْفَعُهُمْ شَفَاعَةُ الشَّافِعِينَ
Artık o gün şefaatçilerin şefaati de sökmez. فَمَا لَهُمْ عَنِ التَّذْكِرَةِ مُعْرِضِينَ
İnsanoğlu, neden öğütten bu kadar ürker ki! كَأَنَّهُمْ حُمُرٌ مُسْتَنْفِرَةٌ//فَرَّتْ مِنْ قَسْوَرَةٍ
aslan görüp // ürken, güre eşekler gibi. بَلْ يُرِيدُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ أَنْ يُؤْتَى صُحُفًا مُنَشَّرَةً
Yoo aslında herkes kendisine, kendisine göre yazılmış kitapçıklar verilsin istiyor كَلاَّ بَلْ لاَ يَخَافُونَ اْلآخِرَةَ
Hayır olamaz. Onlar ahiretten korkmuyorlar. كَلاَّ إِنَّهُ تَذْكِرَةٌ//فَمَنْ شَاءَ ذَكَرَهُ
İyi de bu, sadece bir hatırlatmadır. // isteyen dersini alır. وَمَا يَذْكُرُونَ إِلاَّ أَنْ يَشَاءَ اللهُ
Ama dersi, sadece Allah'ın ders almaya müsait kıldığı kimseler alır. هُوَ أَهْلُ التَّقْوَى وَأَهْلُ الْمَغْفِرَةِ
Çünkü koruma ve af yetkisi onun elindedir.