Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24 Haziran 2011, 10:38   #10
Çevrimdışı
Mara
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Sabah Sabah.







Artık sana dair bir şey yazarken kelimeleri içimden cımbızla çekip alıyorum, o kadar çok yıprattığımız, anlamını kaybettiğimiz kelime kaldı ki ardımızda hangi kelimeye gitse elim daha önce kullanmış olduğumuz cümlelerde evi oluyordu, çekip alamıyorum onları oralardan.
Bu yüzden ben sana artık ne yazsam okuyana anlamsız gelir.

Demiştim ki sana bir zaman; ’ Ne zaman ansam ismini gözlerimde belirecek siluetin hüzünle..’ ,
Hiçbir şeyin değişmemiş olması, can acıtıcı. Adını ansam, peşinden hüzün gelir, özlemek gelir, şarap gelir, dumanlar gelir, gözyaşları gelir..
Halbuki insanları isimleriyle çağırırsın, gelirler o zaman.
Senin adın peşinden bir çok şeyi sürüklüyor, sen hariç.

Aslında yazdıkça düştüğümü hissediyorum, kelimelerin ne kadar donuk, anlamsız kaldığını görüyorum başta kendime ama en çokta sana yakıştıramıyorum bu durumu.
İlkokul temalı aşk triplerinde değilim halbuki, sadece aradan bin küsür gün geçmiş olmasına rağmen halen canımın acıyor olmasına çare bulma derdindeyim.

Ben sana afilli cümleler kurmasını da bilirim, bildim..
Kimseye yazmadığım kadar cümle yazdım sana, kelimele topladım yıllarca hepsini senin için harcadım, çok şey harcadım sade kelimeler mi ki ? …

Ah üç nokta koymuş oldum, ancak dikkat eden arkadaşlarımında bildiği üzere ben senden sonra üç nokta kullanmayı bıraktım, hep iki nokta kullanıyorum.
Çünkü bildim devamı gelmeyecek, umut biriktirmek bazen insanın canını yokluklardan da çok acıtıyor.
Bu yüzden iki noktalar biriktirdim, arafta misali.

Ne diyorum ben yahu ? Sabah sabah uyanıp sana bunları yazıyorum, oysa güzel bir gün bugün güneş var, içimde heyecanlar var.
Tam yeni vadilere kelebek olma niyetindeydim bu ara..
Neden ?

Neden beynim seni kuytu bir köşeye bırakıp orada solacak bir anı olmana izin vermiyor ?
Seni hâlâ seviyor muyum ? Bunun cevabını veremiyorum.
Çok özlüyorum, adın bile içimi delip geçmeye yetiyor halen.
Ama gelsen dokunmam sana, sokulmam. Belki gelmene bile izin vermem, dışıma yanaşmanı istemiyorum, bu defa öldürmeden bırakmayız birbirimizi biliyorum.
Hem değiştik, ben çok huysuz ve sorunlu oldum, kim bilir sen ne hâldesin.
Tahammülüm yok kimselere, belki sana bile.
Öyle alıştım ki senden sonra ‘tek başıma’ olduğuma. Kabullendim galiba.
O gece telefonda bas bas bağırmasaydın keşke kulağıma ’ Gizem herkes tek başına hayatta, anne baba bile değil yanında kalan, hep tek başınasın, tek başınasın!’ diye.. 6 yıllık hukukumuzda hiç bir cümlen, içimi bu kadar sarsmamıştı.
Bir gün ben ağlarken bir hikaye anlatıp beni onların kuyularından su içmem gerektiğine ikna etmiştin, sonra alıp beni onların arasında yalnızlaşmam gerektiğine, hiç kimseye benzemeyeceğime ve hiç kimsenin yanımda kalmayacağına inandırmıştın.
Ve tüm bunların üstüne bir gün bana ’ Gizem beni korkutuyor bu hâlin ?’ demiştin.. O cümlen de içimi çok acıtmıştı. Sana bile yabancılaştığımı anlamıştım.
Hep derdik ya biz birbirimizi büyüttük diye, sen çok hızlı davrandın.. Beni öldürüyorsun artık.

Artık kahve içmeliyim ve aklımdan ismini geçirmemeliyim, günüm güzel geçsin istiyorum.
Umarım bir yerlerde güzel bir tebessümle uyanırsın bu sabah.


Mara/Giz.

__________________
Ey iki adımlık yerküre; senin tüm arka bahçelerini gördüm ben.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet