| Bakmak ve Görmek
Hayatımızın içine yerleşmiş çok gizli zannedilen fakat biraz daha yakından bakılınca şifresi çözülen ayrıntılar vardır.
Hayat telaşı içerisinde bunları gözden kaçırır çoğumuz.
Gözden kaçırdığı gibi anlamaya da çalışmaz, ya da anlamak işine gelmez diyebiliriz…
Ortaokul sıralarındayken Türkçe dersinde işlediğimiz önemli bir metinden esinlendim bugün yazımda…
Değerli edebiyatçı Nurullah Ataç’ın ‘Bakmak ve Görmek’ bir metni…
Bakmak ve Görmek arasındaki o önemli fark, çoğu zaman yaşantımızın anlamını da belirler, hatta yaşam kalitemizi, insanlara davranışlarımızı, kısacası hayat tarzımızı belirler..
Pencerenin pervazına konan kuşu, nasıl gördüğümüzden tutun da, yağmurlu bir günden sonra ıslanan sokaklara nasıl baktığımıza kadar….
Deniz kenarında yaptığımız yürüyüş sırasında burnumuza gelen iyot kokularını duyabilmekten tutun da, uzanıp yıldızları saymaya kadar…
Bakmanın ve görmenin kendi içerisindeki farklılık alanlarını çoğaltabiliriz…
Görmek istem dışı, görebilme yetimiz var olduğu sürece görme duyumuza gelen sinyallerin beynimizde anlam bulmasıdır…. Gördüğümüz şeylere bakmak ise, neden ve nasıl sorularıyla bütünleşir ve bu sorulardan beslenir…
Eğer bakmayı bilmiyorsan, her şeyin rengi aynı görünür insana….
Bakmayı bilmiyorsan; aynı fabrikadan çıkmış bir tür yığının içerisinde bulur insan kendini, makineleşir…
Bakış açısı da buradan gelir zaten…
Bakma açısı, hayata bakma ekseni gibi sözler ve deyimler de farkında olmadan bakmak olgusundan türemişlerdir..
Bakmak ve Görmek arasındaki bu önemli fark, hayatın temelini oluşturur… Nasıl baktığınla ilgilidir her şey..
Eğer sen bakmayı bilmiyorsan, yavaş yavaş görmeyi de kaybedersin zaten…
Hep aynı görmeye başlarsın, saplanıp kalırsın dogmalara, kendine ve karşındakine demirler koyarsın, prangalar koyarsın hatta önyargıların olur..
Atomu parçalamaktan zor olan önyargılar hep bakmayı bilmemekten kaynaklanır…
Birey olmanın temelinde de bakmak olgusu vardır… Birey olmak ayrı bir dünya olmaktır… Her birey ayrı bir dünyadır..
Bakabilmek ne bir koyun yapar seni ne de bir çoban…
Bakabilmek sadece sen yapar seni…
Sen olduğun için de güzel yaşarsın kendini, güzel ve huzurlu günlerin olur… Küçük ve fani dertlerin olmaz… Mutluluğun önüne hırsların geçemez hiçbir zaman…
Bakmak ve görmek arasındaki gizli dili fark etmek dileğiyle…
__________________
Eğer "dokuz" CanLı oLsaydın biLe En fazLa "sekiz" kez kaçabiLirdin öLümden..
BiLki "yedi" düveLe suLtan oLsan dahi Yerin "aLtı" mekan oLacak sana
En fazLa "beş" metre kumaş götürebileceksin Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü..
Bu dünya "üç" günLük dünya , AzraiLin yanında "iki" kat oLup yaLvarsanda nafiLe
ELbet "bir" gün öLeceksin İşte o gün herşey "sıfır"dan başLayacak..! |