وَهُوَ الَّذِي كَفَّ أَيْدِيَهُمْ عَنْكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ عَنْهُمْ بِبَطْنِ مَكَّةَ مِنْ بَعْدِ أَنْ أَظْفَرَكُمْ عَلَيْهِمْ
Mekke'nin dibinde, hem de onlardan üstün konumda iken yaptığınız bu barışla Allah, birbirinize el kaldırmanıza son verdi. وَكَانَ اللهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرًا
Çünkü Allah, yaptıklarınızı görüp izliyordu. هُمُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ
O gün inkarcıMekkeliler, sizi Kabe ziyaretine bırakmamış, وَالْهَدْيَ مَعْكُوفًا أَنْ يَبْلُغَ مَحِلَّهُ
hatta elinizdeki kurbanları kesimhaneye götürmenize bile razı olmamışlardı. وَلَوْلاَ رِجَالٌ مُؤْمِنُونَ وَنِسَاءٌ مُؤْمِنَاتٌ لَمْ تَعْلَمُوهُمْ
Eğer şehirde, durumlarını bilmediğiniz mümin kardeşleriniz olmasaydı işgalinize izin verilirdi.
أَنْ تَطَئُوهُمْ فَتُصِيبَكُمْ مِنْهُمْ مَعَرَّةٌ بِغَيْرِ عِلْمٍ -o zaman da onlara, bilmeden zarar verebilir bu yüzden başınız ağrıyabilirdi.- لِيُدْخِلَ اللهُ فِي رَحْمَتِهِ مَنْ يَشَاءُ
-bereket aralarında Allah'ın, sevgi halkasına alacağı kulları varmış da beklenen olmadı-.
لَوْ تَزَيَّلُوا لَعَذَّبْنَا الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا Eğer müslümanlar güvenli bir yerde olsalardı, inkarcılara acılardan acı beğendirirdik.
إِذْ جَعَلَ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي قُلُوبِهِمُ الْحَمِيَّةَ O gün inkarcı Mekkeliler, içlerindeki kini حَمِيَّةَ الْجَاهِلِيَّةِ
cehalet kini ile kaynatırken, فَأَنْزَلَ اللهُ سَكِينَتَهُ عَلَى رَسُولِهِ وَعَلَى الْمُؤْمِنِينَ
Allah, hem resulüne hem müminlere sükûnet telkin ediyordu. وَأَلْزَمَهُمْ كَلِمَةَ التَّقْوَى
Onlara: işi sağlama almaktan söz ediyordu. وَكَانُوا أَحَقَّ بِهَا وَأَهْلَهَا
Çünkü onlar buna değerdi. وَكَانَ اللهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا
Çünkü Allah her şeyi biliyordu. لَقَدْ صَدَقَ اللهُ رَسُولَهُ الرُّؤْيَا بِالْحَقِّ
Çünkü Allah, resulüne gösterdiği rüyada açık açık şöyle demişti: لَتَدْخُلُنَّ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ إِنْ شَاءَ اللهُ آمِنِينَ
" Allah'ın izniyle bir gün Mescidi Haram'a gireceksiniz hem de tam bir güven içinde,
مُحَلِّقِينَ رُءُوسَكُمْ وَمُقَصِّرِينَ لاَ تَخَافُونَ saçınız başınız tıraşlı olarak, korkmadan. " فَعَلِمَ مَا لَمْ تَعْلَمُوا
Sizin bilmediklerinizi bilen Allah, فَجَعَلَ مِنْ دُونِ ذَلِكَ فَتْحًا قَرِيبًا
Mekke'den başka, resulüne daha yakın fetihlerden de söz ediyordu. هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ
Çünkü resulüne gerçek din ile önderlik görevi veren Allah, لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ
İslâmı, tüm dinlerin üstüne çıkarmak istiyordu. وَكَفَى بِاللهِ شَهِيدًا
Çünkü tanık olarak sadece Allah yeterliydi.