Hıristiyanlıktaki Tahrifatın Bir Örneği
Bir kısım insanların, nefislerine uyup Hz. İsa’nın (a.s.) getirdiği mesajı tahrip etmelerine rağmen, aklıselim sahibi olanlar zamanla yapılan tahrifatı görüp, kısmen de olsa, tashih yoluna gitmişler. Bu ilk kilise ziyaretimde gördüğüm bir hadise de bunun somut bir örneğiydi. Programın ortalarında Papaz Hanım eline büyük bir somun ekmek alarak Hz. İsa ile ilgili bir olay anlattı. Akabinde, Hz. İsa’nın (a.s.) hatırasına, elindeki ekmekten bir parça koparıp masanın üzerindeki bardağa batırarak yedi. Herkes sıraya girip mistik bir havada ekmekten bir lokma alıp bardağa batırdıktan sonra ağzına atıyordu. (3) Ben yanımdakine bardakta ne olduğunu sordum. Şarap olduğunu düşünmüştüm. Ancak yanılmıştım. Arkadaşımın anlattığına göre, bu kilisede şarap yerine meyve suyu içiliyordu. Hayret etmiştim. Birçok kilisede şarap içilmesine rağmen, bu kilisedeki insanlar, içki içmenin doğru olmadığını anlayıp Hıristiyanlıktaki yanlış bir hükmü tashih etmişlerdi. Başka bir deyişle, tahrip olmuş bir hükmü tashih ederek bu konuda İslam’ın getirdiği hükme gelmişlerdi.
Kilise cemaati, Hz. İsa’nın cömertliğine işaret eden sofradan bir lokma aldıktan sonra şu manalı sözlerle dua etti: “Ey Rabbim! Aç olanlara aş, ekmeği olanlara da adalet açlığını ver!” |