وَكَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُمْ مِنْ قَرْنٍ هُمْ أَشَدُّ مِنْهُمْ بَطْشًا
Resulüm! biz daha önce bunlardan daha zorlu nice nesilleri yok ettik. فَنَقَّبُوا فِي الْبِلاَدِ هَلْ مِنْ مَحِيصٍ
Ülkede kaçacak delik aramışlardı. إِنَّ فِي ذَلِكَ لَذِكْرَى لِمَنْ كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ
Bu gibi toplu helâk olaylarında kafası çalışan, duymasını ve görmesini bilen herkes için unutulmayacak dersler vardır… وَلَقَدْ خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَْلأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي
Biz, gökleri, yeri ve bu ikisi arasındakileri سِتَّةِ أَيَّامٍ وَمَا مَسَّنَا مِنْ لُغُوبٍ
altı zamanda yarattık ve en ufak yorgunluk bile duymadık. فَاصْبِرْ عَلَى مَا يَقُولُونَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ
Resulüm! Onların söylemlerine sabret ve Rabb’inin erişilmez yüceliğini, saygıyla yad et. قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ الْغُرُوبِ
Gün doğmadan ve batmadan önce. وَمِنَ اللَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَأَدْبَارَ السُّجُودِ
Gecenin bir yarısında, namazlardan sonra sübhanallah derken onun yüceliğini düşün. وَاسْتَمِعْ يَوْمَ يُنَادِ الْمُنَادِ مِنْ مَكَانٍ قَرِيبٍ
Bir kulağın, kıyamet görevlisinin yakın bir yerden nida edeceği günde olsun. يَوْمَ يَسْمَعُونَ الصَّيْحَةَ بِالْحَقِّ ذَلِكَ يَوْمُ الْخُرُوجِ
Yani insanlığın, gerçek çığlığı duyacağı günde! Yeniden diriliş günüdür bu gün! إِنَّا نَحْنُ نُحْيِي وَنُمِيتُ وَإِلَيْنَا الْمَصِيرُ
Canı veren de biziz, alan da. Bütün yollar bize çıkacak. يَوْمَ تَشَقَّقُ اْلأَرْضُ عَنْهُمْ سِرَاعًا ذَلِكَ حَشْرٌ عَلَيْنَا يَسِيرٌ
O gün yeryüzü, aceleden patlayıp üstündeki ağırlıkları atacak. Bu bize göre gayet basit bir toplama işidir… نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَقُولُونَ
Resulüm! biz onların ne dediklerini biliyoruz. وَمَا أَنْتَ عَلَيْهِمْ بِجَبَّارٍ
Onların başında bitecek halin de yok. فَذَكِّرْ بِالْقُرْآنِ مَنْ يَخَافُ وَعِيدِ
Sen, sadece benim tehditlerimden korkanları Kuran’la yatıştır yeter.