Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06 Mayıs 2011, 22:54   #1
Çevrimdışı
Ecrin
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Kur’ân-ı Kerim'in Sebebe Bağlı Olarak ve Olmayarak Nüzûlü




Kur’ân-ı Kerim'in Sebebe Bağlı Olarak ve Olmayarak Nüzûlü


Kur’ân-ı Kerim'in nüzûlü iki kısımdır:

Birinci kısım: Sebebe bağlı olmadan nâzil olan buyruklar: Bunlar, nüzûlünden önce indirilmesini gerektiren herhangi bir sebebin varlığı sözkonusu olmadan inen buyruklardır. Kur’ân-ı Kerim âyetlerinin çoğunluğu böyledir. Yüce Allah'ın: "İçlerinden kimi de Allah'a şöyle söz vermişti: 'Eğer bize lütfundan ihsan ederse muhakkak ki sadaka vereceğiz ve muhakkak ki salihlerden olacağız'" (et-Tevbe, 9/75) ve devamındaki âyetler herhangi bir sebebe bağlı olmaksızın, bazı münafıkların durumunu açıklamak üzere nâzil olmuşlardır. Bu ayetlerin uzunca bir kıssa ile anlatılan Salebe b. Hâtıb hakkında nâzil olduğuna dair meşhur rivayeti pekçok müfessir sözkonusu etmiş ve birçok vaizler bunun propagandasını yapmış olmakla birlikte oldukça zayıf bir rivayet olup, sahih değildir.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

İkinci kısım ise bir sebebe bağlı olarak nâzil olmuş buyruklardır. Bu da nuzulünden önce indirilmesini gerektiren bir sebebin ortaya çıktığı buyruklardır. Sebep de bir kaç çeşittir.

a- Yüce Allah'ın cevabını verdiği bir soru. Meselâ:"Sana hilalleri soruyorlar. De ki: Onlar insanlar için bir de hac için vakit ölçüleridir." (el-Bakara, 2/189)

b- Yahut bir açıklamayı ve bir sakındırmayı gerektiren bir olay meydana gelmişse buyruk nâzil olmuş olabilir. "Andolsun onlara soracak olsan elbette şöyle diyeceklerdir: 'Biz sadece eğlenip şakalaşıyorduk.'" (et-Tevbe, 9/65) diye başlayan iki ayet-i kerime, münafıklardan bir adam hakkında inmişlerdir. Bu kişi Tebûk Gazvesinde bir yerde otururken: Bizler şu bizim Kur’ân okuyucularımız gibi karnı geniş, dili çok yalan söyleyen, düşman ile karşılaştıklarında onlardan daha korkak kimse görmedik. O bu sözleriyle Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i ve ashabını kastediyordu. Bu söyledikleri Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'e ulaştı ve Kur’ân'ın ilgili buyrukları nâzil oldu. Adam gelerek, Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'e özür beyan edince Kur’ân ona: "Allah ile, onun ayetleriyle ve Rasûlü ile mi eğleniyordunuz?" (et-Tevbe, 9/65) diye cevap verdi.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

c- Yahut hükmü bilinmesine gerek duyulan meydana gelmiş bir fiil sebebiyle inmiş olabilir. Yüce Allah'ın: "Kocası hakkında seninle mücadele eden ve Allah'a şikâyet etmekte olan kadının sözünü elbetteki Allah işitmiştir. Allah sizin konuşmanızı da zaten işitiyordu. Çünkü Allah en iyi işitendir, en iyi görendir." (el-Mücadele, 58/1) diye başlayan buyrukları buna örnektir.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları tatlim sohbet Mobil Chat